You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Diplomacy, Society and the COVID-19 Challenge brings together authors from various disciplinary backgrounds to examine the impacts of the pandemic on world politics and international relations, focusing on diplomacy and national, regional, and global responses to COVID-19. The authors adopt a critical perspective which questions the general assumption that security is only related to state security. The book’s first part deals with diplomacy and COVID-19, exploring forms such as virtual, digital, and science diplomacy. The second part, on national and regional responses to COVID-19, provides a detailed evaluation of the foreign policies of states and regional actors and the national/regional impacts of the pandemic. The third part investigates the responses of international organisations, such as NATO and the OECD, to COVID-19’s transformative and disruptive effects. This book will be of interest to students, scholars, and researchers of international relations, diplomacy, security studies, global governance, political science, political economy, and global public health, especially those with a particular focus on COVID-19 and how it has changed the world.
In addition to the effects of the COVID-19 pandemic at the state and system level, called high politics, this book discusses how it has affected people’s inner worlds and daily lives. Including religious, historical, social, linguistic, and legal analyses, it offers different and broad perspectives on the effects of COVID-19. The book also questions the shape international security has taken in the aftermath of the pandemic.
The essays in this volume dispel some of the myths concerning the Mongolians and other Inner Asian peoples. This remarkable volume edited by and dedicated to Morris Rossabi challenges the depictions of these mostly nomadic pastoral groups as barbaric plunderers and killers while not denying the destruction and loss of life they engendered. Several essays pioneer in consulting Mongolian and other Inner Asian rather than exclusively Chinese and Persian sources, offering new and different perspectives. Such research reveals the divisions among the Mongolians, which weakened them and led to the collapse of their Empire. Two essays dispel myths about modern Mongolia and reveal the country’s significance, even in an era of superpowers, two of which surround it. Contributors are: Christopher Atwood, Bettine Birge, Michael Brose, Pamela Crossley, Johan Elverskog, Jargalsaikhan Enkhsaikhan, Yuki Konagaya, James Millward, David Morgan, and David Robinson.
The 10th Summit of the Heads of State of the Organization of Turkic States (OTS) is a significant event for the Turkic World, scheduled for November 3, 2023, in Astana, Kazakhstan. Hosted by President Kassym-Jomart Tokayev, this summit is set to be a vital gathering for the leaders of Azerbaijan, Kyrgyzstan, Türkiye, Uzbekistan, and observer states, along with the Secretary General of the OTS. The Summit was crowned with the central theme, “TURKTIME,” a visionary proclamation from the leaders to future generations. This theme embodies a unified, cooperative spirit, and a collective determination to steer the Turkic World toward a trajectory of prosperity and comprehensive development. T...
In addition to the effects of the COVID-19 pandemic at the state and system level, called high politics, this book discusses how it has affected people's inner worlds and daily lives. Including religious, historical, social, linguistic, and legal analyses, it offers different and broad perspectives on the effects of COVID-19. The book also questions the shape international security has taken in the aftermath of the pandemic.
Prof.Dr. İsmail E. Erünsal, Mustafa Birol Ülker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu (1953-2015), Başvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek İslâm enstitülerinin İlâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de İslâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. İdeal olan hem bu tezlerden diğer araştırmacıların yararlanabilmesini sağlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırlanmasına engel olmaktır. İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 İlâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını sağlamak amacıyla TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Türk toplulukları, tarihî süreçte çeşitli dinlerle temasa geçtiler, fakat herhangi bir dine topluca girmediler. İslâm gelmeden önce göktanrı inancı etrafında şekillenen Türk dinî inançlarına bağlı kaldılar. İslâm’la oldukça erken dönemlerde temasa geçen Türk boylarının İslâmlaşması, uzun yüzyıllarda gerçekleşti. Talas Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler böyle bir sürecin başlangıç döneminde yaşanmış hadiselerdir. Türkler ilk defa İslâm’la fetihler yoluyla tanıştılar. Çeşitli müslüman mezhepleri ve sûfî okulları Türkler’in İslâm anlayışları ve dindarlıklarının oluşumunda önemli rol oynadı. Türk toplulukları, İ...
Bu çalışma, daha önce yine İz Yayıncılık tarafından yayımlanan Kadın Olmak: İslâm, Gelenek, Modernlik ve Ötesi isimli kitabın tamamlayıcı parçasıdır. Kimi çevreler tarafından geleneğin gelişme önünde engel olarak görüldüğü, değer yargılarının baştan aşağıya yozlaşmaya maruz kaldığı ve kimlik siyasetinin toplumlara empoze ve dikte edildiği günümüzde değerlerimizi; kültürel, biyolojik ve sosyolojik sınırlarımızı ve kavramlarımızı tanımak ve anlamak ehemmiyet kazanmıştır. Ülkemize Batı tarafından nakledilmeye çalışılan (ve Batı’yı da zehirleyen) “Woke” kültürü kendisini erkek-kadın tanımlamalarında, konumlandırmalarında ve değerlendirmelerinde de hissetmiştir. Erkek Olmak: İslâm, Sâbiteler ve Değişen Roller kitabı, gelenek ve İslâm çerçevesinden bu zehre entelektüel ve ahlaki bir panzehir üretme çabasında, değişen dünyada hem gelişme hem de özgün kalmanın yollarını sunma gayesindedir.
Zaman çarkının dönmeye başlamasından itibaren günler birbirini kovalıyor. Geceler gündüzün, gündüzler de gecenin peşinden koşuyor; fakat biri diğerini geçemiyor. Zamanı durdurmaya hiç kimsenin gücü yetmiyor. Doğan çocuklar genç oluyor, gençler olgunlaşıyor ve sonra yaşlanarak bu hayattan ayrılıp gidiyor. Gidenler geri gelmiyor. Gelen olsa da bizlere bu hayatın göz açıp kapayacak kadar kısacık olduğunu anlatsa, fakat bu da mümkün olmuyor. Bu dünyadan ayrılıp da arkasında herhangi bir eser bırakanlar, eserleri yaşadığı müddetçe iyi veya kötü yönleriyle hatırlanıyor. Hiçbir şey bırakmayanlar ise en fazla bir kuşak sonra unutulup gidiyor. Bu dünyada güzel bir iz bırakmak, hayırla yâd edilmeye bir vesiledir. İnsanın hayırla anılması, üzerinde durulmaya değer önemli bir ayrıntıdır.
Hem Orta Çağ hem Avrupa... Ne kadar da ilginç ve gizemli iki kavram değil mi? Tarih, daima bir mekanda gerçekleşir; medeniyet ise daima bir toprakta gelişir ve yayılır. Aslında Orta Çağ, bir geçiş evresi ve aynı zamanda bir tutulmadır. Dolayısıyla birbiriyle ilişkili bu iki kavram, bize kuzey ışıkları gibi rengarenk bir dünyanın kapısını aralıyor. Medeniyetlerin kırılma noktaları da bu zaman diliminde gerçekleştiği için tüm medeniyetlerden de izler taşıyor. Orta Çağ Avrupa'nın hem gerçeklik hem de temsil anlamında biçim aldığı bir dönemdir. Çünkü gelecekte Avrupa, kendini toplumuyla ve medeniyetiyle Orta Çağ'da şekillenen ve de kendisine ait bir zaman kavramanı yaratan şekliyle var olacaktır. Bu kitapta da Orta Çağ'da Avrupa'nın kapısı aralanıyor. Çünkü bütün medeniyetlerin bir dili, zamanı ve mekanı vardır. İşte en önemli siyasi ve sosyal yönleriyle Orta Çağ Avrupa'sı...