You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
“Herakleitos'un da dediği gibi tekrar yıkanamadığımız bir nehirdir yaşam: başlangıcıyla birlikte içinde bir akışı barındıran milyonlarca su taneciğinin potansiyeliyle başlayarak kendi yolunu bulan ama bu yolu bulurken etrafındaki tüm olanlarla şekillenen, onların sularıyla beslenen, coşkunca akarken envai çeşit taşı da beraberinde sürükleyen ve bir süre sonra dinginleşip çizdiği yatağında tıpkı bir insan ömrü gibi usulca akıp giden... Damlacıkların ne olacağı ya da ne olamayacağı, neyi ne kadar yapabileceği, potansiyelini ne kadar açığa çıkaracağını belirleyecek olan, nehri besleyen kollar, nehrin yoluna çıkan taşlar ve yolda onunla olanlardır. Tıpkı bizlerin hayatlarını şekillendiren "diğerleri” gibi. Ve bu "diğerleri" ile başlayan toplumsallaşma süreci, sosyal psikolojiye ilgiyi de beraberinde getirir. Kitap, siz değerli okurlarımıza hayatının her alanında diğerleri ile var olma yolculuğunda bize bizi ve diğerlerini anlamlandırmamıza da kılavuzluk eden sosyal psikoloji alanına farklı bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.” Suna Tekin
İntihar, tüm toplumlar için giderek daha da ciddiye alınması gereken bir sorun hâline gelmektedir. Hem akademik anlamda hem de müdahale çalışmaları çerçevesinde intiharın anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Günümüzde intihar, ölüm nedenleri sıralamasında ilk onda yer alıyor. Özellikle genç bireylerin ölümleri mercek altına alındığında oran üçte bire kadar çıkmaktadır. İntiharın neden olduğu kayıplar, kaybedilen hayatlarla da sınırlı kalmaz. İntihar, ardında bıraktığı enkaz sebebiyle ölen kişinin yakınlarını da dalga etkisi altına alır. Bu yanıyla bakıldığında intihar, bireyden topluma doğru yayılan bir kayıp, acı ve ...
“Dinler Tarihi disiplinin amacı ne olmalıdır?” ya da “Dinler Tarihi disiplini insan(lığ)a ne sağlar? Bu disiplin nasıl bir işlevi yerine getirir ya da getirmelidir?” Mircea Eliade’ın düşüncesinin temelini bu sorular oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Dinler Tarihi, geçmişte olup biten hadiselerden bahseden tarihsel bir disiplinden ibaret değildir. Bilakis o, insanı insan yapan temel yetilerden biri olan inanma olgusunun ve bunun üzerine insanın kendi varoluşunu, içinde bulunduğu âlemi ve postmortem safhayı anlamlandırma çabasının çeşitli tezahürlerini gözler önüne seren bir disiplindir. Belki daha da önemlisi, bu disiplin, dinden ve di...
Bu çalışma, medya etkilerini kimlik ve ötekileştirme konuları perspektifinde sosyolojik bir bakış açısıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Bireyin kendini tanımladığı kimlik ve kimliğini bulurken karşısına yerleştirdiği öteki her ne kadar özne temelli kavramlar olsa da ardında birbiriyle derin bağları bulunan sosyolojik dinamikler ve etkiler barındırmaktadır.
Her çocuk kız ya da erkek bebek olarak doğar, sonra sosyalleşme süreciyle toplumun istediği şekilde kadına ve erkeğe dönüşürler. Bu süreç, cinsiyetin toplumsal cinsiyete dönüşmesidir. Toplumsal cinsiyet topluma, kültüre, zamana göre değişmektedir. Bu sebeple kadınla erkek arasında var olduğu sanılan farklılıklar gerçek farklılıklar değildir. Genel olarak ataerkil kültürün egemen olduğu toplumlarda kadınlardan duygusal, pasif, bağımlı, bakım verici, fedakâr, yumuşak, uysal, itaatkâr, sıcak, ilgili olmaları beklenirken; erkeklerden akılcı, güçlü, girişken, bağımsız, otoriter, lider, özgüvenli olmaları beklenir. Bu özelliklere hiçbir ...