You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This book is a collective attempt to present a wide-ranging picture of international attitudes towards the events currently ongoing in Ukraine. As some experts have already tended to claim, in 2014 this post-Soviet state lying in the Eastern part of the European continent has become a scene of the most serious geopolitical standoff since the end of the Cold war. It would be in place here to remind a well-known clear-cut maxim, formulated by Zbigniew Brzeziński in late 1990s and concerning Ukraine’s key role in shaping the Russian imperial self-identity: “Without Ukraine Russia ceases to be a Eurasian empire”. So what may readers expect to find in this book? It has been divided into two parts, reflecting the perspectives on Ukrainian crisis: first, the perspective of Ukraine’s close neighbours from Central Eastern Europe and Turkey; second, the perspectives of the global players like the EU, the US or China. We hope that such a publication focused on the above-mentioned problems and embedded in the actual reality will be useful both for professionals in the field of political science, as well as for those who have an influence on the shape of the foreign policy.
Seven new scholarly essays present original research that includes rare historical and photographic materials highlighting the significance of Islamic civilization and its vexed legacy in a variety of contemporary European countries and challenging the perception of European identity as exclusively Christian. This volume unearths a rich, complex history of relationships between Muslims and Christians in Europe whose value lies in the close and continued connections between them that began so long ago on European soil.
2002 yılında iktidara gelen AK Parti'nin dış politikasının temel ilkelerinden birisi, komşularla sıfır sorun anlayışıdır. 2010 yılında bölgede yaşanan Arap Baharına kadar, Türkiye’nin komşularla sıfır sorun politikası başarılı şekilde hayata geçmekteydi. Suriye, Irak, İsrail, Filistin, Katar, Mısır gibi Ortadoğu ülkeleri, Balkan devletleri ve Doğu Avrupa ülkeleriyle ilişkiler gelişmiştir. Fakat 2010 yılından itibaren, bölgede artan iç savaşlara/krizlere bağlı olarak Türkiye'nin dış politikasında sıkıntılar görülmeye başlanmıştır. Önceden iyi ilişkiler kurduğu ülkeler ile ilişkileri yavaş yavaş bozulmaya başlamıştır. Bu gelişmeler de, komşularla sıfır sorun politikasından komşularla sırf sorun politikasına geçişin görüldüğü yönünde eleştirilere neden olmuştur. Elinizdeki kitapta, Türkiye’nin bölge krizlerine yönelik izlediği dış politika adımları incelenmektedir.
Suriye’de demokratikleşme hareketi olarak başlayan olaylar bir vekalet ve yıpratma savaşına dönüştü. Bugün çok farklı aktörler çok farklı grupların üzerinden hesap görüyor. Türkiye için en uzun sınırı paylaştığı komşusundaki bu yangın hayati bir güvenlik meselesi haline geldi. Savaşın içinde doğan terör grupları Suriye’nin ürettiği tehdit türlerinden yalnızca biridir. Asıl mesele küresel ve bölgesel oyuncuların Suriye’de ne yapmak istedikleri ve bunun için ne kadar ileri gidecekleridir. Giriş : Suriye’de İç Savaş, Vekalet Ve Yıpratma Hasan Basri Yalçin, Burhanettin Duran Küresel Aktörlerin Suriye Stratejisi Abd'nin Suriye Strateji...
Is there a specifically ‘Taiwanese’ or ‘Polish’ humor? Do people from Taiwan and Poland share the same sense of humor? How is humor related to politics, religion and the LGBT community? These questions represent the starting point of investigation of this book. Some of the central issues explored here include: (1) how Taiwanese and Polish friends use various discourse strategies to construct humor; and (2) how different types of humor are employed on television variety shows to attract laughter. This book also provides an explanation of the prevalence of wúlítóu ‘nonsense’ in the Taiwanese society and how Polish ‘directness’ is reflected in humor. To understand how humor is culturally shaped and how it contributes to a talk-in-interaction, the three methodological approaches of conversation analysis, multimodal discourse analysis and interactional linguistics are adopted and combined here. This book will be of interest to both linguists and non-linguists who are interested in the social and cultural construction of humor.