You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
In recent years, the Islamization of Turkish politics and public life has been the subject of much debate in Turkey and the West. This book makes an important contribution to those debates by focusing on a group of religious schools, known as Imam-Hatip schools, founded a year after the Turkish Republic, in 1924. At the outset, the main purpose of Imam-Hatip schools was to train religious functionaries. However, in the ensuing years, the curriculum, function and social status of the schools have changed dramatically. Through ethnographic and textual analysis, the book explores how Imam-Hatip school education shapes the political socialization of the schools' students, those students' attitudes and behaviours and the political and civic activities of their graduates. By mapping the schools' connections to Islamist politicians and civic leaders, the book sheds light on the significant, yet often overlooked, role that the schools and their communities play in Turkey's Islamization at the high political and grassroots levels.
İŞ DÜNYASININ LİDERLERİ KRİZLERLE NASIL BAŞEDİYOR? Ülkemiz yakın tarihte pek çok krizle boğuştu. Dünya çapındaki çalkantılar, iç dinamiklerimizin yarattığı sıkıntılar, bazen ikisi birden üzerimize kara bir bulut gibi çöktü. Her krizden toplumun her kesimi payına düşeni aldı. İş dünyası pek çok krizin çarptığı ilk duvar oluyor. Duvar ne kadar sağlamsa, krizin etkileri o kadar azalıyor. Ekonomiye yön veren isimlerin karakteri, tecrübesi ve öngörüleri hem kendi kuruluşlarının hem de ülkemizin kaderinde belirleyici oluyor. Hüsnü Özyeğin, İshak Alaton, Ali Ülker, Ümit Boyner, İbrahim Betil, Haluk Dinçer, Esin Güral Argat, Zeynep Bodur Okyay ve Nur Ger... Yıllardır iş dünyasının liderliğini yapıyorlar. Krizlerle nasıl baş ettiklerini öğrenmek hepimizin ufkunu genişletecek.
Moleküler Biyolojide Devrim, Prof. Dr. Pınar Tevfik Özand'la Adem ve 4 Havva üzerine...
The right to freedom of religion or belief, as enshrined in international human rights documents, is unique in its formulation in that it provides protection for the enjoyment of the rights "in community with others". This book explores the notion of the collective dimension of freedom of religion or belief with a view to advance the protection of this right. The book considers Turkey which provides a useful test case where both the domestic legislation can be assessed against international standards, while at the same time lessons can be drawn for the improvement of the standard of international review of the protection of the collective dimension of freedom of religion or belief. The book asks two main questions: what is the scope and nature of protection afforded to the collective dimension of freedom of religion or belief in international law, and, secondly, how does the protection of the collective dimension of freedom of religion or belief in Turkey compare and contrast to international standards? In doing so it seeks to identify how the standard of international review of the collective dimension of freedom of religion can be improved.
Genomics, Genetic Codes, Adam and his 4 wifes...
Garih, Üzeyir, 1929-; businessmen; Turkey; biography.
Diese Autobiographie handelt von einem Leben. Ein Leben von vielen auf dieser Welt. Dieses noch bestehende Leben strotzt jedoch nur so vor Überraschungen, Erfahrungen, nicht erklärbaren Geschehnissen, die üblichen Höhen und Tiefen, aber auch zwischenmenschlichen Beziehungen. Dieses Buch soll keine Anlehnung an ein inhaltlich bekanntes Buch aus Berlin darstellen. Vielmehr wurden diverse Lebens Etappen fast chronologisch erfasst und niedergeschrieben. Die ersten Skripte dieses Buches wurden bereits Anfang der 1980er Jahre verfasst. Letztendlich 2002 beendet und 2016 nach einigen Überarbeitungen endgültig fertiggestellt. Begleiten Sie mich nun zu einer Reise in kein wirklich normales Leben.
Dede Korkut hikâyeleri, Oğuzların yaşantısına ve kahramanca mücadelelerine adanmıştır. Bunlarda, destansı bir anlatımla, Oğuz Türklerinin Orta Asya’daki ilk yurtlarında, Kafkaslar’da ve Anadolu’da yaşadıkları olaylar genişçe yer almıştır. Halk hikâyelerine benzer bir anlatım özelliği taşıyan, millî bir destan havasındaki bu hikâyelerde; alp tipinin kendine has davranışları görülür. On iki Dede Korkut hikâyesinden oluşan bu eser, öncelikle öğrencilerimize, daha sonra konuyla ilgilenen herkese faydalar sağlayacaktır. Kültürümüzün sonraki nesillere taşınması adına bir katkı olması dileğimizle...