You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bu kitap şunu iddia eder ki, bahsedilenler olursa şu sorunun yanıtı doğru verilmiş sayılır: ülke ve dünya nasıl değişir? Adaletli, refah içinde hakkaniyetli paylaşımın olduğu, imtiyaz ve saltanatlara ‘’DUR’’ denen dünyada bahar daha farklı açacağı gibi, yalnızca belli coğrafyalarla da kısıtlı kalmaz bu. Baharın kuşları daha da özgür öter. İlkbahar çiçeklerinin üzerine çocukların göz yaşları ve kanları akmaz. Kar daha beyaz yağar yeryüzüne. Sıcak olmayan hane kalmaz. Barış güvercinlerinin çırpınışı boşa gitmez böyle bir dünyada. Herkes birbirini anlama ve ihtiyacını giderme eylemine geçer. Egolar sıfırlanır böylece. Vahşi yarışma yerine, dostça daha iyiye erme müsabakası vuku bulur Anadolu’da ve yerkürede. Ne insanı ve toplumları sömüren kalır ne de buna mahal veren bilinçsizlik. Çünkü herkes için tek gaye esastır: Filizleri koparmak yerine, sulamak sevgi ile.
Kişisel hayatınızın tıkanıklığını öz farkındalığınızı geliştirerek ferahlatın. Farkındalık; hayatı kendi adımıza yaşamamızı sağlar. Günümüz dünyasında insanlar bütün işlerini daha önceden kafalarında planlarlar. Zamanın gelmesiyle kurgu planlar otomatik bir program gibi işler. Bu durumu bir alegori ile açıklamak gerekirse programlanan bir beynin kiralanmış bir bedeni kullanmasından hiçbir farkı yoktur. Önceden kurgulanan beyin etrafında olan güzellikleri fark etmesi ve içerisinde olduğu anın tadını çıkarması imkânsızdır. Burada Descartes’ın varlık sorununu düşünceyle ortaya koyduğu gibi bireyin yaşadığını kanıtlaması...
Between the 1890s and 1920s, cities in the vast region stretching from the Mediterranean Sea to the Indian Ocean were experiencing political, social, economic, and cultural changes that had been set in motion at least since the early nineteenth century. As the age of pre-colonial empires gave way to colonial and national states, there was a sense that a particular liberalism of culture and economy had been irretrievably lost to a more intolerant age. Avoiding such dichotomies as East/West and modernity/tradition, this book provides a comparative analysis of contested versions of the concept of modernity. The book examines not only the "high" culture of scholars and the literati, but also popular music, the visual arts, and journalism. The contributors incorporate discussion of the way in which the business in both commodities and ideas was conducted in the increasingly cosmopolitan cities of the time.
This book is an invitation to rethink our understanding of Turkish literature as a tale of two “others.” The first part of the book examines the contributions of non-Muslim authors, the “others” of modern Turkey, to the development of Turkish literature during the late Ottoman and early republican period, focusing on the works of largely forgotten authors. The second part discusses Turkey as the “other” of the West and the way authors writing in Turkish challenged orientalist representations. Thus this book prepares the ground for a history of literature which uncouples language and religion and recreates the spaces of dialogue and exchange that have existed in late Ottoman Turkey between members of various ethno-religious communities.
Turkey; politics and government (right and left); history; Encyclopedias.
Bugünkü gelinen aşamada; ülkemizde Katılım Bankacılığı olarak adlandırdığımız bu yapının kurumsal yönetim anlayışı, geleneksel bankacılığın 80’li yıllardan beri bu anlayışa sınırlı müsaadeleriyle olagelen gelişmelerin bir sonucudur. Katılım bankalarının kurumsal yönetimine dair tanımlar, bankacılık alanında otorite kuruluşlarda daha önce tarihsel gelişimde de bahsedildiği gibi bankacılık genel şemsiyesi altında yürütülmekteydi. Bu konuda son yıllarda TCMB, BDDK, TBB ve özellikle TKBB çalışmalarında daha belirgin hale gelmekle beraber ancak henüz resmen açıklanmış bir çalışma ortaya konulmamıştır. Öte yandan ülkemizde m...