You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
The heart in the Islamic understanding is the expression of a human being's spiritual existence. It is a Divine gift and Divine subtle faculty bestowed upon humanity. It is a polished mirror reflecting God. Like a general, the heart commands all other bodily organs and faculties, which are its troops, Everything that comes from a human being, whether good or bad, is a product of the heart. Mehmet Y. Seker, a scholar of Sufism and tasawwuf, studies the concept of the heart in the Islamic tradition looking at how it is approached by three prominent scholars and thinkers of Islam: Ghazali, Said Nursi, and Fethullah Gulen. Being the first in English to take as its focus the human heart from an Islamic spiritual, this book comparatively analyzes classical and modern age interpretations and evaluations on the concept and adds to the rich literature of spirituality in the Islamic tradition.
Allah’ı Unutan Kendini Hatırlamaz Sosyal medyanın hayatımızın her alanına yayılmasıyla birlikte, çılgınca bir paylaşım çağına da girmiş olduk. İfşa etmediğimiz hiçbir duygumuz, dile getirmediğimiz hiçbir düşüncemiz kalmasın isteniyor adeta, diğer taraftan “daha fazla görünmelisin, daha çok göstermelisin” telkini yağıyor dört bir yandan. “Kesintisiz etkileşim ve iletişim olmazsa yaşayamam” diye düşünenler, internetsiz ortamlarda bunalım geçirenler var. Anlık konum bildirmek, ne yediğini dakikasında paylaşmak, her sabah ne giydiğini ilan etmek, saat başı duygu durumu güncellemesi yapmak, her an video çekip yayınlamak, birçok insa...
“Şimdi geldi!” derken, yavaş yavaş üç ayların sonuna doğru yaklaşıyoruz. Receb-i Şerîf ayını uğurladık, Şaban ayını yarıladık ve Ramazan Ayı’na kavuşuyoruz. Rabbimiz, bu gün ve geceleri, ümmet-i Muhammed için hayırlı, bereketli eylesin. Bizi hayır, saadet, âfiyet ve selâmet içinde bayrama kavuştursun. Gerçekten çok büyük günler içindeyiz; Allâh’ın rahmet ve mağfiretinin bir sel gibi her şeyi içine aldığı günler… İnat ve ısrarla bu merhamet ve mağfiretten mahrum kalmayı seçenler dışında herkesin az-çok istifade edeceği mânevî bir bereket yağmuru, bu günler… Rabbimiz, hepimize gereği gibi istifade etmeyi nasip etsin. Bu ...
Her doğan ölüme mahkum, değiştirilemez bir gerçek bu. Sınırlı bir zaman diliminde yeryüzündeyiz, aramızdan hiç kimse bâki değil dünyada, alıp verdiğimiz her nefes bizi mâlum sona doğru daha da yakınlaştırıyor. Solan çiçekler, batan güneş, yaşlanan vücutlarımız fâniliğin açık işaretleri. Herkes bir yol tutturur, insan olmak bunu gerektirir. İnananların yolu ve takip edeceği rota bellidir: Hz. Muhammed’in izi. (Sallâllâhu aleyhi ve sellem) “Bunları biliyoruz” dediğinizi duyar gibiyim. Olsun, hatırlatmak istedim, çünkü hatırlatmak imanlı kimselere fayda verir, böyle buyruluyor ezelî kelamda. Hatırlatmak istediğimiz şeylerden birkaçı...
Virüsün Dili Olsaydı... Merhametin kuruduğu bir zamandayız. İnsan ve fıtrat düşmanları ortalıkta cirit atıyorlar. Bu güruh önce insanı sonra yapay zekâyı ilâhlığa oturttu. Hatta tarihin sonunu ilan edecek kadar haddini aştı. Şimdilerde ise nereden geldiği meçhul bir virüsün şokuyla ne yapacağını şaşırmış durumda. Allah’ın görünmeyen ordularından bir asker, algoritma putperesti olmuş bu gafilleri tuşa getirdi. Dünya bir anaforun içine düştü. Kıyamet sahnelerine benzer bir hengâm yaşıyoruz. Ayetlerdeki tasvirler her yerde değil mi? Anne evladından, kardeş kardeşinden kaçıyor. Nedir peki bu hercümercin esas sebebi? Bir damla petrolü b...
