You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Millions of people have been forced to live under inhumane conditions in Turkey and the traumas experienced by those subjected to such a regime of fear and violence have been inevitable. This book is dedicated to thousands of silenced people in Turkey between the years of 2016-2023.
Elinizdeki kitap, değerli yazar Ertuğrul İncekul’un bir taraftan yaşadıkları dönemde öne çıkan diğer taraftan etkileri günümüzde de devam eden çeşitli ilim ve fikir adamlarını eserleri ve görüşleriyle tanıtmayı amaçlıyor. İsimlere baktığımızda Osmanlı’nın son döneminden kişilerin yanında cumhuriyet döneminden de bazı önemli şahsiyetlerin mercek altına alındığını görüyoruz. Ayrıca Abdurrahman Azzam, Muhammed İkbal ve Aliya İzzetbegoviç gibi şahsiyetlerin incelenmesinin de çok yerinde olduğu bir gerçek. Ahmet Cevdet Paşa gibi Osmanlı’nın yıkılış sürecinde gerek Mecelle’nin yapımı sürecindeki rolü gerek devlet adamlığ...
OKUMANIN TARİHSELLİĞİ İÇİNDE ‘ZAMANIN ELİNDEN TUTMAK’ Kerim Balcı ‘Zamanın Elinden Tutmak’, zamanın ziyadesiyle hızlandığı ve yakıcı bir sıcaklığa ulaştığı bir zamanda uzattı bana elini. Türkiye’den çıktıktan sonra hiçbir şey yazamamış biri olarak, bu yıllara dört kitap sığdırmış M. Ertuğrul İncekul’un incelikli davetini ‘Hadi artık yaz yeniden!’ çağrısı olarak almıştım. Kitabın baskıya hazır metnini aldığımda, henüz yazmadığım bu takdim yazısı için teşekkür bile edilmişti. Kazanılmış bir maçı oynamak gibi bir şey, teşekkürü edilmiş bir yazıyı yazmak. Elinden tutmak yetmiyor zamanın, hızını onun...
“Değer miydi kitabı denince aklına gelen ilk kelimeyi söyle” deseniz bana, “ümit” derim. Evet, ümit demiş, ümit solumuş, ümit va’d etmiş İncekul. Fakat hamasi bir söylem olarak değil. Aksine Doğu ve Batı’dan nice devasa şahsiyetlerin yaşam ve sözlerinden alıntılarla temellendirmiş bu ümit söylemini. Mehmet Akif demiş, Nazım Hikmet demiş, Cem Karaca demiş, Ahmet Kaya demiş, Victor Hugo demiş, Voltaire demiş, Emile Zola demiş, Dostoyevski demiş ve özlü örnekler vermiş. El-hak doğru düşünmüş. Çünkü şu an itibariyle en çok ihtiyacımız olan şeylerin başında geliyor ümit. Bu ihtiyacı gördüğü için olsa gerek İncekul söz konus...
Türkiye’de gaybubet hayatı yaşarken 8 Eylül 2017’den itibaren Halit Emre Yaman müstear ismiyle Fuat Baran’ın yönettiği Yeni Hamle internet sitesine yazılar gönderiyordum. Tam 1 yıl sonra 9 Eylül 2018’de Meriç üzerinden Yunanistan’a geçtim. O tarihlerde aynı sitede yazıları çıkan Deniz Zengin mülteciler için yapılan bir kampanya ile ilgili olarak Yunanistan’a gelecekti. Kampanyanın bir ucundan tutup nasıl yardımcı olabileceğime dair kendisiyle iletişime geçtim ve tanışmış olduk. İlerleyen günlerde yaptığımız görüşmeler sırasında “Neden sitede çıkan yazılarımızı kitaplaştırmıyoruz?” konusu gündeme geldi. Kağıt baskı yapm...
