You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Dinlerin inanç ve ritüelleri, her zaman uzun bir tarihin ürünü olarak belli bir süreç içerisinde ortaya çıkar ve gelişimini devam ettirir. Bu yüzden hiçbir din, kurucusunun tebliğ ettiği zamandaki hali ile sonraki nesillere aktarılmamıştır. Dinlerin dini metinlerinin belli bir zaman içerisinde teşekkülünün yanı sıra, din ve dünya işlerinin birbiriyle insicamını sağlama girişimleri dinlerin gelişimine etki eden önemli faktörlerdir. Bu durum, hem Uzak Doğu dinlerinde hem Hinduizm ve Budizm gibi Doğu dinlerinde hem de Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta benzer süreçlerde yaşanmıştır. Hıristiyanlık, her ne kadar ortaya çıktığı Ortadoğu coğrafyas...
Berâhime ve Sümeniyye nübüvvete bazı açılardan itirazda bulunan iki akımdır. Bunların menşei hakkında ihtilaf bulunsa da çoğunluğa göre her ikisi de Hint kökenlidir. Öte yandan İbnü’r-Râvendî, onun üstadı Ebû Îsâ el-Verrâk ve “Arapların Galen”i olarak anılan Ebû Bekir er-Râzî gibi şahıslar da nübüvvete çeşitli açılardan itirazda bulunmuştur. Mu‘tezile’den Câhız ve Kādî Abdülcebbâr gibi mütekellimler, kendi dönemlerinde söz konusu itirazlara reddiye yazmak suretiyle nübüvveti müdafaa etmeye çalışmıştır. Günümüzde varlık gösteren Deizm ve Pozitivizm gibi akımlar, söz konusu inkârcı akımların fikirlerine par...
Şehirlerin tarihini araştırmak, aslında bir yönüyle dinlerin de tarihini araştırmaktır. Şehirlerin kuruluş mitoslarına bakıldığında, genellikle merkezde bir mabedin etrafında oluşan bir yerleşim alanı olarak görülmektedir. Antik döneme ait mabetlerin kuruluşunun da benzer bir anlatımı vardır. Bunlar da genellikle bir ritüelin icrasını sağlayacak şekilde bir araya toplayıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. İbrahim, Babil'den yola çıkıp Harran'a oradan güneye, vaat edilmiş topraklara doğru seyahat ederken, konakladığı yerlerde birer 'kuyu' açmıştır. Hz. İbrahim'in gittiği yerlerde kuyu açması ve hemen etrafında bir 'mescid' yani 'ibadet yeri' kurması dikkat çekicidir. İşte, elinizdeki bu çalışma, birbirine sıkı sıkıya bağlı olan şehir- mabed-ibadet üçlüsüne dikkat çekmeyi hedefleyen, bunları çeşitli inançların ve kurumların ortaya çıkışı ve gelişimi üzerinden anlamaya çalışan araştırmalardan oluşmaktadır.
This collection of interdisciplinary essays explores how persons and things - the central elements of the social - are fabricated by legal rituals and institutions. The contributors, legal and anthropological theorists alike, focus on a set of specific institutional and ethnographic contexts, and some unexpected and thought-provoking analogies emerge from this intellectual encounter between law and anthropology. For example, contemporary anxieties about the legal status of the biotechnological body seem to resonate with the questions addressed by ancient Roman law in its treatment of dead bodies. The analogy between copyright and the transmission of intangible designs in Melanesia suddenly makes western images of authorship seem quite unfamiliar. A comparison between law and laboratory science presents the production of legal artefacts in new light. These studies are of particular relevance at a time when law, faced with the inventiveness of biotechnology, finds it increasingly difficult to draw the line between persons and things.
"The social life of this region today offers rich possibilities for anthropological analysis. Most people acknowledge some from of identity as Lazi and many speak Lazuri, a language that is related to Georgian, not Turkish, However, religion appears even more significant than ethnicity. Like the other groups of this region, most Lazi are strongly committed to Islam, but critical of recent fundamental trends.".
How the Ottomans refashioned and legitimated their rule through mystical imageries of authority The medieval theory of the caliphate, epitomized by the Abbasids (750–1258), was the construct of jurists who conceived it as a contractual leadership of the Muslim community in succession to the Prophet Muhammed’s political authority. In this book, Hüseyin Yılmaz traces how a new conception of the caliphate emerged under the Ottomans, who redefined the caliph as at once a ruler, a spiritual guide, and a lawmaker corresponding to the prophet’s three natures. Challenging conventional narratives that portray the Ottoman caliphate as a fading relic of medieval Islamic law, Yılmaz offers a no...
There are many elements in the concept of visual continuity, and they are all interrelated. In films or film series that are described as sequels, establishing a visual integrity relationship between films comes to the fore. The concept of the sequel appears in two ways. Sometimes, while the ideas are scripted, the story is divided into more than one part. Sometimes the story is planned as a single movie, and after a certain time, it can be realized as a follow-up movie/film for different reasons. In both systems of expression, it is necessary to seek harmony between all elements of visual design. Examinations and Analysis of Sequels and Serials in the Film Industry examines certain contents through the concepts of cinematography and narrative, focusing more on the practical side of cinema and partially on the theoretical side. It examines samples, sequels, serials, and trilogy universes on the axis of cinematography and narration. Covering topics such as film landscape, repeated narrative elements, and storytelling, this premier reference source is an excellent resource for film industry workers, film students and educators, sociologists, librarians, academicians, and researchers.