Yıpranıyor Tek Tek Kadın ve Erkek Tam on sene önce, bayramda kıymetli halamıza uğramıştık. Halamız “eski toprak” diye tabir edilen insanlardandı, epey gün görmüşlüğü vardı, hoşsohbetti. Muhabbet esnasında, şu komik cümleleri kurmuştu: “Sabahları bakıyorum, bütün adamlar ellerinde çöp poşeti ile dışarı çıkıyor. Tin tin yürüyüp çöp atıyorlar. Akşamları ise işten gelip mutfağa giriyorlar, bir şeyler yapıyorlar. Bizim zamanımızda heriflerin bir asaleti vardı, evin nafakasını getirirlerdi, o kadar. Ne çöp atarlardı ne mutfağa girerlerdi. Mum gibi beklerdik adamlarımızı. Şimdiki adamların hepsi çöp adam olmuş ayol.” Halamı...
Dini Satmak Kendini Harcamaktır Dünya bir pazardır. Burada herkes her gün nefsini satışa çıkarır ve öyle ya da böyle bir fiyata razı olur. Kimi aldığı fiyatla kendini kurtarır, kimi ise israf olur. Ama ilginçtir, kimse fiyatını ucuz görmez. Herkes fiyatına razıdır. Hakikat şu ki herkes razı olduğu fiyatın bedelini ödeyecektir. “Meğer ben ucuza gitmişim” idrakinin çıkıp geleceği vakit muhtemelen her şey için geç olacaktır. Dünya pazarında fiyatımızın ne olması gerektiğini Rabbimiz belirlemiştir. Mü’min rayicini Allah’ın biçtiği pahaya göre belirleyen insandır. O, Allah’ın verdiğini yine Allah’ın istediği yer için sarf eder. ...
Özgüveni Olmayan Atağa Çıkamaz! - Yazıklar olsun, özgüvenleri tamamen bitmiş, ya yana ya geri oynuyorlar! “Gençlik STK’ları ve Futbol” teması kapsamında sosyal tahlil niyetiyle tribünlerde bulunduğum bir futbol maçında, hemen yanımda bulunan öfkeli adam, tuttuğu takıma böyle sitem etmişti. Kastı şuydu: Taraftarı olduğu takım ne zaman atağa çıkacak bir pozisyon yakalasa, gole yaklaşsa, futbolcular tedirginliklerinden ve ürkekliklerinden dolayı topu ya yanlarındaki ya da gerideki oyunculara paslıyor, bir türlü cesaret edip de ileriye doğru atağa çıkamıyorlardı. Yakaladıkları en güçlü pozisyonlar bile cesaret eksikliği ve risk alınm...
Güç, İslam dünyasının en önemli sorunu. İnsanlığa İslâm lâzım, İslam’a da Müslüman lâzım. Müslüman, ister ferd olarak Müslümanlık kıvamı boyutunda olsun, ister toplumların bütününü ifade eden “Ümmet” boyutunda olsun, güçle donanacak ki, sesini nefesini, bütün insanlığa ulaştırabilsin. İslam hem Müslümanın insanlık kalitesi ile ulaşacak dünyaya, hem sesin taşınacağı araçlarla. Bugün İslam’ın insanlığa sunumunu bile kendi dışındaki güçler ve çarpıtılmış olarak yapıyor. İslam’ın terörle bağlantılı sunumu, İslam’a düşman güçlerin işidir ve ümmet olarak bunu önlemekte zorlanıyoruz. Zorlanıyoruz çünk...
Aziz Okuyucu “Neredeyiz?” Bu, zaman zaman kendi kendimize bakma, özeleştiri yapma, nefis muhasebesine yönelme zaruretinin sorusu. Bugün bunu “İnsan ilişkileri”nde yapalım dedik. Çünkü odur bizim, toplum içinde “Nasıl”lığımızı ortaya koyacak olan. Nasıl bir insanız? Her daim Müslümanız. Müslüman olmak bir ânâ, bir duruma, bir statüye münhasır bir oluş değil. İslam sınırına girildikten sonra -ki biz, Müslüman ana babadan, Müslüman bir yuvada ve ülkede dünyaya gelen insanlar olarak bu yolculuğu ana rahminde başlatıyoruz- bir inşa sürecinin içine giriyoruz. Nev’i şahsına münhasır, deniyor, kendine özgü diye de ifade edilebilir, b...