You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
İsterdim cemi cümlemize yetsin ve kimsecikler koklamasın zulmet diyarını, sevenler sevdiklerini taşısın bisiklet arkasında ve yere düşseler dahi gülmeye devam etsin çocuklar.
Altı yüz yıllık bir geçmişe sahip olan Osmanlı tarihinin şüphesiz en gerçekçi ve temel kaynaklarından biri şeriyye sicilleridir. Şeriyye sicilleri, incelenen dönemin kültürü, ekonomisi, idarî ve siyasî yapısı, dinî ve sosyal hayatı, aile bağları, gelenek ve göreneklerine ışık tuttuğu gibi, iş alanları, sanayi alanındaki gelişme ve üretimler, yetiştirilen tarım ürünleri, ticaret ve terekeler gibi birçok konu hakkında da önemli ipuçları vermektedir. Osmanlı adliye teşkilatının temeli olan Şeriyye Mahkemeleri’nde tutulan bu defterler, sadece Türk tarihi için değil, o dönemde Osmanlı sınırları içinde bulunup da bugün ayrı birer devle...
Modernizmle birlikte Batı'nın değişen insan, dünya, evren ve Tanrı algısı, şüphesiz Batı ile sınırlı kalmamış, hemen hemen bütün dünyayı etkilemiştir. Maddeye şekil verme hünerini ileri derecede geliştiren ve bunu kullanarak dünyanın geri kalan önemli bir kısmını ya bizzat veya nüfuz alanı oluşturarak egemenliği altına alan ve dünya coğrafyasında önemli değişiklikler meydana getiren Batı'nın bu faaliyetleri, ondan etkilenen diğer kültürlerin kendi din, ahlak, gelenek ve adetlerinden şüphe etmesine sebep olmuştur. Batı'nın üzerimizdeki askeri faaliyetlerinin ve belki Batı'ya olan coğrafi yakınlığımızın, bu etkinin bizde daha fazla hi...
Ölmek için yaşayanlar için son, aslında yeni bir başlangıçtır. Bir devrandı rüya gibi tarihi roman serisinin 2. kitabıdır Artık Osmanlı İmparatorluğu’nun tohumlarının atılma vaktiydi. Artık Ertuğrul’un ocağının, Osmanlının ocağı haline gelme vaktiydi. Üç kafadarların yeni maceralara doğru yol alma vaktiydi. Vakit, imparatorluk olma, Peygamber sancağını, Bizans surlarında dalgalandırma vaktiydi. Şimdi vakit, ölmek için doğanların ölüm yolculuğuna çıkma vaktiydi.
Devlet, hukuk demektir. Hukukun tezahürü de mahkemelerdir. Osmanlı adliyesini ve bunun Tanzimat Fermanı sonrasında aldığı biçimi tasvir eden bu eser, aynı zamanda, Tanzimat'ı hazırlayan sebepleri, Batı'nın baskı ve dayatmalarını, adliye ıslahatına neden ihtiyaç duyulduğunu, bu ıslahatta alınan modeli, bunun İslam hukukuna ne derece uyduğunu, karşılaşılan güçlük ve reaksiyonları gözler önüne sermektedir. Bu arada Avrupa devletleriyle de çarpıcı mukayeseler yapılmaktadır. Böylece Osmanlı Devleti tarihinin çok önemli bir devresine de ışık tutulmuş olmaktadır.
Hayatın içinde yaşadığımız binlerce hikâyeler vardır. Birçoğumuzun unutamadığı anlar, gelecek kuşaklara ders olsun diye nasihat şeklinde iletilir. Bazıları yazıya dökülür, bazı hikâyeler ise bizimle beraber toprağa gömülür. Elbette ki yazarı insan olan tüm kitapların eksiği kusuru vardır, hiç bir insan ve eseri kusursuz olamaz. Kusursuz ve mükemmel olan sadece Allah ve onun kitabı Kur’an-ı Kerîm'dir. Kur’an-ı Kerîm'de öyküler anlatılır. Bizim de hayatımızın her alanında, örnek almamız istenir. "Elbette onların hayat hikâyelerinde akıl sahipleri için ibret vardır." Bu kitabımızda hayattın içinde yaşadığımız tecrübeler sizler...
