You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Tanrı ve insan arasındaki bağ ahlaka nasıl yansır? Günümüz toplumunda insanların inandığı ve bildiği gibi yaşayabilmesi mümkün mü? Eylemlerin ahlakiliğini belirleyen unsur nedir? Gelenek, vicdan, akıl ya da vahiy ahlaki davranışlarda ölçüt kabul edilebilir mi? İnanç ile ahlaki yetkinleşme arasındaki ilişki nasıl güçlenir? Din eğitimi ahlaki gelişime nasıl katkı sağlar? Bu sorularla yola çıkarak insanın varoluşsal meselelerinden olan inanç ve ahlaka dair kapsamlı bir inceleme sunan kitap aynı zamanda iki kavram arasındaki ilişkinin günümüz dünyasındaki tezahürlerini içermektedir. Genç yetişkinlerle gerçekleştirilen mülakatlarla inanç-eylem ilişkisine odaklanan çalışma, modernleşme ve sekülerleşme kıskacındaki insanın ahlaki gerilimlerini konu edinmektedir. Kitapta inanma biçimlerinin ahlaka etkisi, ahlakın kaynağı, ibadetle ahlak arasındaki bağ, ahlaki müeyyide, bilgi-eylem ilişkisi, öte dünya anlayışının ahlakla irtibatı ve din eğitiminin ahlaka etkisi gibi meseleler üzerine tartışmalar yürütülürken toplumun ahlak ve inanç tasavvuruna ilişkin derinlemesine bir okuma gerçekleşmektedir.
Prof.Dr. İsmail E. Erünsal, Mustafa Birol Ülker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu (1953-2015), Başvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek İslâm enstitülerinin İlâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de İslâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. İdeal olan hem bu tezlerden diğer araştırmacıların yararlanabilmesini sağlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırlanmasına engel olmaktır. İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 İlâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını sağlamak amacıyla TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
...bu olguya dair, bilginin bağlamı ve iktidar oyunlarının zemininde meydana gelen kırılmaların ve kaymaların şekillendirmesinden; gözü, dili ve aklı, aynı anda farklı ilkelerle yeniden örgütleyen ve ruhları aynı ilişki ağlarında tedip eden ve onun tutkularını daha öncekinden başka noktalara yönlendiren kurallardaki bir dönüşümün niteliğinden bahseden başka bir hikâyenin yazılması da mümkündür. Ve bu, aynı zamanda kaçınılmaz olarak dindar öznenin izleğini de içermektedir. Ne var ki bu anlatının bazı yönlerden oldukça muhafazakâr, başka bazı açılardan da hoş görülemeyecek derecede radikal olduğunu daha şimdiden dile getirmek gerekme...
None
Arka kapak yazısı: Dr. Mustafa Bulut’un “Selçuklu Çizgileri” başlığı altında derleyip sunduğu birikim, şu ana kadar bu alanda yapılan girişimler arasında zengin bir örneği teşkil ediyor. Konunun sınırlarını ve yaklaşım tarzını anlatan bir “Giriş” bölümünden sonra, taş, tuğla, ahşap, çini ve alçı gibi farklı malzeme ve teknikler üzerinden örneklenen konu, daha sonra şekillerin birleşme-bağlanma tarzlarına göre tipolojik bir sınıflandırma boyutunda inceleniyor. Toplam 177 mimari esere ait 763 çizim eşliğindeki zengin envanter, yeterli sayıdaki kaynak ile desteklendiğinden güvenilir ve kesin sonuçlara epeyce yaklaşmış bulunuyor. Selçuklu sanatının bir kesitindeki resimsiz bir üslubun böylesine sürükleyici bir bilmece halinde ele alınması kitabın en çekici tarafıdır. Sanat Tarihçisi, sanatçı ve uygulamacılara sağlam veriler sunan araştırmanın “Sonuç” bölümünün okunmasını özellikle önermek durumundayız.
This book is the largest referral for Turkish companies.
Surviving after suicide means being stigmatized by society. Stigma is the fundamental factor that darkens the lives of the bereaved, overshadowing the pain and sorrow caused by the death. Survivors find themselves in the midst of a whirlwind of emotions such as anger, shame, guilt, and fear due to the stigmatizing experiences they endure following the suicide. In the midst of this whirlwind, establishing a happy life and returning to normalcy is a distant possibility for the bereaved. In such a situation, many questions arise that need to be answered: What are the reasons and manifestations of the stigma that isolates and distances suicide survivors from social life? What is the cultural background of the multiple emotions that dominate the lives of the bereaved? How do survivors perceive the relationship between religion and suicide? What challenges do suicide survivors face in reconstructing their daily lives, and how do they cope with them? This book is a modest study that emerged to find answers to these questions.
ICSSIET CONGRESS 1st International Computer Science, Engineering and Information Technology Congress (ICSITY 2022) PROCEEDINGS BOOK
Caner’in ilk roman denemesi Çürüyen Gölgeler; bu önemli. Romanın yayına hazırlanma sürecinde aramızda oluşan hukuka sığınarak şunları söylemek isterim en başta; sıkı okur, yer yer yazarın ayaklarının yere basmadığını da hissedecek belki, ama kimi yerde de yaptığı tespitler, psikolojik tahliller ve tam yerinde kestiği ahkâmlarla çarpışınca kendi ayakları yerden kesilecek. İddialı mı oldu ifadem? Eh, varsın olsun çünkü gene birçok yayınevinin mesafeli duracağı, hatta elini yakacak, “cıs” bir romanla karşınızdayız. “İdrak Tahlili” böyle bir seri zaten. Hayatın kalbinde, sokakta, hakikatten, edebiyat kisvesi altında köşe bucak ...