You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Interdisciplinary Medicine and Health Sciences Concepts, Researches and Practice, Livre de Lyon
This book is the largest referral for Turkish companies.
Hâce Muhammed Lutfî Efendi’nin Hz. Muhammed (s.a.v.) kokulu şiirlerinin envai renk ve kokularını onun penceresinden müşahede etmeye çalıştık. Lutfî Efendi, Hak aşığı bir mürşid olmasının yanında insanların kendisine kolayca ulaşabileceği, tevazu sahibi kâmil bir mü’mindi. Onun şiir bahçesinde dolaşırken, Allah ve Peygamber aşkından ehl-i beyt sevgisine, aile içerisindeki saygı ve sevgiden toplum bazındaki Allah rızası temelli sevgi ve saygıya kadar, aşka ve sevgiye dair ne varsa görmek mümkündür. İnsan-ı kâmil olma yolunda çıkılması gereken basamakları, tecrübeleriyle taçlandırarak dizelere dökmüştür. O, parlak söz incilerini ilâhî aşkla besleyip, ömür riştesiyle örmüş ve kendisinden sonra da irşada devam eden, Hak yolunda inananlara rehberlik yapan işaret taşlarına dönüştürmüştür. Bu çalışmada, okuyucular Lutfî Efendi’nin şiir bahçesinde gül kokulu bir yolculuğa davet edilmektedir. Ârifâne kıl nazar eş’ârıma baldan leziz Sâye-i lutf-i Mesîhâ ârife cândan leziz Zarf-ı zevkdir her hurûfu kâse-i meydir sözüm Sâf-i dil iç sen de gör bak âb-ı hayvândan lezîz
This book is the largest referral for Turkish companies.
Tefsir tarihi, müslümanların Kur’ân-ı Kerîm’i anlama gayretlerinin tarihi demektir, bir manada… Biz de bu araştırmamızla tefsir tarihi açısından çok kritik bir dönemin kapısını araladık: Selçuklular devrinde yaşamış müfessirler… Selçuklu dönemine denk gelen asırlar, aynı zamanda pek çok sahada İslâmî ilimlerin inkişâf ettiği, Emevî ve Abbâsî dönemlerinde başlayan tercüme faaliyetleriyle zengin bir kaynak ve literatüre kavuşulduğu, bunların tahlil ve tenkidlerinin kıyasıya yapıldığı bir dönemdir.
Selçuklu Süvarileri "Biz ne kadar az olursak olalım, onlar (Bizans) ne kadar çok olursa olsunlar, bütün Mûslümanlann minberlerde bizler için dua ettiği şu saatte kendimi düşmanın üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer oluruz ya şehit olarak Cennet’e gideriz. Ayrılmak isteyen ayrılsın. Bu gün burada sultan yoktur, ben de ancak sîzlerden biriyim.” Sultan Alparslan
Nübüvvet silsilesi, Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resulü’nün (sas) bıraktığı mirasa sahip çıkan âlimler, İslâm’ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İslâm dinine; ilmî, fikrî, siyasi, askerî vb. alanlarda hizmet eden bu şahsiyetler, kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her birinin hayatı ayrı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri, Peygamber vârisleri olan ve sayısı binleri aşan bu şahsiyetlerin hepsini tanıtmak ne yazık ki mümkün olmadığından bir başlangıç olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir.
How the Ottomans refashioned and legitimated their rule through mystical imageries of authority The medieval theory of the caliphate, epitomized by the Abbasids (750–1258), was the construct of jurists who conceived it as a contractual leadership of the Muslim community in succession to the Prophet Muhammed’s political authority. In this book, Hüseyin Yılmaz traces how a new conception of the caliphate emerged under the Ottomans, who redefined the caliph as at once a ruler, a spiritual guide, and a lawmaker corresponding to the prophet’s three natures. Challenging conventional narratives that portray the Ottoman caliphate as a fading relic of medieval Islamic law, Yılmaz offers a no...