Günümüzde yerel tarih çalışmalarına olan ilgi gittikçe artmaktadır. Bu çalışmaların biri de uzun yıllar büyük bir emek verilerek hazırlanan “Görele’de Spor ve Görelespor (1923-2011)” adlı çalışmadır. Ahmet Yaşar İmamoğlu, babası Galip İmamoğlu’ndan devir aldığı futbol sevgisini hâlâ devam ettiren isimlerden birisi. Hayatı Görele sporu üzerine kurulmuş bir kişi. Kitap, Görele’de ve dolayısıyla çevresinde gelişen spor tarihini ayrıntılı olarak anlatıyor. Kitabı okudukça gözümün önünden Görele’de maç günleri; kadınlı-erkekli grupların sahaya gitmeleri, saha kenarında müşterilerine bir şeyler satmak gayretinde olan esn...
Mütevatir kırâat, Kur’an-ı Kerim’in çeşitli şekillerde okunuşunu ifade etmektedir. Hz. Peygamberden bazı ayetlerin farklı okunuş şekilleri sahabe aracılığıyla daha sonraki nesillere aktarılmıştır. Çok sayıda büyük bir topluluk tarafından nakledilen bu kırâat şekillerine şartlarını taşıdığından dolayı mütevatir kırâat denir. Bu kırâatler günümüze kadar aynen olduğu gibi gelmiştir. Aşere-Takrib adı altında günümüzde de hem ülkemizde hem de diğer İslâm ülkelerinde okunmaktadır. Bu farklı okunuş tarzları birçok yerde manayı da etkilemektedir. Bunun da Kur’an tefsirinde önemli bir yeri vardır. Çünkü farklı okuyuşla farklı manalar ortaya çıkmaktadır. Böyle olunca da ortaya çıkacak mana zenginliğiyle Kur’an-ı Kerim daha iyi anlaşılmış olacaktır. Bu eserde farklı okuyuşlardan kaynaklanan mana zenginliğine örneklerle işaret edilmektedir.
Adalet, Osmanlı Devleti’ni asırlarca aykta tutan en mühim unsurdu. Bu hissin zayıflaması, çöküşün hem sebebi, hem de neticesi oldu. Bir seferden dönerken, asker, ekinlerini çiğnediğinden yakınan köylüye, Kanunî Sultan Süleyman; ‘Peki bizi kime şikayet edersin? diye latife edince, köylü ; Kanuna şikayet ederiz kanuna!’ demişti. Adalete verilen bu ehemmiyet, Osmanlılara büyük bir itibar kazandırdı. İnsanlar hukuku idarecilere bir teminat olarak gördüler. Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar gibi problemli bir coğrafyada, çeşitli kavim ve kültürlerin bir arada uzun zaman nasıl gürültüsüz patırtısız yaşadığını bugün insanlar merak ediyor. Bu kitap unutulmuş bir mâziye ışık tutuyor. Osmanlı Hukuku kitabımız; TÜBA, TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ’NİN 2013 YILI BİLİMSEL TELİF VE ÇEVİRİ ESER ÖDÜLLERİ PROGRAMINDA KAYDA DEĞER TELİF ESER (MANSİYON) ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR.
İslâm Hukuku, yeryüzünün geniş bir kısmında asırlarca hükümran oldu. Bugün bile pek çok ülkede kısmen de olsa uygulanıyor. Modern hukuka tesiri de inkar edilemez boyutta, İslam Hukukunun doğuşu, gelişmesi, kıt'alara yayılması, sonra yavaş yavaş yeryüzünden çekilişi, tarihin en ilgi çekici hadiselerinden biri kabul edilmektedir. İslâm Hukuku'nu tanımak için de, öncelikle bu hukukun tarihini bilmek gerekir Çünkü tarih, bir hâdiseyi yakından tanımakta mühim bir yardımcıdır...