You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
İslâm dininin hayat ile kurmak istediği ilişkinin mahiyeti, tarihsel süreç boyunca farklı bakış açıları ve tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu tartışmalar, bir taraftan ilim adamlarının konu üzerinde yoğunlaşmalarına diğer taraftan konunun dinamik yönünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Konu ile ilgili farklı perspektifler bulunmasına rağmen savunulan görüşlerin referanslarını, çoğunlukla İslâm medeniyetinin kurucu iki unsuru olan Kur’an ve Sünnet teşkil etmiştir. Entelektüel düzeydeki bu çabaların altında yatan en temel faktörlerden birini, çağın ihtiyaçları da göz ardı edilmeksizin Kur’an ve Sünnet’in doğru anlaşılm...
İbni Sina ya da dünyanın tanıdığı isimle Avicenna... 11. yüzyılda insanlığın cevap aradığı sorulara pozitif bilimci yaklaşımla karşılık vermiş bir felsefeci, eşsiz bir hekim, astronom, matematikçi ve fizikçi. Hayatı boyunca sorular sormuş, “neden”lerin peşinden gitmiş, çok okumuş, çok araştırmış, çok incelemeler yapmış bir insanlık incisidir İbni Sina. İnsanlığın emekleme döneminde, taassubun karanlığına düşmeden, akıl ile bilimin ışığında yürüyen tarihin bu en büyük hekimi, başta Müslüman ve Avrupalı felsefeciler olmak üzere, Da Vinci’den Aziz Thomas’a kadar birçok düşünürü ve sanatçıyı da etkilemiştir. Onun portresi, bugün dünyanın en saygın okullarının duvarlarını, düşünceleri ise en aydınlık beyinleri süslüyor.
İslâm dininin hayat ile kurmak istediği ilişkinin mahiyeti, tarihsel süreç boyunca farklı bakış açıları ve tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu tartışmalar, bir taraftan ilim adamlarının konu üzerinde yoğunlaşmalarına diğer taraftan konunun dinamik yönünün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Konu ile ilgili farklı perspektifler bulunmasına rağmen savunulan görüşlerin referanslarını, çoğunlukla İslâm medeniyetinin kurucu iki unsuru olan Kur’an ve Sünnet teşkil etmiştir. Entelektüel düzeydeki bu çabaların altında yatan en temel faktörlerden birini, çağın ihtiyaçları da göz ardı edilmeksizin Kur’an ve Sünnet’in doğru anlaşılm...
Müslüman dünyada dini ilimlerle ilgilenen bilim adamları çok itibar görmüştür. Diğer dünyevi ve pozitif ilimlerle ilgilenen bilim adamlarına karşı ise maalesef, birinci gruptakiler kadar ilgi gösterilmemiştir. Askere teknolojiyi, yazara kâğıdı, hastaya sağlığı, halkın rahatlığı için mimariyi üreten onlarken; belki de pozitif ayrımcılık sebebiyle, ilk grup gibi itibar görememişlerdir. Dahası zaman zaman ilk grup tarafından da aşağılanmışlardır. Aslında İslam dünyası maddi boyutlarda o günden bugüne gelebildiyse bunda önemli bir oranda onların payı ve emeği vardır. Bundan dolayıdır ki bu bilim insanlarına karşı vefa borcumuz bulunmakta...
Nübüvvet silsilesi, Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resulü’nün (sas) bıraktığı mirasa sahip çıkan âlimler, İslâm’ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İslâm dinine; ilmî, fikrî, siyasi, askerî vb. alanlarda hizmet eden bu şahsiyetler, kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her birinin hayatı ayrı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri, Peygamber vârisleri olan ve sayısı binleri aşan bu şahsiyetlerin hepsini tanıtmak ne yazık ki mümkün olmadığından bir başlangıç olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir.
İnsanoğlu var olduğu günden beri bilginin peşinde olmuştur. Bilginin aynı zamanda bir güç olduğu hakikatine de erdiğinde, onu öğrenmek ve öğretmek için bilgiyi sistemli bir halde araştırmaya ve entelektüel boyutta ele almaya çalışmıştır. Bilginin bu yolculuğunda kadınlar etkin bir şekilde gayret sarf etmişlerdir. İslam dünyasında ise kadınlar, İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren bu faaliyetleri sürdürmüşler, toplumsal cinsiyet odaklı baskıları aşan Müslüman kadınlar, ilmî çalışmaların neredeyse tamamında rol almışlardır. İslâm ilim geleneği, Müslüman kadınların, Siyer, Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Edebiyat gibi alanların yanında...
Timur Kocaoğlu için düzenlenen 3 kitaplık Armağan dizisinin bu ikincisinde Türkiye ile birlikte 6 ülkeden 49 Türkbilimci yazar, akademisyen, siyasetçi ve şair; bilimsel yazı, anı, şiir olarak katkı sunmuşlardır… Bu eserin birinci bölümünde Akartürk Karahan, Norman Graham, Harun Duman, Jamol Kamol anı yazıları ile; ikinci bölümünde Ahat Andican, Kayyum Kesici, Ali Taştekin, Büşra Demir-İzlem Demiralay, Canberk Kaçar, Ece Onural, Emin Oba, Erkin Emet, Ertuğrul Yaman, Eyüp Tugay Bahar, Ezgi İnal, Fatih Sakallı, Gizem Korkut, Gülşah Gödek Arslan, Gözde Salur, Hamit Karasu, Hande Züleyha Akata, Kamile Gülüm-Birsel Oruç Arslan, Kubilay Fener, Kürşat E...
Prof.Dr. İsmail E. Erünsal, Mustafa Birol Ülker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu (1953-2015), Başvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek İslâm enstitülerinin İlâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de İslâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. İdeal olan hem bu tezlerden diğer araştırmacıların yararlanabilmesini sağlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırlanmasına engel olmaktır. İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 İlâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını sağlamak amacıyla TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.