You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Berâhime ve Sümeniyye nübüvvete bazı açılardan itirazda bulunan iki akımdır. Bunların menşei hakkında ihtilaf bulunsa da çoğunluğa göre her ikisi de Hint kökenlidir. Öte yandan İbnü’r-Râvendî, onun üstadı Ebû Îsâ el-Verrâk ve “Arapların Galen”i olarak anılan Ebû Bekir er-Râzî gibi şahıslar da nübüvvete çeşitli açılardan itirazda bulunmuştur. Mu‘tezile’den Câhız ve Kādî Abdülcebbâr gibi mütekellimler, kendi dönemlerinde söz konusu itirazlara reddiye yazmak suretiyle nübüvveti müdafaa etmeye çalışmıştır. Günümüzde varlık gösteren Deizm ve Pozitivizm gibi akımlar, söz konusu inkârcı akımların fikirlerine par...
Ehl-i Sünnet kelâmcıları imâmete ilişkin meseleleri i’tikâdî, fıkhî ve siyasî boyutta ele almış görünmektedir. Şöyle ki onlar Şîa’nın konuya dair görüşlerini değerlendirip reddederken, Şiîler meseleyi i’tikâdî boyutta ele aldıkları için, iman eksenli bir bakış açısı geliştirmiştir. Ancak Sünnî ulema imâmet müessesesini Ehl-i Sünnet meclisi içinde ele alırken, konuyu daha çok fıkhî ve siyasî bir düzlemde incelemiştir. Onlar, iç çatışmalara, fitne ve tefrikaya sebep olabileceği düşüncesiyle imâma itaatsizliği câiz görmemiştir. Efdal imâm söylemine özel bir konum tahsis eden Sünnî ulema, bu kabulü İslâm akâdi ve şer...
Kurban, Allah yolunda gösterilen bir fedakârlık, Onun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir. Kurban, İbrahim aleyhisselâmın evladıyla ve İsmail aleyhisselâmın da canıyla imtihanıdır. Kurban, can da dâhil olmak üzere, bir müminin yeri geldiğinde bütün varlığını Allah yolunda fedâ etmeye hazır ve muktedir olduğunun sembolik bir göstergesidir. Kurban, İbrahimî bir duruş, İbrahimî bir bereket, İsmailî bir itaat ve teslimiyetin asırlardır devam eden derin ve anlamlı yolculuğu... Dinî bir vecd hâliyle yaşanan sonsuz bağlılık, vefâ ve sadâkâtin duygu dolu işâreti, Kurban; Allaha sonsuz teslimiyetin sembolüdür.
İslam tarihinin erken dönemlerinde Hz. Peygamber (sas)’in savaşlarını içeren rivayet malzemesine dayanan Meğazı kitapları ile başlayıp daha sonra Hz. Peygamber (sas)’in hayatına dair rivayetlerin derlendği klasik bir edebi tür haline gelen Siret-Siyer, İslam tarihi boyunca Hz. Peygamber (sas)’in biyografisine dair çalışmaların ana malzemesini oluşturmuştur. Günümüzde de yine ana kaynak bu rivayet malzemesidir.
Hz. Peygamber (sas) her dönemde merak ve ilgi konusu olmuş; her zaman gündemde kalmaya devam etmiştir. O, herhangi bir zamanda bir şairin dizesinde, bir destan yazarının mısrasında, bir müfessirin yorumunda, bir muhaddisin şehrinde, bir tarihçinin eserinde, bir gazetecinin köşe yazısında, bir halk ozanının türküsünde karşımıza çıkabilir.
Ülkemizin Siyer alanında yayınlanan tek hakemli dergisi olan Siyer Araştırmaları Dergisi’nin 5. sayısıyla karşınızdayız. Eski sayılarımızda katkıda bulunan hocalarımızın yanı sıra yeni sayımızda da bizimle siyer yolcuğuna katılan değerli hocalarımızla ve genç araştırmacılarımızla heyecanla yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Hz. Peygamber’i sahih bilgiyle doğru anlatmayı hedefleyen dergimiz, farklı disiplinler çerçevesinde Allah Elçisi (sas) ve dönemini inceleyen bütün araştırmacıların kendilerini ifade edebileceği, özgün görüş ve değerlendirmelerini okuyucuyla buluşturabileceği bir platform olmaya devam edecektir. Üçüncü yıl...