You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor; bedeni insan bedeni, ruhu madde ruhu. Maddece yiyen, maddece giyinen, maddece eğlenen, maddece öğrenen, maddece inanan bir yaratık dolaşıyor yeryüzünde baştanbaşa. Modern Batı’nın kurduğu dünyada artık insan yaşamıyor, yalnız dev bir makinenin insan suretinde parçaları çalışıyor! Bugün insanlığın en büyük meselesi, bu hayaletin tahakkümünden nasıl kurtulacağıdır. İnsanın en âdi soyuna doğru soysuzlaşmasından ve giderek yok olmasından kurtuluşu dâvâsıdır bu. Öyle bir şey ki, kendine karşı geliştirilen bütün fikirleri ve gayretleri dahi derhal sînesine çekiyor, öğütüyor, maddeleştiriyor, makine...
Tasavvuf, kendi özü itibariyle, felsefeye de, onun çocuğu olan “pozitivist kafa”ya da sığmaz. Doğrusu, “illiyet - kozalite” dedikleri, sebeb ve sonuç arasındaki tek el ve “değişmez” münasebet, bugün fizik ilminde bile geçerliliğini kaybetmiş, hakikat denizinin ancak kabuk tarafına âit bir durum olsa gerek. Ruh sözkonusu olunca aynı ânın tekrarı caiz olmaz; “aynı suda iki kere yıkanılmaz” hikmeti, esasen bu hakikati dile getirmekte ve bu sırra yaklaşım yolu açmaktadır. Netice itinariyle, tasavvuf, felsefe olmadığı gibi, herhangi bir mistik usûlü, yahut nefs tezkiyesi (yoga) yolu da değildir. O şeriatle başlar ki, İslâm’ın iç oluş ve batınî eriş rejimi olduğu söylenmiştir. Bu ancak “kendi kendine benzer” hikmetin üzerinde duracağız...
Her Türk evlâdının kesinlikle bilmesi gerekir ki, bizim tarihten kalan büyük meselelerimiz vardır. “Ermeni meselesi” bunlardan biri, sadece bir tanesidir. Ondan daha büyük, daha esaslı, hatta onu da kendine bağlayan meselelerimiz vardır. Bu meseleleri, bazılarının yaptığı gibi, yok farz ederek hiçbir yere varamayız. Ne tarihte bize yapılanları unutmaya, ne de bizim yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı saklamaya hakkımız vardır. Çünkü kendini bilmeyen hiçbir milletin tarihte var olma hakkı hiçbir vakit olmamıştır. Yalnız bu meseleler hakkında bir çeşit “nötr” hale gelmemiz, bir zorunluluktur. Eski düşmanlıklara taze kinler üretmeden, s...
Çağımızın en önemli tartışma konularından biri de Evrim Teorisi’dir. Bu teori yaklaşık 150 sene önce İngiliz bilim adamı Charles Darwin tarafından öne sürüldüğü andan itibaren büyük tartışmaların fitili ateşlenmiş ve o gün bugündür de bu tartışmaların ardı arkası kesilmemiştir. Evrim Teorisi’nin temel esprisi, Yaratılış ile ilgili görüş ve inançları geçersiz kılmaktır. Alemi ve canlıları bir Yaratıcı’nın yarattığını reddetmek, canlıların belli bir tertip ve düzen içinde “kendiliğinden” ortaya çıktığını savunmaktır. Bundan dolayı teori ilk andan itibaren ateizmin “kutsal dayanağı” olmuş, bir Yaratıcı’ya ve semavi dinlere inananlar tarafından ise teori yerden yere vurulmuştur. Dolayısıyla Evrim Teorisi etrafındaki tartışma, büyük ölçüde Yaratıcı’nın varlığına inanıp inanmama tartışmasıdır. Evrim fikri her ne kadar bir fikir olarak yaratılışa inananlarca otomatik bir reddiyeye mevzu olmasa da, Evrim Teorisi’nin kendisi “ateist – yaratışa inanmayan” bir mahiyete sahiptir.
Bu kitapta yer alan denemelerin her biri, konuya çeşitli perspektifler ve ideolojik formasyonlarla yaklaşan kimselerle yaptığım tartışmalardan oluşmaktadır. Göreceğiniz gibi, tartışmanın gelişine ve gelişimine göre, bazılarına ciddiyetle, bazılarına ise –ben de- alaycı cevaplar vermeye çalıştım. Bu tartışmalar 2011-2014 yıllarına yayılan 3 buçuk yıllık süre zarfında Ekşi Sözlük’te yerleyeksan rumuzuyla yayınlandı ve bilenlerin hemen hatırlayacağı üzere bir hayli popüler oldu. Daha sonra benim sözlükten atılmamla beraber internet ortamından bütünüyle silindi. Buna rağmen birçok genç, yıllarca bu yazıları yeniden yayınlamamı vey...
Bu kitabda, hâdiselere müsbet veya menfi yönden bakanlara ve onların bakışlarına bir bakış atfettik. Tarihi yönden meselenin eğrisi doğrusu istikametinden çok, hâdisenin insan psikolojisindeki karşılığının neye tekâbül ettiğine baktık.
Saadeddin Ustaosmanoğlu’nun, 21. Yüzyıl buhranına yol veren Ruh’un Eşya ile münasebetinde, Eşyanın tesiri altında kalan İNSAN’ın kurtuluşuna kapı aralama ameliyesine katkı sağlıyacak olan eseri “MAVİ DEFTER: NOKTA" adıyla Mavi Defter serisinin ilk kitabı olarak karşımıza çıkıyor.
Judaism; Turkey; bibliography.