You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
“Diğerlerinin efendisi olduğunu düşünenler, aslında onlardan daha büyük bir esaret içindedir.” Jean-Jacques Rousseau gerçek bir Aydınlanmacı hümanisttir. Ömrünü insanın özgürlüğüne ve eşitliğine adamış sıra dışı bir kişiliktir. İnsan haklarından bahseden ilk Aydınlanmacı düşünürdür. Onun düşünceleri günümüzün sorunlarına, özgürlük, eşitlik, insan hakları, ekoloji ve çocuk merkezli eğitim konularına yüzlerce yıl ötesinden ışık tutar. Fransız Devrimi’nin ilkeleri onun düşüncelerinden esinlendi. Düzeni, eşitsizliği ve adaletsizliği cesur bir şekilde eleştirdi. Bununla da yetinmedi, yeni ve insancıl bir toplumsal düzenin inşası üzerine yazdı. Geleneklere karşı çıktı. Monarşiyi ve Kilise’yi karşısına aldı. Rasyonel aklın gözden kaçırdığı, hatta bilerek hesaba katmadığı duyguları önümüze serdi. Vicdan ve merhameti...
Duygu durumlarının kalp sağlığı üzerindeki etkisi nedir? Stresi yönetmek ve mutlu bir yaşamın anahtarını bulmak mümkün mü? İleride kalp hastası olacağını düşünenler, gerçekten hasta olurlar mı? Mutlu insanların kalbi daha mı sağlıklıdır? *** Kardiyolog Prof. Dr. Ahmet Taha Alper ve Psikolog Dr. Hicran Tülüce, duygu durumundaki değişikliklerin kalp sağlığı üzerindeki etkisini modern tıbbın bilimsel çalışmaları ışığında, kadim bilgilerle ve örnek hasta vakalarıyla anlatıyor. Bu kitapta, kalp sağlığıyla ilgili yepyeni bir yaklaşımla tanışacaksınız: Duygu odaklı kalp sağlığı... Yaşamla ilgili her detayın dönüp dolaşıp nasıl da kalbe dokunduğunu anladıkça duygu odaklı kalp sağlığı yaklaşımının önemi daha da artacaktır. Üzüldüğünüz, sorun ettiğiniz ya da kızdığınız her şeyi bir kez daha gözden geçirmek isteyeceksiniz.
Sen yavaşladığında her şey düzelecek... Ne kadar hızlı olursan hayatı o kadar erken ve kuvvetli yakalarsın gibi geliyor. Ne kadar hızlı olursan o kadar başarılı ve kazançlı olacağına inanıyorsun. Hayatta kalabilmenin tek çaresi, çağın hızına ayak uydurabilmek diye düşünüyorsun. Oysa sen hızlandıkça, stres ve kaos artıyor sadece... Sen hızlandıkça çözümsüz görünen sorunlar, kaygı ve belirsizlik çoğalıyor. Çözmek için daha da hızlandığında, çözümsüz bir hal alıyor her şey... Ne zaman çözümcü, üretken, başarılı, kazançlı ve en önemlisi de sağlıklı olursun biliyor musun? Yavaşladığında... Çünkü sakinliğin içinde çözüm vardır, çare vardır, yaratıcılık ve fikir vardır. Sakinlikte bilgelik, bilgelikte anlam ve değer vardır. Sakinlik “detay” demektir ve unutma ki farkı yaratacak olan da yine detaylardır. Çünkü detayda fırsatlar vardır. Çağımızın insanı, ihtiyaç duyduğu fırsatları, çareleri, huzuru, güveni, sağlığı, başarıyı ve ilhamı hızın içinde kaybetti. Oysa sükûnette beklemeye devam ediyor hepsi... Bu kitap sükûnete verilecek emeğin yol rehberidir işte.
