You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Much has changed in the Turkish economy since The Business Year's last publication on the country in 2016. Then, the economy was experiencing a sustained period of high growth at a time when much of the rest of the world was still struggling to recover from the global recession. On our 2019 return to Turkey to produce this publication, the country was in the grip of a sharp drop in its currency's value and the onset of economic recession. Beleaguered by high interest rates and a decline in domestic consumer demand, companies canceled planned investments and corporate loans began souring. Despite this, the year ended optimistically, with the economy beating growth estimates, inflation reined in, and lower global and domestic interest rates providing a needed boost in investment activity. The Business Year's country-specific publications, sometimes featuring over 150 face-to-face interviews, are among the most comprehensive annual economic publications available internationally.
“Mamak’ta işkenceye son!.. Mamak’ta işkenceye son!...” O ana kadar hiçbir gürültü, hiçbir ses Mamak’ı bu kadar sarsmamıştı. O öfkeli, o hınçla dolu insanlar öylesine bağırıyorlardı ki, yer gök inliyordu. Bu sesler, o veremli ciğerlerden, o soluk yüzlerden çıkıyordu ve 12 Eylül’den sonra ilk kez, kendileri için bağırıyorlardı.
This book is the largest referral for Turkish companies.
This book is the largest referral for Turkish companies.
This book is the largest referral for Turkish companies.
Bu öyküler, 70’li yılların sonunda ve 80’li yılların başlarında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşanmışlıkların öyküleridir. Artık “yeni” Anadolu’da yaşananlar, eski tadını vermiyor. “Şarabî Öyküler” eski Anadolu’nun eski yaşanmışlığının öykülerinden oluşmaktadır.
This book is the largest referral for Turkish companies.
Nizamiye karakolundan son çıkış imzasını da attım. Şimdi nizamiye çıkışında bizlere heyecanla el sallayan yakınlarıma doğru tek başıma, yanımda asker olmadan, kelepçesiz, nasıl yürüdüğüme, konuştuğuma müdahale edilmemesinin garipliğiyle ve sanki biraz daha gecikirsem yeniden yakalanıp tekrar içeri götüreceklermiş hissinin telaşıyla, sık sık arkama bakarak yürüyorum.