You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen’in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Alperen’in yaşı hayli ilerlemişti. Yaşadığı şehre büyük bir ilim merkezi kurmuş, öğrenciler yetiştirmiş ve ülkenin kralının takdirlerini almış bir bilgeydi artık. Ancak hâlâ gidilmesi gereken ülkeler, görülmesi gereken insanlar, yetiştirilmesi gereken öğrenciler vardı, dünyanın dört bir yanında... Bir de verilmesi gereken bir hesap... Ve nihayet gene yollara düştü Bilge Alperen... Acaba tüccarları bulup, onlara, zamanında yaptığı büyük hatayı söyleyebilecek miydi? Eğer söyleyecekse, tüccarlar buna nasıl bir tepki vereceklerdi? Bilge Alperen’i şimdi hangi maceralar bekliyordu?
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen’in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Alperen, Azaad ile birlikte bir yandan tüccarların konağında çalışmaya devam ederken, bir yandan da ülkenin gençlerini ve yetişkinlerini eğitmek üzere bir ilim merkezi kurar. Burası o kadar önemli bir eğ...
Eserlerini millî hassasiyetle yazan merhum Cavit Ersen hocamız; BAŞBUĞ isimli yapıtında da Türk milliyetçiliğini, “Ülkü” yolunu, İslam ahlâk ve erdemini bir arada değerlendirerek Türk milletinin ruh yapısını akıcı bir üslûpla kıymetli okurlarına sunmuştur. Cavit Ersen’i anlamak, onun fikirlerini kabul etmek, Türk milletinin ihyâsını istemek demektir. Bu fikirler, Türkeş’in sonsuz mücadelesi sonucunda gelişmiş, “Türk olmaktan şan ve şeref duyan” büyük bir gençlik kitlesi yetişmiş; bu gençlik, Başbuğ’unu ayakta alkışlamış, onu kalbinin en büyük heyecanı ve sıcak sevgisiyle selamlamıştı. Ve ancak böyle bir millî kahramanın düşüncesini, çetin mücadelesini Cavit Ersen gibi cesur ve güçlü bir kalem dile getirir ve böyle büyük bir eseri, “rehber eser” olarak gençliğe armağan edebilirdi. Bu sebeple bu kitap, her Türk milliyetçisinin rehber eseridir…
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen’in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Alperen, artık Sevgi Ülkesi’nin kralıydı. Sevgi Ülkesi’nde kimse ruhsal bunalıma girmezdi, çünkü herkes bu ülkede yaşamaktan memnundu. Bu ülkede büyükler küçükleri sever, küçükler de büyüklere saygı duyardı. Yetişkinler de birbirlerini sever ve saygı duyarlardı. Doğaya, hayvanlara, bitkilere karşı da derin bir sevgi hissederdi bu ülkenin insanları… Sevgi Ülkesi kısa zamanda dünyaya örnek ve dört başı mamur bir ülke hâline gelir. Ancak Tilki Vezir, bir gün ansızın ordularıyla birlikte bu biricik ülkeyi işgal eder. Bakalım Alperen’in başına neler gelecektir?..
Alperen, bu kez tarihte bir yolculuğa çıkıyor. Yanında tabii ki Anka Kuşu da var. Bu macerasında Alperen, Büyük Selçuklu Ülkesi’ni ziyaret ediyor. Anka Kuşu ile zamanda yolculuk ederek, Selçuk Bey, Çağrı Bey ve Tuğrul Bey dönemlerinde bulunuyor, Malazgirt Zaferi’nde Sultan Alparslan’ın cesaretine hayran kalıyor. Büyük vezir Nizamülmülk ile arkadaş oluyor. Melikşah döneminde ülkenin en parlak dönemine; savaşlara, barışlara, isyanlara, suikastlara bizzat şahit oluyor. Hükümdar ve vezirlere eşlik ederken, bir yandan da tarihe önemli notlar düşen günlüğünü hazırlıyor. Alperen ile Anka Kuşu’nun Selçuklu Ülkesi’ndeki bu heyecanlı maceralarını okumaya ne dersiniz?
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen’in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Sevgi Ülkesi düşmanlar tarafından istilâ edilmiştir. Artık bir esir olan Alperen, ülkenin en büyük hapishanelerinden birinin karanlık hücresine kilitlenir. Burada Alperen, geçmişte yaptığı hataları te...
Altmış dört karenin içinde, hayatı siyah beyaz pencereden görmeye çalışarak hiçlikten kurtulmayı başarabilir misiniz? Satranç'ta, farklı toplumsal seviyelerden bazı biyografiler bir araya geliyor. Yüksek egosu ve büyük servetinin getirdiği özgüvenle petrol zengini McConnor, ortalamanın altındaki eğitimiyle Mirko Czentoviç ve gizemli kişiliğiyle Dr. B. oldukça sıra dışı karakterler... Hikâyede satranç oyunu, hem elit bir eğlence hem de bir kurtuluş ve hatta lanet olarak bu üç ana karakter arasında cereyan eder. Stefan Zweig, vefat etmeden kısa süre önce tamamladığı bu kitabında memleketi Avusturya ve hayatının bir bölümünü geçirdiği Brezilya'dan da izler katarak bizimle insanlığa dair psikolojik tahlillerini paylaşıyor. Dünyaca ünlü bir satranç şampiyonu ve bu oyuna "meraklı" birkaç adamın tahta üzerindeki savaşı hiç şüphesiz okuru etkileyecek.
Resûlullah’ın (s.a.v.) yazmış olduğu mektuplar, büyük bir bilgi ve siyasî hazine niteliğindedir. O’nun, civar hükümdarlar ve Arap emirleri ile geliştirdiği diplomatik ilişkilerin, siyer tarihimiz içinde hep özgün bir yeri olmuştur. Elinizdeki kitap, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatına, alışık olmadığımız bir pencereden ışık tutuyor. Böyle kıymetli bir eseri, sabırlı bir çalışma ile sahih kaynaklardan toplayarak bize kazandıran İbrahim Halil Er; diğer mektup çalışmalarından farklı olarak, mektupların Arapça nüshalarını da bu çalışmasına eklemiş, böylece Resûlullah’ın (s.a.v.) orijinal sözlerini de bizlere sunmuştur..
Silahsız Şahin Bey’in yanına yaklaşamayan düşman Fransız askerleri, önce uzaktan ateş ederek onu Elmalı Köprüsü’nde şehit ettiler; sonra da aziz bedenini süngü darbeleri ile delik deşik ederek kaçıp gittiler… “Şahin’i sorarsan otuz yaşında, Süngüyle delindi köprübaşında, Çeteler toplanmış, ağlar başında, Uyan Şahin uyan, gör neler oldu! Sevgili Ayıntap’a Fransız doldu…”
Derin bir uykuya dalmışım. Rüyalar âlemindeydim. Büyük bir kalabalığın ortasındaydım. Derken, kalabalık kayboldu. Orada sadece ben kaldım. Birden büyük bir nur, etrafı kapladı. Sütten beyaz bir nurdu; bana doğru geliyordu. Sanki gökten iniyordu. Sonra etrafı mis gibi gül kokusu sardı. Tamamen yaklaştı. Evet, O’ydu bu! Allah’ım, şükürler olsun… Yanıma iyice yaklaştı. Ben, utancımdan kafamı eğdim. O, elini başıma sürdü. “Ümmetim…” dedi. Ah! Ne büyük bir mutluluktu bu! Sonra geriye dönüp, geldiği yöne doğru yürüdü. Ben ise onu hayran hayran izliyordum. Sonunda kayboldu... Fakat etraf çok güzel kokuyordu... Gül kokuyordu…