You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
In Essays on Turkish Literature and History Barbara Flemming makes available essays partly previously published in German. They offer insights gained through decades of scholarship. Although the Ottoman period is central, a wide range is covered, including an early Turkish principality, Mamluk and Ottoman Egypt, and contemporary southeastern Turkey. The essays look into historical and political factors involved in the preoccupation with the world’s ending, into Muslim-Christian dialogue, the sultan’s prayer before battle, and the bilingualism of poets. Of particular interest are the sections on female participation in mysticism, on an anti-Sufi movement in Cairo, on the Ottoman capital’s appeal to collectors and emigrants (Diez, Süssheim, Böhlau), and on the far-reaching effects of alphabet change.
Tarihi itibariyle köklü ve kadim bir kent olan Çermik'i anlatan bu kitap uzun yılların bir emeği ve çabası sonucu olarak yazılmıştır. Bu kitap Çermik'i sadece bir yönüyle ele almıyor. Bu kitapta Çermik'in coğrafyası, köy ve mezraları, buraya egemen olan medeniyetler, burada kullanılan diller, ekonomisi, eğitimi, beyleri, tarihi eserleri, aşiretleri, aile yapısı, sosyo-kültürel hayatı, gelenekleri, çeşitli zamanlarda kullanılan aletler, sanatçıları, akademisyenleri, edebiyatçıları ve tarihi kişilikleri gibi birçok konu detaylı bir şekilde incelenip okuyucuya aktarılmıştır.
Çorum Yozgat Kırıkkale Kırşehir Çankırı Nevşehir Tokat Ankara Aksaray Kayseri Konya Niğde Sivas Malatya Kahramanmaraş Adıyaman Adana İçel Osmaniye Hatay Gaziantep Kilis Yöresi. Tarihte Danişmendli Selçuklu Eretna Karamanoğlu Dulkadirli Ramazanoğlu Memluklu ve Osmanlı Devleti siyasi hâkimiyetlerinde bulunmuş Çorum Yozgat Kırıkkale Çankırı Nevşehir Kırşehir Ankara Aksaray Kayseri Niğde Sivas Kahramanmaraş Osmaniye Malatya Adıyaman yöresi başta olmak üzere komşu illerden Adana Hatay Gaziantep Kilis Konya Tokat yöresi konu edilmiştir. Tarih içerisinde tehcir sürgün gibi nedenlerle bölgeden ayrılan aşiret oymak taifeler konu edilmiş ve bu bağlamda R...
Oğuz boyunun ana Kınık kabilesinden küçük Selçuklu Aşiretini; Osmanlılarda olduğu gibi, kısa zamanda cihangir bir devlet ve koca bir imparatorluk haline getiren büyük ruh yapısı ve milli irade gücü, Kaşgar önlerinden Nil vadisi, Kuzey Kafkasya’dan, Arabistan’ın güney kıyılarına kadar çok geniş coğrafi iklimlere yayılmış böylesine muazzam bir imparatorluk, bu imparatorluğun kurucularu, cihangir ruhlu Türk Sultanlardır. Arapların ve İranlıların tarihî misyonlarını tamamladıkları bu dönemde, İslâm Dünyası Bizans’ın karşı atakları yüzünden geri çekilme ve medenî bakımdan da duraklama dönemine girmiş bulunuyordu. Nitekim Selçuklu s...
