You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
The fading of the post-WWII order called for Turkey to take on a new role in this new multi-centred and multipolar era with new players emerging from different regions. The new Enterprising and Humanitarian Foreign Policy is an effort to locate Turkey better in the 21st global politics. While the literature on principles of Turkish foreign policy is abundant, the actual mechanisms by which these principles are implemented in practice are still ambiguous to most scholars and foreign policy practitioners especially within the country's newly developed Turkish foreign policy framework. This edited volume therefore aims to shed light on this little-explored aspect of Turkish foreign policy. By critically analyzing several cases from different geographical locations, this volume explains why Turkey developed a new foreign policy framework, and by which mechanisms this new foreign policy framework has been implemented around the world. This volume also critically explores how the new Turkish foreign policy framework customizes its tools and capacities in different geographical regions around the world.
Sibel Turan and Nergiz Ozkural Koroglu in this edited volume brings together a collection of essays on international relations and security perspectives. Uluslararası İlişkilerdeki güvenlik kuramları konjonktürel değişimlerle birlikte sürekli gelişmekte ve zenginleşmektedir. Teorik yaklaşımlarla ilgili güncel tartışmalar, disiplinin daha iyi anlaşılabilmesi için önem arz ederken güvenlik yaklaşımlarının ve algılamalarının değişiminin de hesaba katılarak bu yaklaşımların ortaya konulması ve vaka analizleri üzerinden uygulaması önemlidir. Günümüzde "güvenlik" kavramı uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde çevre veya toplumsal güvenlik ya da cinsiyet gibi farklı güvenlik boyutları ile analiz edilmeye başlanmıştır. Bu kitabın temel hedeflerinden bir tanesi farklı bakış açılarını yansıtan kuramsal çerçevelerle "güvenlik" kavramına bakabilmektir.
“Uluslararası İlişkilerde güvenlik kuramlarına çağdaş yaklaşımlar uluslararası sosyal yapıdaki değişimler ve değişen “güvenlik” al-gılamaları sonucunda evrilerek disiplini zenginleştirmiştir. Günü-müzde “güvenlik” yaklaşımları çevre, toplumsal cinsiyet veya göç gibi güncel konular etrafında incelenmeye başlanmıştır. Daha önce yine Transnational Press London tarafından yayın-lanan “Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kuramları ve Sorunlarına Temel Yaklaşımlar” isimli kitabimizda daha ziyade temel güven-lik kuramlarına değinirken bu kitabimizda eleştirel yaklaşımlara yer vermeye çalıştık. Bu bağlamda “güvenlik” kavram...
Uluslararası İlişkilerdeki güvenlik kuramları konjonktürel değişimlerle birlikte sürekli gelişmekte ve zenginleşmektedir. Teorik yaklaşımlarla ilgili güncel tartışmalar, disiplinin daha iyi anlaşılabilmesi için önem arz ederken güvenlik yaklaşımlarının ve algılamalarının değişiminin de hesaba katılarak bu yaklaşımların ortaya konulması ve vaka analizleri üzerinden uygulaması önemlidir. Günümüzde “güvenlik” kavramı uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde çevre veya toplumsal güvenlik ya da cinsiyet gibi farklı güvenlik boyutları ile analiz edilmeye başlanmıştır. Bu kitabın temel hedeflerinden bir tanesi farklı bakış açıları...
1990’lı yıllar Türkiye ve Yunanistan için düşmanlık ve dostluğun en çok tartışıldığı dönem oldu. Ege Denizi’nde yaşanan anlaşmazlıklar, Batı Trakya Türkleri ile ilgili gelişmeler, Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümen olma çabaları ve kronikleşen Kıbrıs Sorunu bu dönemde iki ülke arasında sık sık gündeme geldi. Yunanistan, Türkiye’ye karşı gizliden teröre destek vererek silahlanmaya devam etti. Batı ile ilişkilerini sürdürürken bir yandan da Rusya’dan S-300 füze savunma sistemi satın aldı. İki ülke arasında krizler dönemi olarak isimlendirilen 1990’lı yıllarda yaşananlar uzun yıllar hafızalardan silinmedi. Kardak Krizi, Kıbrıs...
Amerika Birleşik Devletleri’nin uluslararası siyasette tek süper güç olarak kaldığı Soğuk Savaş sonrası dönemde askeri müdahale imkânlarını nasıl kullanacağı, söz konusu dönemin başlangıcından itibaren akademik açıdan ilgi uyandıran bir araştırma konusu haline gelmiştir. Bu doğrultuda; Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleşen Amerikan askeri müdahalelerinin karar alma süreçlerini incelemeyi amaçlayan bu çalışmada; 1991 Irak, 1995 Bosna ve 2001 Afganistan müdahaleleri karşılaştırmaya tabi tutulmaktadır. Söz konusu örnek olaylar, ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında Başkanlık görevini yürüten ilk üç liderinin kararlarıyla yaklaşık o...
Devletlerin kimliklerini tanımlayış biçimleri doğrultusunda ulusal çıkarlarını da tanımladıkları görülmektedir. Bu kapsamda 1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi'nin ardından İran, Şiilik ile Fars kimliğini sentezleyen İranlılık olgusunu dış politikasının merkezine oturtmuştur. Bu durum, İran dış politikasında iki farklı imparatorluk vizyonunu beraberinde getirmiştir. Nitekim Tahran hem Şii-İslam Dünyası'nın siyasi ve dini kıblesi olmak istemekte hem de Fars Dünyası'nın büyük abisi olarak konumlanmaya çalışmaktadır. Bu hedefler doğrultusunda imparatorluk vizyonunu şekillendiren İran, Tahran'ı merkez karargâh olarak görmekte ve çevre...
The Migration Conference 2017 hosted by Harokopio University, Athens from 23 to 26 August. The 5th conference in our series, the 2017 Conference was probably the largest scholarly gathering on migration with a global scope. Human mobility, border management, integration and security, diversity and minorities as well as spatial patterns, identity and economic implications have dominated the public agenda and gave an extra impetus for the study of movers and non-movers over the last decade or so. Throughout the program of the Migration Conference you will find various key thematic areas are covered in about 400 presentations by about 400 colleagues coming from all around the world from Australia to Canada, China to Mexico, South Africa to Finland. We are also proud to bring you opportunities to meet with some of the leading scholars in the field. Our line of keynote speakers include Saskia Sassen, Oded Stark, Giuseppe Sciortino, Neli Esipova, and Yüksel Pazarkaya.
This book discusses the role of women in jihadi organizations. It explores the critical puzzle of why, despite the traditional restrictive views of Islamic jurisprudence on women’s social activities, the level of women’s incorporation into some jihadi organizations is growing rapidly both in numbers and roles around the world. The author argues that the increasing incorporation of women and their diversity of roles reflect a strategic logic –jihadi groups integrate women to enhance organizational success. To explain the structural metamorphosis of jihadi organizations and to provide insight into the strategic logic of women in jihadi groups, the book develops a new continuum typology, ...