You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
“Kaza değil bu ya, bu cinayet. Niye cinayet biliyor musun? Bazen şöyle diyorlar: İşçiler cahildir. Öyle midir? Bu işçiler dünya güzeli gemileri yapıyor, denizde yüzdürüyor; cahil değil. Ama elektriğe bastığında cahil! Oysa önlem almadığından, üç kuruş daha fazla kazanasın diye beş kuruşu harcamadığından bu cinayet oluyor. Beş dakikalık gaz ölçümünü yapmazsan, işçi patlamada öldüğünde bu cinayet değil midir? Cinayetin âlâsı bu.” Tersane işçisi Hakkı Demiral Türkiye’nin son otuz yıldır geçirdiği iktisadi dönüşüm, tüm çıplaklığıyla işçi ölümlerinde çıkar karşımıza. Kimi zaman maliyet hesabıyla kimi zaman kadere havale edilerek ulaşılan sonuç, işçilerin hayatlarının devlet ve özel sektör tarafından önemsenmediği, güvencesizlik, ihmal ve umursamazlığın kol gezdiği bir “ölüm yolculuğu”dur. Tekstil, inşaat, maden, enerji, tersane işçilerinin hızlanarak artan ölümleri iş kazası değil, cinayet hükmüyle anılıyor bu nedenle. Başarılı gazeteci İsmail Saymaz, bu cinayet mahallerine dönüp bir kez daha bakıyor, cinayetin delillerinin izini sürüyor Fıt
Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, adrese gittiklerinde dayanılması güç bir kokuyla karşılaştı. Kapının zili polisler tarafından uzun uzun çalındı fakat yanıt gelmedi. Çilingir çağrıldı, kapı açtırıldı. Polis ekipleri, eve girdiklerinde, tüyler ürpertici bir manzarayla karşılaştı. Ünlü gazeteci, salonun ortasında kanlar içinde yatıyordu ve çıplak cesedi çürümeye başlamıştı. Kısa süre sonra Olay Yeri İnceleme ekipleri geldi. Ama artık iş “En yüksek tepe Gayrettepe” diye nam salan Gayrettepe’nin Cinayet Masasının amansız dedektiflerini ilgilendiriyordu… Filmleri aratmayan bir çalışmayla çözülen bu cinayet Türkiye’nin ilk bilişim yoluyla çözülen cinayet vakası oldu. İşte bu kitapta, Sir Arthur Conan Doyle’un ‘Sherlock Holmes’ünün ve Agatha Christie’nin yarattığı Dedektif Hercule Poirot’un, maceralarına taş çıkartan Türk dedektiflerinin gerçek hikâyelerini bulacaksınız... Kan donduran cinayetleri nasıl çözdüklerini, kriminal olaylardaki inanılmaz ayrıntıları, ilk kez bu kitapta kahramanlarının anlatımıyla okuyacaksınız...
Can Kozanoğlu, Cilalı İmaj Devri, Pop Çağı Ateşi, İnternet Dolunay Cemaat ve Yeni Şehir Notları’nda 1990’lar Türkiye’sini anlattı. Siyaset, toplum, ekonomi, şehir yaşamı, popüler kültür, medya, tüketim alışkanlıkları, eğlence, özetle bir ülke hakkında bahse değer her şey vardı bu kitaplarda. İnce gözlemlerle insansız bankacılık, arabeskin dönüşümü, yuppie’ler, new age akımlar, Fetullah Gülen, internet, orta sınıfın AVM’lerle sınavı, televizyon dizileri furyası, pop patlaması, özel güvenlik sektörünün yükselişi bu kitaplarda çıktı karşımıza... Can Kozanoğlu 2000'lerde bu tür kitaplara ara verdi. Oysa Türkiye’nin son ...
Dünya ve Türkiye de Masonluğun tarihini , gelişimini anlatan 60 sayfalık bir eser.