2 Eylül 1980 öncesi yurdumuzda terör olduğu gibi bugünde var. Daha da acı günler yaşıyoruz… Emperyalist devletler Türk Ulusunu Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Gürcü, Arnavut, Pomak, Rum, Ermeni, Azeri, Arap, Türkmen, Şii-Alevi, Sünni… gibi dini ve etnik kamplara ayırarak ülke ve ulus bütünlüğümüzü parçalamak istiyorlar Şuan Türkiye’de sorunlar azalmadı, daha da çoğaldı. Biz Ulus olarak geçmişteki acı olaylardan bir türlü ders alamadık ve geleceğimize de yön veremedik.. Okuyacağınız bu anılar dilerim ki gelecek nesillere eğitim-öğretim yönünden birer ışık olur.. Yayınevi: Cinius Yayınları
“Sivas’ın bir Kürt-Alevi köyünde dünyaya gelmekle birlikte, ‘’Alevi’’ ismiyle ilk kez Ankara’da tanıştım. Köyde iken biz, ‘’Kurmanc’’ yani Kürt idik. Genellikle ılımlı düzeyde dindar olan köyümüzde, bir tek dedem Şiiliğe yatkın bir dindarlığa sahipti. Yaşamıma Ankara’da devam edip sol düşüncelerle de tanışınca din hayatımızdan kayboldu. Bizim etik değerlerimizin çocuklukta şekillendiğinin farkına, bazı olumlu ve olumsuz tecrübeler neticesinde, sonraları varacaktım. 2 Temmuz 1993’de Madımak’da gerçekleştirilen katliam, bir çok kişi gibi beni de sarstı. Kendisini İslam içinde gören iki akım arasındaki büyük farkl...
“Bir insanlık mirası göz göre göre kayboluyordu. Ve biz, her bir görüşmemizde bu gerçeği biraz daha yakından gözlemliyor, bu büyük kaybın hüznünü biraz daha derinden seziyorduk. Bütün anlatıcılar bir kayıp hikâyesi anlattıklarının farkındaydı. O yüzden hep hüzünlüydüler. Ve yine o yüzden hep daha fazla anlatmak istediler.” Aleviliğin, gitgide kaybolmakta olan bir katmanını ele alıyor bu kitap: Rıza Yıldırım’a göre, günümüz Aleviliğinin en alt katmanını oluşturan geleneksel Aleviliği. “Yalıtılmış, sıkdokulu, kırsal” ilişkilere dayanan, “mistik ve mitik nitelikli dogmalar”la kendini sözlü iletişimle yeniden üreten bir...
Elinizdeki kitapta Alevîlik, Alevî kaynaklar kullanılarak incelenmiştir. Araştırmada bu ulu yolun temellerini anlatmak için, Kurân ve Ehlibeyt’in buyruklarının yanı sıra ağırlıklı olarak Alevî ulularının deyiş ve sözleri yer almaktadır. Aleviliğin tarihi, “Alevi” teriminin kökeni ve anlamı ile günümüzdeki siyasetin (Türk milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği ve komünizm) etkileri inceleme konuları arasındadır. Teolojik sorulara ağırlık verilmiştir. Alevîlik nedir? Alevî kimdir? Alevîler neye inanır? Aleviler neden Ehlibeyt’e uyar? On İki İmam’ı öne çıkaran nedir? Bir Alevi için 4 kapı ve 40 makam nedir ve hangi kaynaklar belirleyicidir? Alevilerin temel yazılı kaynakları hangileridir? Tarihten günümüze kadar dergâh ve eğitim merkezleri Alevilik öğretisini nasıl yaymışlar? Bütün bunlar ve daha birçok sorunun cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Bu çalışmayı, modern dönemde farklılaşan Alevi ekollerini incelemek üzere kurguladık. Bu farklılaşmayı da Alevi dernekleri örneğinden hareket ederek incelemeyi hedefledik. Alevi dernek ve vakıflarını temel çalışma alanı olarak belirleyip buralardan hareketle modern dönemde alevi akımlarını tahlil etmenin beraberinde getirdiği bir takım avantajlar ve dezavantajlar vardı. Dernek ve vakıfların birer sivil toplum kuruluşu olmalarının yanında aynı dünya görüşü ekseninde bir araya gelen insan toplulukları tarafından teşkil edilmiş olmaları bize incelemeye çalıştığımız akımların adeta bedenleşmiş halleri olarak zengin bir veri hazinesi sundu. ...