You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
"BEYOND TURKEY’S BORDERS: UNVEILING GLOBAL PURGE, TRANSNATIONAL REPRESSION, ABDUCTIONS" is an enthralling expose on the grave human rights violations carried out by the current Turkish government. This gripping report unveils a hidden world of abductions, enforced disappearances, and torture under the regime of President Recep Tayyip Erdoğan. This report is not merely a recounting of events, but a powerful call to action for every reader who values justice and human rights. Every page is replete with compelling evidence: eyewitness accounts, victims' testimonies, and a thorough examination of the aftermath of abductions. It unveils the regime's strategy of denying involvement while delibe...
Conducting a comparative case study among four parties in the Turkish political system, this study shows how the variance in interest configurations and the power resources of local party activists constitute these changing patterns.
This book provides a critical evaluation of the statutory framework for co-ownership regulations in Turkish law and it acquaints Turkish jurists with the existence of trust of land in English law. It is posited upon the argument that solutions to the problems observed in the administration and enjoyment of co-owned properties in Turkish law may be overcome by the introduction of a new institution, which is inspired by the trust mechanism in English law. This renders the existing Turkish regulation for the management of the co-owned properties outdated, unreasonably complex, and extremely artificial with some assumptions. After successfully establishing that the Turkish system is currently in...
Does democracy require an agreement on specific foundational values? Bringing insights from Turkey to the study of democratization, this book argues that democracy may rather be about acknowledging the disagreement over values before negotiating over other concerns, such as rights, freedoms, capabilities and duties. It explores this idea by examining three landscapes of culture in Turkey, which have been the subjects of persistent stories regarding the unequal relationship between the self and the other. These include LGBT visibility and the entertainment sector, women and clothing, and Alevism and funerals. Through these case studies, the book analyses the remaking of (in)tolerance through ...
A North Caucasian ethnic group that has been largely obscured in world history as a result of their expulsion from their homeland by Tsarist Russia in the 1860s, Circassians now comprise significant communities not only in the Northwest Caucasus but also in Turkey, Syria, Jordan, Europe and the US. The Circassian Diaspora investigates how a community of impoverished migrants has evolved into a well-connected and politically active diaspora. This book explores the prominent role Circassians played during the Turco-Greek War or the "Turkish National Liberation War of 1919-1922," and examines the changing nature of Circassians’ relations with the Turkish and Russian states, as well as the new actors of Caucasian politics such as the US, the EU, and Georgia. Suggesting that the Circassian case should be studied alongside those of the Jews, Armenians and other diasporas whose formation is fundamentally tied up to a violent detachment from their homeland, and arguing that Circassian diaspora politics is not a post-Soviet phenomenon but has a history dating back to early 20th Century, this book will be of interest to scholars and researchers of Diaspora Studies, History, and Politics.
ZAMANIN SİHRİ SABIR, LANETİ İSE TEKERRÜRDÜR. Bizi biz yapan, aldığımız kararları etkileyen en temel şey hatırladıklarımız ve unuttuklarımızdır. Ancak her seçiş bir vazgeçişi ve ödenmesi gereken bir bedeli beraberinde getiriyor. 90’ların bitmesiyle birlikte unutmayı seçtiklerimiz, yüzleşmediğimiz, hesabını sormadığımız her şeyin bedelini; şimdi kırılgan bir demokraside, güvercin tedirginliğinde yaşayarak ödüyoruz. Sedat Peker ile kapısı kırılan 90’lar odasına giriyoruz birlikte. Bu kitap, içinde yaşarken göremediklerimizi üzerinden geçen 30 yıllık yaşanmışlığın olgunluğu ile hatırlayalım diye yazıldı. O dönem fark etmediğimiz örüntülerin, bugüne etkilerini görmeyi, aklıselim şekilde “Biz nerede hata yaptık?” diye sormayı amaçladı. 40 yaş altındaysanız, duyduğunuz isimlerin, okuduğunuz olayların aslında ne olduğunu sizin için özetledi. Bir anlamda 90’lar odasının kabaca tozunu aldı. Her şeyi raflarına dizdi, kutularına koydu. Kutuların üzerine etiketler yapıştırdı. Zamanın sabrı kapıyı açtı...
None
Değil 2023’ün belki de önümüzdeki yüzyıl istikametimizi tayin edecek en önemli kırılma anı olan 14 Mayıs seçimlerine çok az bir süre kaldı. Kriter ekibi olarak seçim öncesi son sayımızda bir SETA içi açık oturum gerçekleştirdik. Artık son sözler söylenir, son vaatler verilir ve son hamleler yapılırken, iki güçlü adayın kazanma ve kaybetme senaryoları üzerine konuştuk. Partilerin yapacaklarını, vaatlerini ve bundan sonra izleyecekleri yol haritasını gösteren beyannamelerde, AK Parti’nin beyannamesini Nebi Miş, MHP’nin beyannamesini ise Gökmen Kantar değerlendirdi. CHP’nin popülist vaatlerini Yunus Şahbaz yorumlarken, Kılıçdaroğlu’nu...
Türkçe’de bir deyiş vardır: “Et kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa ne çâre” diye. Elinizdeki bu çalışma Türk yargı sisteminde tuzun koktuğunu kanıtlıyor. Eğer bir ressam veya karikatürist olsaydım, bugünün Türkiye’sindeki yargı sistemini şöyle resmederdim: Bir meydan ve ortada Adalet Tanrıçası Themis, gözleri açık. Bir elindeki terazinin ağır basan kefesinde yürütmenin çıkarları, yukarıya kalkan kefesinde ise Anayasa, AİHS ve evrensel hukuk kuralları. Arkasındaki insanlar, iktidarın yandaşları; dans edip eğleniyorlar, hayat onlar için çok güzel. Önünde bulunan insanlar, siyasi iktidarın emniyet güçleri tarafından sıraya konulmuş, sırtlarında “muhalif” damgası, Themis diğer elindeki kılıçla sırası gelen muhalifin boynunu vuruyor. Yürütmenin 17-25 Aralık 2013’teki yolsuzluk operasyonlarından sonra bir dizi müdahale ve siyası baskı yoluyla kendisine bağladığı Türk yargı sistemi tam olarak böyle. Yani siyasi iktidarın elinde muhalifleri cezalandırmaya, yok etmeye yarayan bir silah. Bu çalışmada bunun kanıtlarını fazlasıyla göreceksiniz.