You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Türkiye’deki Suriyeliler, barınma ve gıda ihtiyacının yanında psikolojik sorunlarla uğraşırken Türkiye’ye uyumlarını kolaylaştırmak ve psikolojik sorunlarını rehabilite etmek amacıyla bir uyum kitabı çıkarmaya karar verdik. Bu kitapla, hem Suriyeli kardeşlerimizin hem de diğer yabancı uyruklu misafirlerimizin, içerisinde bulundukları bu kadim coğrafyayı yakından tanımaları, yaşadıkları ülke ve coğrafya hakkında bilgi ve kültür sahibi olmaları amaçlanmıştır. Kitap on bir bölümdür. Ana başlıklar şu şekildedir: Osmanlı-Cumhuriyet Dönemi Eğitim Geleneği ve Sistemi, Türk Siyasi Hayatı, Kısa Türkiye Tarihi, Türkiye’de Sağlık Sistem...
GÜVENLİK VE BARINMA MERKEZLİ ANLAYIŞTAN EĞİTİM VE SOSYAL MERKEZLİ MODELE DOĞRU
Elinizde bulunan kitapta, Türkiye Cumhuriyeti’nde sosyal, siyasi, ekonomik ve hukuki hayata, eğitime ve sağlık alanına, tarihe, kültüre ve sanata dair bilgilerin soru ve cevap formatında Suriyeli misafirlerimizin istifadesine sunulması amaçlanmıştır. Sosyal uyumunun kolaylaşmasına yönelik önemli bir kaynak olmasını temenni ettiğimiz çalışmamızda, sıkça sorulan sorulara cevap aranmaya çalışılmıştır. Kitapta ele alınan konular, ülkemize göç etmek zorunda kalan misafirlerimizin, yaşadıkları bu topraklarda, hem gündelik hayatlarındaki yabancılıktan kaynaklanan sorunların giderilmesi noktasında hem de Türkiye insanı ile sosyal ve kültürel bütünleşme ve uyum sağlama noktasında önemli bir mesafe kat etmeye yardımcı olacaktır. Kitap Arapçe ve Türkçe olarak iki dilde hazırlanmıştır.
4 -5 Mart 2017 tarihlerinde, Anadolu Platformu ve Gaziantep Bilim Eğitim Kültür Araştırmaları Merkezi'nin organizasyonunda Bülbülzade Vakfının ev sahipliğinde, Küresel Barış Vizyonu Çalıştayı düzenlenmiştir. Çalıştay Suriye, Türkiye, Kuveyt, Almanya, Ürdün, İngiltere ve Katar’dan gelen Sivil Toplum temsilcileri, kanaat önderleri, mütefekkir ve akademisyenlerden oluşan 70 katılımcıyla gerçekleşmiştir. Türkiye’de bulunan Suriyelilerin yaşadığı bireysel ve toplumsal sorunların anlaşılmasına ve çözümüne yönelik görüş ve önerilerde bulunulmuştur.
Geçmişle Gelecek Arasındaki Köprü Milletler tarihteki rolleriyle mütenasip olarak uç uca ekledikleri varoluş halkalarıyla geleceklerini teminat altına alırlar. Yüzyılları yüzyıllara ekleyen, musibetlerle test edilmiş bu kavi halkalardır işte. Zincirin kopmaması o millete mensup bireylerin yaşadıkları çağda kendilerini ortadan kaldırmak isteyen düşmanlarına karşı gösterdikleri dirence bağlıdır. Hele bu düşmanlık işbirlikçilerle bir ihanet kalkışması haline getirilmişse, mücadele görevinin bizzat millet tarafından üstlenilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Ağustos ayı zaferin simgelerindendir milletimiz için, 15 Temmuz milli direnişinden son...