1919’dan 2007 yılına kadar Türk yayımcılık tarihinden neredeyse yüz yıllık gazete manşetleri. Toplam 495 Sayfa. Okunmamış her gazete yenidir. Yakın geçmiş hakkında bilmediklerinizi, direk o günün gazetelerinden görmek istemez misiniz? İşte bu kitapta bunu sunmaya çalıştık.
Hizbullah, Türkiye’nin Kürt coğrafyasında, 1990’larda kıyıcı bir şiddet uygulayan bir gizli örgüttü, daha sonra bir sosyal harekete ve siyasî partiye dönüştü. Hâlâ kapalı bir yapı; dışarıdan bakanlarda genellikle korku uyandıran bir imgesi var. Mehmet Kurt, Hizbullah’ın karanlıktaki dünyasına güçlü bir ışık tutuyor. Hizbullah’ın ideolojik, politik ve örgütsel ortamının ayrıntılı bir resmini çizmekle; din anlayışı ve şiddete bakışı mercek altına almakla kalmıyor aynı zamanda örgüt içindeki grup aidiyetinin ve dinamiğinin canlı bir tasvirini de görüyoruz. Hizbullah’ın dünyasında adanmışlık kültürü hakkında, ölüm ...
This edited collection takes a timely and comprehensive approach to understanding Turkey’s television, which has become a global growth industry in the last decade, by reconsidering its geopolitics within both national and transnational contexts. The Turkish television industry along with audiences and content are contextualised within the socio-cultural and historical developments of global neoliberalism, transnational flows, the rise of authoritarianism, nationalism, and Islamism. Moving away from Anglo-American perspectives, the book analyzes both local and global processes of television production and consumption while taking into consideration the dynamics distinctive to Turkey, such as ethnic and gender identity politics, media policies and regulations, and rising nationalistic sentiments.
Bu kitap Dink Cinayeti’ne farklı bir perspektiften bakmaya davet ediyor. Cinayete ‘bakış açısı’nı değiştirip cinayetin öncesine bakıyor. Zira bu cinayette tekik 19 Ocak 2007’de çekilsede öncesinde uzun ve kapsamlı bir hazırlık evresi var. 2003 itibariyle MGK’da çerçevesi çizilen ‘azınlık ve yabancı düşmanlığı’nın Ulusalcı dalgayı şişirmek için nasıl istismar edildiğini, bir anda ekranları saran misyonerlik tartışmalarının aslında nasıl bir planın parçası olduğunu, Dink’in afişe edilip hedef yapılmasının Ankara’dan başlayarak Trabzon ve İstanbul’a uzanan ve ‘devletin aktif rol aldığı’bir proje olduğunu, cinayette aktif rolü olmasına rağmen sorgulanmayan MİT ve Jandarmayı, emniyette yaşanan ekip savaşlarını ve cinayetin nasıl ustaca saptırıldığına dair çarpıcı detayları, gün yüzüne çıkmamış bilgileri okuyacaksınız. Tabi cinayetin iktidarın siyasi hedefleri doğrultusunda Gülen Cemaati’ne nasıl yamanmaya çalışıldığına dair çarpıcı detayları da göreceksiniz.
Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Siyasal Hayat’ı kendi kulvarındaki öteki kitaplardan ayıran başlıca özellik, “siyasal hayat”ı kavrayış biçiminde yatıyor. Siyasal hayatı, dünya-tarihsel bağlamı içine yerleştirerek, iktisadi koşullar ve kültür hayatıyla ilişkilendirerek ele alan kitap, bunların tümünün gerisindeki dinamiğin toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler ve çelişkiler olduğunu gözetiyor. Türkiye siyasal ve toplumsal tarihinin önemli dönemeçlerine göre ayrılan her bir bölüm kendi içerisinde dört aşamalı bir izleği takip ediyor: iktisadi ve toplumsal koşullar, siyasal gelişmeler, dünyayla ilişkiler ve kültür hayatınd...