You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Tam Metin Bildiriler Kitabı, Akademik Düşünce Enstitüsü Derneği tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın GPDP 2020-1 desteğiyle gerçekleştirilen Uluslararası Göbeklitepe’den Bugüne Türkiye’nin Tarihi ve Kültürel Mirası Sempozyumunda kabul edilen bildirilerden hakem süreci tamamlanmış tam metinlerden oluşmaktadır.
Uluslararası Göbeklitepe’den Bugüne Türkiye’nin Tarihi ve Kültürel Mirası Sempozyumu, Akademik Düşünce Enstitüsü Derneği tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın GPDP-1 Destek programıyla yürüttüğü Seyyah Türkiye Projesi’nin bir parçası olarak düzenlenmiştir. Sempozyum, 04-05 Eylül 2021 tarihlerinde Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde yüz yüze ve 06 Eylül 2021 tarihinde Youtube Akademi TV’de çevrim içi olmak üzere toplam 9 oturumda gerçekleştirilecektir. Bu kitap sempozyuma kabul edilen bildiri özetlerinden oluşan Bildiri Özetleri Kitabıdır.
The Museum of Innocence - set in Istanbul between 1975 and today - tells the story of Kemal, the son of one of Istanbul's richest families, and of his obsessive love for a poor and distant relation, the beautiful Fusun, who is a shop-girl in a small boutique. In his romantic pursuit of Füsun over the next eight years, Kemal compulsively amasses a collection of objects that chronicles his lovelorn progress-a museum that is both a map of a society and of his heart. The novel depicts a panoramic view of life in Istanbul as it chronicles this long, obsessive love affair; and Pamuk beautifully captures the identity crisis experienced by Istanbul's upper classes that find themselves caught betwee...
EDUCCON 2022 DIGITAL COMPETENCE & STE(A)M EDUCATION The main Key Competences in the digital era are Digital Competence and STE(A)M. Digital Competence is not just using ICT tools. Digital Competence involves the confident and critical use of ICT for employment, learning, self-development and participation in society. The role of Digital Technologies is increasing as a main component of STE(A)M Education & labor development. By means of STE(A)M education and gaining digital competence, people may avoid being "only consumers" of hardware or software. New generation digital technologies and Web 3.0 paradigm have started to shape societies. STE(A)M areas are also shaped in the light of these dev...
“Gerçekten Öyle mi Olmuş?” kitabında, tarih disiplininin nasıl bir süreçten geçtiğine kısaca değinilerek küresel gelişmeler ışığında hangi yönlere evirildiği konu edildi. Çalışma, bir anlamda tarihin ve tarih eğitiminin varlık-amaç işlevlerinin belirlenmesinin temelinde yatan nedenleri, geçmiş-gelecek diyalektiği çerçevesinde sorgulamaya dayandı. Bu bağlamda geçmişin çağrışımının siyasetle ilişkisi, günümüz bilgi teknolojilerindeki değişim, dördüncü sanayi devrimiyle dönüşecek toplumsal yapının dinamikleri ve en nihayetinde toplumun geçmiş ve gelecek algısı ile bu algının post-truth (gerçek ötesi) dönemdeki yansımaları ...
The Nobel Prize winner’s catalog of his Istanbul museum is like “wandering past the illuminated windows of an arcade. . . . This book spills over with pleasure”(The New York Times). The culmination of decades of omnivorous collecting, Orhan Pamuk’s Museum of Innocence in Istanbul uses his novel of lost love, The Museum of Innocence, as a departure point to explore the city of his youth. In The Innocence of Objects, Pamuk’s catalog of this remarkable museum, he writes about things that matter deeply to him: the psychology of the collector, the proper role of the museum, the photography of old Istanbul (illustrated with Pamuk’s superb collection of haunting photographs and movie stills), and of course the customs and traditions of his beloved city. The book’s imagery is equally evocative, ranging from the ephemera of everyday life to the superb photographs of Turkish photographer Ara Güler. Combining compelling visual images and writing, The Innocence of Objects is an original work of art and literature.
