You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Reçeli’deki okulda çıkan yangın yüzünden Şeyma’nın İstanbul’daki okuluna gelen Orhan, Mehmet ve Hafize’yi yeni maceralar bekler. Şeyma’nın en yakın arkadaşı İpek kıskançlık içinde bir plan yaparak onları mahallenin metruk evine yönlendirir. Peki, bu ev her şeyin sonunu değil de başlangıcını oluşturursa? Evle beraber yüzlerce yıllık hattatlık tarihinin içine giren çocuklar aynı zamanda bu tarihi korumak zorundadır. Maceradan maceraya atlayarak Yedikule Hisarı’na kadar gelen kahramanlarımızla İstanbul’un tarihî havası içinde heyecan dolu bu maceraya atılmaya hazır mısınız?
Şeyma ele avuca sığmayan bir kızdır. Annesini kaybettikten sonra biraz durulsa da yaptığı son haylazlıktan onu Mim Anne’si bile kurtaramaz. Babası, ceza olarak Ramazan’ı geçirmesi için Şeyma’yı Reçeli’ye yani dedesinin yanına yollar. Reçelleriyle ünlü Reçeli’de ise ilginç olaylar gelişir. Ramazan için gelen Karagöz ve Hacivat kumpanyasındaki Namık ile Kenan’ın gerçek amacı nedir? Şeyma; kendini köyün çocukları çoban Mehmet, Suriyeli Hafize ve Osman’la birlikte bir kovalamacanın içinde bulur. Bu kovalamacada çocuklara eşlik eden gizemli kişi kimdir? Peki, Namık ile Kenan’ı bekleyen son nedir?
Sen Dünyanın Yüzüne Salmaktasın Yazdıklarını Yazmak, ne bir heves ne bir oyalanma ne de bir oyun. Ezelden ebede bir sorumluluk; kaçılamayan, unutulamayan, devredilemeyen. Karabatak yazının bize yüklediği bu sorumluluğu Kemal Tahir’in “Devlet Ana” romanındaki sözleriyle bir kez daha hatırlıyor ve hatırlatıyor: “…dünya kurulalı beri, kılıç mı daha kanlı, kalem mi, ayırt edilebilmiş değildir. Bence kılıcın yarası bir, kalemin yarası bin… Kılıç eri, dilerse sahip olur kılıcına… Sen dünyanın yüzüne salmaktasın yazdıklarını… Kopar gider, nerde, n’işler, bilir misin? Gerisin geri, ‘Toplayım’ desen yeter mi gücün? Dediğini ...
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teâlâ hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacaatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim, Harem-i hassın olan Beytullah’ın –ki o Kâbe-i saadet-penâhdır- bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa’nın mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere’nin süpürgeciliğini bana nasip eyle! Yavuz Sultan Selim Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin soluk soluğa ilerleyen serüvenine KAYI III: Haremeyn Hizmetinde ile devam ediyor. Fat...
None
How Turkish poetry became the preferred mode for communicating, debating, and shaping political and social experience in the early Ottoman Empire Occasions for Poetry is a history of how Turkish poetry became the preferred mode for communicating, debating, and shaping political and social experience in the early Ottoman Empire. After the conquest of Constantinople in 1453, Ottoman elites at the imperial court turned to poetry to craft distinctive modes of expression in order to articulate their own place within the Ottoman sultanate. Placing Ottoman court poetry in its social and historical context, Oscar Aguirre-Mandujano argues that poetry functioned as a political act. Aguirre-Mandujano e...
Library science; Turkey; bibliography; indexes.