You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This book examines the process of secularization in the Middle East in the late 19th and early 20th century through an analysis of the transformation and abolition of Islamic Caliphate. Focusing on debates in both the center of the Caliphate and its periphery, the author argues that the relationship between Islam and secularism was one of accommodation, rather than simply conflict and confrontation, because Islam was the single most important source of legitimation in the modernization of the Middle East. Through detailed analysis of both official documents and the writings of the intellectuals who contributed to reforms in the Empire, the author first examines the general secularization pro...
Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim nazil olduğu ilk andan itibaren, başta onun ilk muhatabı ve tebliğcisi olan Hz. Muhammed ( s.a.v.) olmak üzere ashab-ı kiram, Tabiin, Tebe-i tabiin ve günümüze kadar gelen bütün âlimler, onu anlamak için büyük bir gayret sarf etmişlerdir. Bütün bu gayret ve çabalar sonucunda, birçok ilmi metot gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Kur’an’ı anlamak için var olan bütün deliller, ulaşılabilen bütün malzemeler kullanılmıştır. Kur’an’ı Kur’an, sünnet, Kur’ân ilimleri, tarihi belgeler ve Kur’ân dili olan Arapça ile öğrenmek gerekir. Arapçanın, bunda önemli bir yeri vardır. Çünkü dil, bir iletişim ar...
This volume, written by specialists, be they political scientists, historians or anthropologists, is a convenient handbook on the origins and history of Turkey's Alevis - an important group that is largely unknown in the West. It examined their ethnic identity, cultural representation, political life, and relations with the Turkish State, The Turkish Left and the Kurdish National Movement.
“Râfıza versus Ehl-i Beyt” kapağıyla çıkan RIHLE, Şii mezhebini masaya yatırıyor. “Varlığın anlamına, eşyanın hakikatine ve köklerimize…” spotuyla çıkan, üç aylık ilim, kültür ve medeniyet dergisi RIHLE son sayısında, ümmetin temel problemlerinden biri olan ve Ortadoğu’yu adeta mezhepler savaşı ve kaos coğrafyasına dönüştüren Şiilik’i masaya yatırdı. Bu coğrafyadaki bir diğer aşırı ve sapkın uç ise hiç kuşkusuz Suudi Arabistan’ın resmi ideolojisi olan Vehhabilik ve Rıhle bir sonraki sayısını da bu konuya tahsis etmiş. Ehl-i Beyt ve Rafızî politbüro…Türkiye’de de bazı hocaların propaganda ettiği “Ehl-i Beyt mekt...
"Bu kitapta, ‘Gelişmiş Batı Standartları ve Demokrasisi’ bakımından en temel unsurlardan olan ifade ve basın özgürlüğünün AİHS sözleşmesi ve buna bağlı alınmış çeşitli AİHM kararlarıyla çerçevesi, tabii bir şekilde ortaya konmuş olan tablo ile Türkiye’nin bu alandaki durumu ele alınmıştır. Bu noktada alınan ihlal kararlarının çokluğu ve çeşitliliği sebebiyle konuyu sınırlandırmak bakımından AİHM’in Türkiye veya başka bir devlet aleyhine verdiği örnek kararlar ışığında Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin sorunların nedenlerine değinerek gelecek adına aynı sorunların yaşanmaması ve gerekli iyileştirmelerin yapılması konusunda bir kaynak ortaya koymak hedeflenmiştir."
None
Kırşehir doğumlu olan Âşık Paşa’nın kasd-ı mahsûsa ile Türkçeyi tercih ederek 10.613 beyit gibi geniş bir hacimde telif ettiği Garib-nâme, çok çeşitli konuları ihtiva etmesi münasebetiyle, bir nevî İslamiyetin “Türkçe yaşam kılavuzu”nu oluşturmuştur. Böylece Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin günlük dilde İslamiyeti ifade etmeleri ve sohbet konusu haline getirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla eser, bu coğrafyada inşa edilmekte olan yeni kimliğin temellerine, İslamiyetin nüfuz etmesine imkan sağlamasındaki payı bakımından oldukça müstesna bir yere sahiptir. Türk İslam edebiyatçısı ve İslam tarihçisi araştırmacıların ortak çalışmasıyla oluşturulan bu kitap, Garib-nâme’nin muhteva çeşitliliğini, edebî ve tarihî açıdan, tasnif ve tahlil edebilme denemesidir.
İslâm kültür ve medeniyetinde birçok açıdan önemli gelişmelere ve etkilere sahip bir devlet kuran Abbâsîler, beş asır boyunca tarih sahnesinde varlık göstermiştir. İdarî olarak önce Kûfe’yi merkez edinen Abbâsîler, sonra Bağdat’ı kurarak yönetim merkezini buraya taşımışlardır. Emevîler’den devraldıkları idarî yapıyı zamanla daha merkeziyetçi ve kontrol edilebilir hale getirdiler. Bu yapının en önemli ayaklarından biri olan valilik de zamanla kurumsal bir hüviyet kazanmıştır. Bu kurumun eyâletlerdeki temsilcileri olan valiler, uyguladıkları politikalarla devletin uzun süre ayakta kalmasını sağlayarak önemli bir rol üstlenmişlerdir. ...