NAMED A MOST-ANTICIPATED BOOK OF THE YEAR BY THE MILLIONS Set in a changing Istanbul, this rediscovered 1940s classic from a pioneering Turkish author tells the story of a forbidden love and its consequences. Raised by her grandmother in one of the famed yalıs, elegant yet crumbling, that line the Bosphorus, Celile occupies a unique space between the old world of the Ottoman Empire and the new world of the Republic. She drifts through ten years of marriage, reserved even with her husband, never tempted to stray from the safe path of respectability. And then one night, intoxicated by a soulful tango, she is suddenly seized with a mad passion for another man, whose reckless pursuit of her sho...
Muhafaza/Mimarlık, Türkiye’nin bir koruma tarihidir. Tanzimat’tan başlayarak Menderes dönemi sonuna kadar İstanbul’un mimarlık mirasıyla ilgili koruma politikaları ve ideolojilerini inceler. İktidarların, mimarların ve aydınların yaklaşımlarını araştırır ve sonunda ortaya çıkan koruma proje ve uygulamalarını irdeler. Derlemenin bir de “Ek” bölümü var: “Harabe Kavrayışının Tarihi”. Nur Artun bu bölümde, bir sembolik iktidar gösterisi halini aldığı Rönesans’tan başlayarak 20. yüzyıl totaliter rejimlerine kadar etkili olan “harabe” kültüne ışık tutuyor. Koruma politikaları tarihiyle bir alegori olarak harabenin bağlantılarına işaret ediyor.
Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden) Romanları Yaşamak, yazarın, farklı zamanlarda yazılmış ve yayımlanmış yazılarından bir seçki. Yazılarında ele aldığı romanlara bir başka açıdan bakıyor yazar. Birer yazınsal metin eleştirisi olarak da okunabilecek olan bu örneklerin ortak noktası, okurun bakışını psikanalitik duyarlılığa çağırıyor oluşu. Kitap, yazarın daha önceden yayımlanmış olan, Birey Sorunsalı/ ‘Psikanaliz ve Eleştirel Bir Bakışla Marksizm’; Hayal, Hakikat, Yaratı; Boşluğa Açılan Kapı; Spinoza ve Felsefesi kitaplarındaki bakışın devamı niteliğinde ve yazarın bundan sonra yayımlanacak olan, ‘yaratıcı edim’in çözümlemesi ve tartımını ‘estetik-poetik’ eksende yürüten çalışması için de bir ön okuma imkânı sunuyor. Romanları Yaşamak, alışıldık edebi değerlendirmelerin ötesine geçilebilmesini sağlamakta, roman okumaya bir başka derinlik katmaktadır. Nitelikli edebiyat okumaları için mutlaka edinilmesi gereken bir yapıt…
Romantik, naif ve humanist bir insan olan Adnan, ülkesinden binlerce kilometre uzakta üstelik kendisine ait olmayan saçma bir savaşta, ölüm kusan bir makineye dönüşür. Çok yakın arkadaşlarının ölümleri görmüştür; bombayla parçalanan cesetleri artık kanıksamıştır, öldürmek onun için günlük rutin bir işe dönüşmüştü. Savaş dönüşü sosyal yaşama uyum sağlamakta zorlanır Adnan. Geçmişinden silemediği kızıl saçlı güzel Sibel beynini sürekli meşgul eder; ne yaklaşabilir ne de uzaklaşabilir. Vücudundaki çürük etleri kimsenin görmesini istemez ve sürekli kadınlardan kaçar; ama bir yere kadar. Manyak teyzesinin kan kusarak ölümü, sevdiği kadının servet avcıları tarafından kumpasa düşürülmesi ve kocasının öldürülmesi... Küçüklüğünde kapatılan oda… Halüsinasyonların etkisinde kaldığı süre bir saniye mi bin yıl mı?... Beklenmeyen Misafir romanı, Martı adı verilen korkunç konakta sandalyede gördüğü çürümüş insan leşinden başlayan gerilim, sevdiği kadına kavuştuğu ana kadar size saracak, şaşırtacak.