Rüyalar Perdeye Düşünce Her edebi eser, zihnimize bir sinema perdesi kurar ve okuduğumuz sözcükler, o büyülü perdeye unutulmaz sahneler düşürür. Yapıtın ölümsüzlüğü, canlandırdığımız ve kendi renklerimizle boyadığımız bu hayalle gerçekleşir. Böylece her kahraman, kalabalıkta görsek tanıyacağımız birine; her mekân, kendi sokağımızın aşinalığına bürünür. Perdesine aktardığı görüntülerin büyüsüne kapılan bazı insanlar ise gördüklerini herkesle paylaşma arzusunu duyarlar. Ve işte o zaman bu efsunlu perde yeryüzüne iner ki herkes aynı hayali görebilsin. Biz de bir hayale tutunduk sevgili dostlar ve edebiyatla sinemanın güçl...
“Kendi hakkında susmak daha iyidir.” sözüne tüm varlığımla inansam da bazen inandığım şeyin aksine kendimi ifade etmekten alıkoyamıyorum, şimdi o “an”lardan biri ve kendim hakkında susamıyorum. Felsefi bir araştırma yapma sürecim, Gadamer’in Hakikat ve Yöntem adlı kitabını yöntemsiz bir şekilde, kitabın ortasından okumamla başladı. Bu kitapta “tecrübe” bahsini okurken “tecrübenin hakikati”yle aniden karşılaştım ve bir şiirden etkilenir gibi etkilendim. O gün Gadamer’in “tecrübe” anlayışını çalışmaya karar verdim. “Tecrübe”nin öngörülemez, tekrarlanamaz, unutulamaz, anlamı anlatmakla tüketilemez ve kendisinden baş...
Bir İhtiyaç Olarak Sanat Maslow’un “İhtiyaçlar Piramidi”nin en alt basamağını, yeme, içme, giyinme gibi temel ihtiyaçlar oluşturuyordu. Bulunduğu kademenin gereksinimlerini karşıladıkça bir sonraki basamağa çıkabiliyordu insan. Her adım, onu transandantal zirveye yani yaratıcı kudret olarak kabul ettiği o güçlü ereğe ulaştırmak içindi. Oraya varırsa evrenle bütünleşecek, sonsuz enerjiden yepyeni bir hayat devşirecekti. İşte bu zirveye sanatı da dahil etmişti Maslow. Kendimizi bu piramidin sakini olarak kabul edecek olsak her yıl bir önceki seneden daha aşağıda varlığımızı sürdürdüğümüzü de kabul etmemiz gerekir. Zira insanlık deng...
Kavramanın Yüksek Bir Biçimi Olarak İdrak İdrak yüksek bir kavrama biçimiyse eğer modern edebiyatın Hz. Peygamber’i idraki, modern insanın hayatında nebevî ilkelerin bulduğu karşılık nispetinde bir varoluş alanı açabilecektir kendisine. Araplar’ın, her kap içindekini dışarı sızdırır, dediği bu izleğin bizi götüreceği yerdir orası. O’nun yoluyla kesişen bir mısra ya da bir cümle yazabilmek için o yöne doğru yürümekten başka çaresi yoktur kalem sahibinin. Edebiyatın özlem duyduğu sahicilik ancak bu zeminde gerçekleşecek, yapmacıktan uzak metinlere ancak böyle ulaşılabilecektir. Sahte övgülerden kurtaran bu özge hayranlığa edebiyat...
Hayal Hırsızlığı Bir insanın cebine elini daldırmakla düş dünyasına sızmak arasında suçun ağırlığı ve cezai müeyyide arasında ne yazık ki orantısızlık vardır. Hayale el uzatma çoğu zaman hafife alınmakta, dahası çekinmeksizin itiraf edilebilmektedir. Kurt Vonnegut “Otomatik Piyano” isimli eseri için Huxley’in “Cesur Yeni Dünya”sından neşeli bir parça yırttığını, ancak onun da Zamyatin’in “Biz”inden neşeli bir parça yırttığını, söyleyebilmiştir. Kimileri Zamyatin’i yağmalayanları Huxley ve Vonnegut’la sınırlı tutmamakta, Ayn Rand’ın “Anthem”, George Orwell’in “1984”, Ursula Le Guin’in “Mülksüzler” ...