You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bir İmâm-ı Rabbânî kitabı. Mektûbât’tan seçilmiş 199 mektup. Altınoluk dergisi, okuyucularına İmâm-ı Rabbânî’nin gönül dünyasından süzülmüş bir “Tasavvuf Çerçevesi”ni taşıyor. “Tasavvuf Çerçevesi” demişsek, İmâm-ı Rabbânî söz konusu olduğunda bunun bir “Şeriat çerçevesi” olduğunu ifade etmekten zaitlerden oluyor. Ve Altınoluk da zaten bunun için seçti bu kitabı. Şeriat mi, tarikat mi, hakîkat mi, mârifet mi tartışmaları içinde savrulup gitmek var. Bir de işin ana çerçevesini Kur’ân ve Sünnet’in çizdiği İslâm ölçüleri demek olan Şeriat’i temel alıp, diğer her şeyi onun içinde ilerleyiş olarak görmek var. İmâm-ı Rabbânî çizgisi bu. Kendini en önce Şer’î Şerîf ile bağlamak, ondan sonra gönül yolculuğunu sürdürmek, nereye kadar tırmanılabilirse…
None
None
ABSTRACT The Naqshbandi groups in Turkey are Sufi organizations, Its members are always Engaged, dedicated in worship, according to the belief of most people, and this is not based on validity. Rather, they are closed organizational structures. Its beliefs are composed of elements borrowed from different religions. It has rituals taken from Indian religions and has a philosophy based on the deification of numbers of sheikhs and venerating them «as "saints" they are agents of Allah who act in the universe» on his behalf. However, each sect's theorist has interpreted this philosophy according to his opinion. Therefore, the disagreement continues between the factions of this sect on issues of...
İslam - Müslüman ilişkisinde bulunduğumuz ortamı seçmek hayati önem taşıyor. Aile, cemaat, tarikat, teşkilat - örgüt, şirket, parti vs... İnsanın aidiyet duygusu taşıyacağı her ortam kişiliğin inşasında etki ediyor ve İslam bu etkinin müspet olmasını, hiç olmazsa menfi olmamasını öngörüyor. Misk satan adamın yanında duruyorsan misk kokarsın, körükçünün yanında duruyorsan üzerine ateş sıçrar. Bunlar dar ilişki alanlarıdır müspetinin de menfisinin de kişiliğe sirayeti sür’atlidir, kalıcıdır. Toplum çok daha geniş bir insan kümesini ifade eder, toplum değerleri dediğimiz şeyin artıları - eksileri de insanın şahsiyet kalitesine...
Susuz insanın suyu aradığı gibi, suyun da susuz insanı aradığından bahsedilir irfan geleneğimizde. Her arayış, bir bakıma arayan ve aranan arasındaki sırlı ilişkiyi de açığa çıkarır. Neyin peşindeysek, ondan bir iz taşır yüreğimiz. Hangi sorular varsa zihnimizde, o soruların gönül dünyamızda açtığı pencerelerden çeşitli ışıklar yansıyacaktır hayatımıza. Bazen meraktan, bazen bilmediğimizi öğrenme niyetiyle bazen de içimizdeki ukdeleri çözme arzusuyla, sorduğumuz soruların gölgesinde şekillenecek bahtımız. Aradığımız her ne ise, kıymetimiz ve kısmetimiz o minvalde tecelli edecektir. Özellikle ilim bahsinde, soru büyük bir kıla...
None
None
Tevhid, bütün sebepleri tek bir sebebe bağlayabilme iradesidir. Bu iradenin fertteki tezahürü iman, toplumdaki tezahürü ise mizandır. Mizan, yani denge ve ölçü adaletle sağlanır. Adalet, her şeyi yerli yerine oymak; zulüm ise aksini yapmaktır. Yeryüzü adaletin tesis edileceği bir imtihan mekânıdır. İnsan burayı kulluğu ile imar etmek için gelmiştir. Bu, ona yüklenen emanettir. Emanete hıyanet ettiğinde ortaya çıkanın adı ise fesattır. Bir virüs yeryüzündeki ifsadı nasıl da ifşa etti. Tevhitten sapmıştı insan, şimdi eliyle işlediğinin bedelini ödüyor. Yapıp ettiğinden ötürü şımarmıştı, şimdi Allah’ın kendisine giy...
ABSTRACT This book contains various and comprehensive information about the Naqshbandi sect. This work was written by one of the most prominent Naqshbandi community leaders and a person who had chaired and managed a large group of Naqshbandis in the recent past as a "Sheikh" years ago. It is necessary to add that this book was written in Turkish by an author who has a great background in Sufism and has a wide culture of this kind. Therefore, despite the objections of those who are not at its level in terms of knowledge and social status, because he specializes in Sufism and the history of Sufism, so this information must be trusted. Moreover, when the life of the writer Fariduddin AYDIN is investigated by the fact that he sacrificed his material advantages thanks to the vast environment of his family, his social position and personal reputation enhance this reliability. Since the author speaks Arabic and Turkish as a mother tongue, his translation of his book himself indicates the completion of his success. Thus, we believe that this work, an important source, has been translated into Turkish with perfect quality.