You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Nasıl unutabilirdim o günü?Babasız büyümüş olmanın yalnızlığı yine yakama yapışmış, bana yardımcı olacak bir dost bulamamanın çaresizliği içindeydim.Yanaklarıma sızan iki damla yaş daha kurumamıştı ki, âdeta gaipten geldiğini sandığım esrarlı bir sesle irkildim.“Hoş gelmişsin kardeşim! Ben Ragıb Öncel…”Kapkaranlık bir gecenin sonunda, haşmetli dağların arkasında palazlanan güneş gibi bir aydınlık süzülüvermişti mahzun gönlüme…Âdeta yıllardır aradığımı bulmuş olmanın tarifsiz sevinciyle, yüzümün tutuştuğunu, kanımın durduğunu hissetmiştim.Kabarmış bir denizdeki patlayan ani bir fırtına gibi duygularım şahlanmış, gözlerimden yaşlar boşalmaya başlamıştı.Yüce Mevlâ’mın hazırladığı bu akıl almaz hikmetlerin sarsıcı ve savurucu heyecanıyla, karşımdaki babacan tavırlı bu değerli şahsın elini öpmek için eğildim.***Bir umut kahramanı olan M. Ragıp Öncel’in, iman aşkıyla binlerce genç ruha ve kalbe nasıl dokunduğuna tanık olmaya ne dersiniz?
None
None
Çok ötelerde karşımıza çıkan Bekir Berk’in efsunlu nefesiyle hayat bulmuştuk… Benim adım Âdem, eşimin ismi ise Eva. Acımasız bir hayıtın karanlık dehlizlerinde ölümün soğuk dokunuşlarını solurken onun esrarlı eli uzanmıştı. Çölleşmiş ruhumuz, öksüz bir çocuğun bayram sevincine bürünerek âdeta bahara dönmüştü. Ve ilk kez bir umut meleğinin varlığına inanmıştık. Çaresizlikten umuda uzanan yazgımızı, o mübarek zatın dava şuuruyla yeniden yazmıştık. Yitiğimize kavuşmuş olmanın sevinciyle, kendimizi yaradılış hikmetlerine göre inşa etmenin telaşına düşmüştük. Bizi Bekir Berk’in muhteşem davasıyla buluşturup, hayatımızı yeni baştan yazmamıza sebep olan o gizemli hadiseyi nasıl unutabilirdik? Biz yaşanmış bu hikâyenin nefes kesen yolculuğuna çıkıyoruz. Ya siz?
1980 sonrası Türk edebiyatı yazarları içerisinde roman ve öyküleriyle dikkat çeken Ayla Kutlu, kendisini “yazarlar arasında bir kadın” olarak tanımlar. Roman, öykü ve çocuk öyküleri türünde eserleri bulunan Ayla Kutlu, yapıtlarında mitolojiden cumhuriyet dönemi Türkiye’sine kadar geniş bir zaman dilimini kurguya dâhil ederek kurguda kendi üslubunu yaratır. Ayla Kutlu’nun roman kahramanları arasında kadın karakterler öne çıkmaklabirlikte yazar, karşılıklı ve çapraz iletişim kurarak eserleriçeşitli cinsiyet ve toplumsal rol gruplarına mensup kahramanlar üzerinden kurgular. Çalışmada Dr. Gürhan ÇOPUR Türk edebiyatında roman ve öyküleriyle yer edinen Ayla Kutlu’nun romanlarını yapı ve izlek bağlamında analiz etmektedir.
None
Her yanda yağısı (düşman) ile mücadele etmek zorunda kalan Hunlar, onlarla yüz yüze geldikçe daha iyi savaşmayı öğrenmişti. Onlar Kut’luydu, zorlandıkça daha da güçlendiler ve içlerinden büyük bir Han doğurdular. Onun adı Mete Han’dı. Büyük Hun Hanı METE HAN O öyle bir dehaydı ki kimsenin usuna gelmeyen onun usuna geliyordu. Ama onu o yapan sadece kendisi değildi, çok iyi bir akıl hocası da vardı ve bu kişi bütün hayatını halkı için hiçe saymıştı. Bu Kut’lu Dava uğruna sadece güçlü olmak ve düşünmek yetmiyordu, ayrıca bir ve beraber hareket etmek de önemliydi. Zafer ancak böyle elde edilebilirdi. Bütün yay çeken budunları Hun yaptım! Mete Han Mete Han’ı bir de Yotube Türkiye’de tarih videoları yapan Yusuf Kayaalp’in dilinden okuyun.
Yaşam ve kültür dolayısıyla bilim eleştirel, çözümleyici ve yaratıcı düşünmenin eseridir. Eleştirel ve yaratıcı etkileşim yaşamın ve kültürün özünü oluşturur. Yaşam ve kültür yaratıcı etkileşimlerin ürünü ve bütünüdür. Kültür ve yaşam kuşaklar, bağlamlar, alanlar, aktörler, ürünler, gelenekler, kültürler, dahası iç ve dış dinamikler arası etkileşimlerle yaratılmakta, içselleştirilmekte, olgunlaştırılmakta, özgünleştirilmekte, gözden geçirilerek yenilenmekte ve yaşatılmaktadır. Yaşama anlam, bütünlük, zenginlik, renk ve çekicilik kazandıran kültürü konu alan araştırmalar da çok yönlü, karşılaştırmalı, dis...
“Signor Presidente, l’Italia sta per essere divorata dalla mafia”, così scriveva profeticamente nel 1980 Pio La Torre in una lettera indirizzata al presidente del Consiglio Spadolini. Oggi, a trent’anni di distanza, possiamo prendere atto che quella previsione si è purtroppo avverata non soltanto in Italia ma anche in buona parte del resto del mondo. Nonostante le leggi sempre più severe, gli investimenti economici a livello governativo, l’impegno massiccio delle forze dell’ordine e il sacrificio di tante vite, le organizzazioni mafiose non soltanto sono ancora vive e ben radicate nel territorio, ma hanno acquisito un enorme potere sia a livello politico, in grado di condizion...