Aşağıda okuyacağınız hikaye gerçek insanlar ve olaylara dayanmaktadır... Fedakarlığın sembolü olan Farzona, uzak diyarları keşfetme arzusu gönlüne düşen bir genc kızdı. Ettiği dualar sonrası evini ve ailesini bırakıp binlerce mil uzaklıktaki bir üniversiteye gitmeye karar verdi ve sonunda hayatını üç farklı kıtada, üç farklı ülkede Hizmet'e adadı. Aram, hayatın güzelliklerini, yardımlaşmanın lezzetini ve insan yetiştirmenin kritik rolünü yorulmadan sergileyen öğretmenlerinin izinden gitti... Süregelen siyasi çatışmaların ve savaşların yüz binlerce insanın hayatına mal olduğu ve geride bir yıkım bıraktığı ülkesin de Aram, özver...
Bu eserde, mücadeleyi bırakmayan, haksızlığa direnen ve başkaları için fedakarlık yapan insanların gerçek yaşam öykülerini bulacaksınız. Yazar, eserdeki kahramanlarla birebir görüşme fırsatı bulmuştur ve bu kişilerin yaşadıklarını, hatta kendi anlatım tarzlarına sadık kalarak bu çalışmayı ortaya koymuştur. Ansızın terk edilişlerini, sabırla ve vefayla bekleyişlerini, dile getirmekte zorlandıkları isyanları, uğradıkları haksızlıkları tam anlamıyla satırlara dökmekte zorlandığını belirtiyor yazar. Ancak yazarın içini rahatlatan tek şey, bu kişilerin yaşadıklarını ve duygularını samimi bir şekilde yansıtmak için gösterdiği çabadır.
Almanya'nın karanlık dönemlerinde antisemitizme karşı çıkan Bonhoeffer, hapishanede yazdığı mektuplarda "Sorunun kökeninde kötülük değil aptallık yatıyor" dedi. Aptallarla mücadele etmenin zor olduğunu ifade etti. Aptal insanlar mantıklı argümanları reddeder, önemsizleştirirler ve saldırıya geçtiklerinde kötü insanlardan daha tehlikeli hale gelirlerdi. Aptallık, entellektüel birikimi olan insanlar arasında bile görülebilen ahlaki bir sorundu. İnsanlar, bazı şartlar altında aptallaşabilir ve başkalarının kendilerini aptallaştırmasına izin verebilirdi. Ahmaklar ve diktatörler arasında güçlü bir ilişki vardı; diktatörler güçlerini artırd...
Advocates of Silenced Turkey, "Vefa Diyarının Sevdalıları 2" adlı şiir kitabıyla, şairlerin sesini ve duygularını yeniden bizlere sunuyor. Google Books ve Google Play üzerinden erişime açılan bu e-kitap, sözün ve şiirin gücüyle yaşanan hakikatleri, güzellikleri, acıları ve zulümleri yansıtan bir eserdir. Şair, ruhundaki güzellikleri ve yaşadığı ıstırapları aktarmayı bir görev bilmiş; bazen bir gül tomurcuğu gibi sevgi yayarak, bazen de volkan misali haksızlıklara karşı haykırarak kendini ifade etmiştir. Bu kitapta yer alan şairler, bir sanat dalı olarak şiirin doruklarında gezinen, duygu ve düşüncelerini en saf haliyle yansıtan birer hakik...
Step into the heart-wrenching world of "The Social Genocide Exhibition: A Journey of Remembrance and Human Rights Advocacy," orchestrated with deep compassion by a team of tireless volunteers and human rights champions of AST. This book is a vivid mosaic of human stories, echoing the cries for justice and the unyielding spirit of those who've suffered. Emerging from a poignant artistic tribute to the persecuted in Turkey, this exhibition, now a global endeavor, narrates the soul-stirring journey of relics and stories. These are not just artifacts; they are silent witnesses to tragedies, spanning from the historic lanes of Turkey to the bustling cities of the United States. Imagine a Kurdish ...