Dünyamızın en önemli toprak parçalarından biri olan Afrika kıtası, aynı zamanda insanlık tarihi açısından da önem teşkil etmektedir. Bu yönüyle kıta, insanlığın ilk yerleşkelerinden biri olarak da kabul edilir. Tarihsel süreçte Türkiye’nin Afrika kıtası ile ilişkileri incelendiğinde, ilişkilerin 800’lü yıllara kadar götürülebileceği aşikârdır. Buradan hareketle ikili ilişkilerin yeni olmadığı, her geçen yıllar daha da geliştiği gözlemlenmektedir. Nitekim son yıllarda sadece Türkiye-Afrika ilişkileri üzerine değil, doğrudan Afrika’daki sorunlar üzerine de odaklanan akademik çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri de Cihan Daban’ın Afrika’da Kimlik Temelli Çatışmaların Analizi: Nijerya’da Boko Haram Örneği başlıklı doktora tezinden türettiği Nijerya’da Boko Haram Çatışması: Taraflar, Talepler ve Çözüm Önerileri başlığıyla yayımlanmış bu çalışmasıdır. Türkçe literatüre önemli bir katkı sağlamıştır
The A to Z of Philosophy is a concise and accessible introduction to a fascinating subject. Ideal for the general reader or first-year student, this A to Z guide covers all the key terms, concepts and thinkers. The book offers more than 100 jargon-free entries on topics from Animal Ethics to Wittgenstein and includes witty anecdotes and handy tips on further reading. No prior knowledge of philosophy is required to enjoy this reader-friendly guide - this is the ideal reference tool for anyone starting out in philosophy.
For many of us it is the ultimate fear: to die alone. Loneliness is a difficult subject to address because it has such negative connotations in our intensely social world. But the truth is that wherever there are people, there is loneliness. You can be lonely sitting in the quiet of your home, in the still of an afternoon park, or even when surrounded by throngs of people on a busy street. One need only turn on the radio to hear a crooner telling us just how lonesome we can be. In this groundbreaking book, philosopher Lars Svendsen confronts loneliness head on, investigating both the negative and positive sides of this most human of emotions. Drawing on the latest research in philosophy, psy...
“Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır...” – Bayezid Bestami Arayışçının ruhsal dönüşümü içsel heyecanı hissetmesiyle başlar. Bu da onu bir yolculuğa sürükler, tehlike ve tuzaklarla dolu bir arayışa... Uzun süre aradığı “Kutsal Olan”la bir araya geldiğindeyse yeni bir bilinç seviyesine yükselir. Arayışçı aradığını bulduğunda, parçaların toplamından daha büyük olan o ilahi hazineye kavuşur. Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Guy Finley bu kez evrensel hakikatin kapılarını aralıyor. Antik Yunan’dan Uzakdoğu’ya, Mevlana’dan Buda’ya 5000 yıllık bir arayışın, ruhun kendini keşfetme yolculuğunun bir manifestosunu sunuyor. Bu kitap doğuştan var olan hakkınıza sahip çıkmanız ve anlatılmış en güzel hikâyenin yolculuğunda kendi yerinizi bulmanız için size ilham olacak.
“Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun...” – Lou Salomé... Rus asıllı bir psikanalist ve yazar. Teoloji, felsefe ve sanat üzerine eğitim almış bir düşünür. Dönemin en dikkat çeken filozoflarından Nietzsche’yle, büyük Alman şairi Rilke’yle, Rus yazar Tolstoy’la ve ünlü psikanalist Sigmund Freud’la büyük aşklar yaşamış, kıymetli dostluklar kurmuş bir kadın... “Eril tarihi baştan çıkaran kadın” olarak anılıyor olsa da tarihte, o kimseyi baştan çıkarmaya kalkmadı aslında. Salomé’deki başkaldırıyı gören erkekler, onu elde etmeyi hayata bir meydan okuma gibi gördüler ve başarısız oldular.Oysa onunla kalmak, onun sevgisini ve takdirini kazanabilmek için yapabilecekleri tek bir şey vardı...
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.” -Tolstoy Demirden keskin bir düdük sesi yükseldi o sırada. Ayrılığın ciddiyeti buz gibi sardı bedenimi. Kapılar kapandı sonra... Çantam sağımda, yalnızlık karşımda... Gidiyorum! Hayır bir saniye! Filmlerde böyle olmazdı ki... Son anda muhakkak bir kalma sebebi yazardı senarist. Tam hareket etmek üzereyken trenden atlayıverirdi esas adam. Oysa şimdi rayların üzerinde kaymaya başlamıştı bile tren... Ayrılığın göğsüme oturan ağırlığıyla camdan dışarı bakıp el sallayan insanlarla dolu peronu izledim. Beni uğurlamaya gelmeyen herkese teşekkür eder gibi bir damla gözyaşı bıraktım oraya.