You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Recent Advances in Economics and Administration Sciences Concepts, Researches and Applications
Hiçbir şeyden memnun olmayan dört çocuk ve bir koca! Çıtı pıtı Zerrin için her gün çeşit çeşit eziyetler ve hakaretlerin sonu gelmiyordu. Tam rahat bir çay içip, kahvaltı yapacaktı ki onlar geldi, kayınvalide ve kayınpeder! Hadi buyurun curcunaya. Zerrin'i neler bekliyor? Öğrenmeye ne dersiniz?
None
Çocuk edebiyatı çocuğu hayatla tanıştıran, hayal dünyasını geliştiren ve ona yaşamayı, çevresiyle iletişim kurmayı daha da önemlisi kim olduğunu öğreten verimli bir kaynaktır. Sağlam bir gelecek ancak iyi eğitim almış çocuklar ve değerlerine, tarihlerine, dil ve kültürlerine sahip çıkabilen bireylerle kurulabilir. 2001 de çocuk edebiyatı ve hatıra türündeki eserlerinden dolayı Türkiye Yazarlar Birliğinin “Üstün Hizmet Ödülü”nü alan; “Christian Andersen Hans” ödülüyle de uluslararası platformda isminden söz ettiren Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının kadın yazarlarından Cahit Uçuk (1909-2004) da çocuklar için yazdığı roman, öykü, masal ve manzum masallarla onların eğitim ve öğretimine özel bir katkı sağlar.
Cenâb-ı Hakk’ın biz kullarına gönderdiği bir mektuptur Kur’an-ı Kerim… Her sûresinde bir birinden önemli düsturlar yer alır mukaddes kitabımızın… Her âyetinde bizler için uyarılar, müjdeler vardır… Fakat anlayana… Sadece okumak bile elbette güzeldir; ama ya âyetleri tefekkür ede ede âdeta içimize sindire sindire okumak, düşünmek… Bu kitap sûrerin tefekkür edilerek okunmasını ve anlaşılmasını kolaylaştırmak için yazıldı. Daha önce hiç karşılaşmadığınız yöntemlerle sûreleri okuyacak, anlayacak ve üzerinde tefekkür edeceksiniz. Yöntmelerin detaylı açıklaması, uygulamaları, örnekleri, sûrelerin nüzül sebepleri, sûrelerin kendi dillerinden kendilerini anlatmaları ve daha bir çok güzel etkinlik bu kitapta sizleri bekliyor.
Cemil’in bütün gün evde ruhsal söküklerle uğraştığını da biliyordu Nazlı. Ev, iplik parçalarıyla, kırpıklarla dolu oluyordu, iki ucu bir araya getirilememiş hatıralarla ve partal fikirlerle. Yaşamak bu küçük evde de eksik kalıyordu; elli dört metrekare içinde Cemil’in yetişemediği, tamamlayamadığı şeyler vardı. Sessizlikler vardı. Hissettiği şeyi tam o anda kimseye söyleyememiş Cemil’in kuytuya köşeye bıraktığı sessizlikler, yutkunmalar ve toz. Ufukta toplu konutlar yükselirken neyin gölgesi düşer aşkın, arkadaşlığın, edebiyatın üzerine?
Kur’an tefekkürü ile ilgili Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Bu Kur’ân feyiz ve bereket yüklü öyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar âyetleri üzerinde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz akıl sahipleri, on-dan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz.” (Sa’d, 29) Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) haber verdiğine göre “Allah’a yakın insanlar Kur’ân’a yakın olanlardır.” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 16) Kur’ân’a yakınlık ise, onu okumak, anlamaya çalışmak, âyetleri üzerinde tefekkür etmek, onları yaşamak ve tebliğ etmekle mümkündür. “Bir saat tefekkürün gece kıyamından üstün” olduğunu belirten Ebû’d-Derdâ (r.a.), tefekkürün kulluk için büyük önemine dikkat çekmektedir.
Halid Ziya’ya kadar, romancı muhayyilesiyle doğmuş tek muharririmiz yoktur. Hepsi roman veya hikâye yazmaya hevesli insanlardır. Ahmet Hamdi Tanpınar Tereddütsüz söyleyeceğim ki yazdıklarımın hiçbirisini yazmamış olmak ihtimalini o kadar büyük bir hüzün duymayarak düşünebiliyorum. Fakat Mai ve Siyah için böyle değil! Onu yazmış olmak isterdim. Ve pek iyi etmişim ki yazmışım. Onun için, eksiklikten arınmıştır, baştan ayağa meziyettir demiyorum. Fakat onda hemen bütün ben varım, benim bir daha geri gelmeyecek olan emellerle, hülyalarla ve onların yanı başında hüsranlarla, elemlerle dolu olan gençliğim var. Hatta yalnız benim değil… Bütü...
Bu kadar aydır en ateşli bir aşkla temas etmiş, en samimi bir hayatla yaşamıştı. Hâlâ neydi, nasıl bir kadındı, bunu bilmiyordu. Hatta hissiyatına, heveslerine dahil olmak mümkün olamamıştı. Her teşebbüsünde belirsiz kalmıştı. Düşünüyordu. Sevmiş miydi? Sır! Neydi? Muamma! Bir rüya gibi anlaşılmadan yok olmuştu. Bir sfenks olarak görünmüş, bir sfenks olarak geçip gitmişti… 1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planı...
None