You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yıldönümünü yaşıyoruz. Bu yolu açan, 1918-1923 arası dönemde verilen Millî Mücadele’dir. Gerek cumhuriyet gerekse onu hazırlayan bu tarihî mücadele, daima tek bir bireyin, Mustafa Kemal’in zihninde şekillenmiş bir fikrin uygulanması olarak indirgemeci biçimde ele alınmıştır. Bir İhtilal Olarak Millî Mücadele, her şeyden önce Millî Mücadele’yi farklı bir pencereden, Marksist bir analiz temelinde anlama çabasıdır. Sungur Savran, bu tarihî olayın Marksist anlayışa göre gerçek bir devrim olduğunu savunuyor. Sonuçta bir burjuva devrimi olarak biçimlenmiştir ama özellikle 1918’den 1921 başına kadar başta k...
Topu topu bir yıllık bir zaman dilimi: 1920 ilkbaharından, 1921 ilkbaharına kadar... Bu kısa sürede, bu dar zamanda, “Yeni Türkiye”nin iç politik sahnesi, Londra’nın ve Moskova’nın etkileri altında nasıl biçimlendi? Emel Akal’ın kılı kırk yaran araştırması bu soruya ışık tutuyor. Ankara’da bir istiklal harbi yürüten ve kendini dünyaya kabul ettirmeye çalışan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti... Moskova’da emperyalist merkezlerin ve devrim karşıtı güçlerin baskısı altında bunalan Bolşevik liderliği... Ankara ile Moskova bu şartlarda yakınlaşırken, Anadolu’da saman alevi gibi yayılan Bolşevik sempatisi... Oluşum halindeki T...
Tarih, bir devletin güçlü ve istikrarlı bir yapıya kavuşması, böylelikle uzun ömürlü olabilmesi için, en başta o devleti oluşturan bireylerin kendine güvenen, güçlü ve geleceğe emin bir şekilde bakabilen karakterlere sahip insanlardan oluşması gerektiğini her zaman göstermiştir. Güçlü olmak, bireylerin kendi öz güvenlerinin tam olmasına ve toplum hiyerarşisi ile yaşayışının kargaşaya yer vermeyecek şekilde düzenlenmesine bağlıdır. En önemlisi, bireylerin oluşturduğu devlet mekanizmasının yönettiği toplumların adalet içerisinde yaşamaları gerekmektedir. Bu çeşit bir toplum ve devlet düzeni kurmuş olan milletler, uzun süreler rahat ya...
Osmanlı İmparatorluğu’nun meşrutî monarşisinin yıkılmaya yüz tuttuğu dönemde, bir avuç vatansever önderin yaktığı istiklâl ateşi ile başlayan bir ölüm-kalım savaşı, Millî Mücadele’yi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni mümkün kıldı. Bir avuç gözüpek serdengeçti, kurtuluş umudunu sayısız cephede, sınırsız diyarlarda, nice halkların yüreğine bir karasevda gibi işledi. Devletin yetmediği yerde milletin inisiyatif alarak yedi düvele karşı koyabileceğini gösterdi. Azimleri, kararlılıkları ve ‘söz konusu vatansa, hiçbir şey teferruat değildir!’ diyen düsturlarıyla bugünümüze bile ışık tutan bu insanlar, kurdukları efsanevi teşkil...
None
None
Osman Ağa; Babası tarafından bedeli ödenmesine rağmen Balkan harbi'ne gönüllü katılır, savaşta yaralandığı için "topal" lâkabı takılır. I. Cihan harbi'ne doğu cephesinde iştirak eder. Rusların Harşıt Çayını dayanması üzerine Gönüllü milisleriyle birlikte Ruslara karşı mücadele eder. Milli Mücadele kahramanı Topal Osman Ermeni ve Rum çetelerine karşı Karadeniz boylarında mekik dokur. Mustafa Kemal'in muhafız Birliği komutanlığına getirilir. Daha sonra Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebelerine katılır... Gösterdiği mücadeleden dolayı İstiklal madalyasıyla taltif edilir ve Milis Yarbay rütbesi verilir... Osman Ağa diyor ki: "Ben bu millet uğrunda bacağımı zayi ettim. Düşmanı denize dökünceye kadar icab ederse sedye ile muharebe edeceğim." "Eğer geri çekilirken veya yara alır da yürüyemezsem beni düşmana sağ teslim etmeyin. Beni vurun ondan sonra çekilin" "Paşa Hazretleri'nin muhafazası yalnız ve yalnız size aittir. O'nu her yerde siz koruyacaksınız. Uçan kuşlardan dahi. Paşa Hazretleri'ne en ufacık bir şey olursa kendinizi yok bilin. Hatta ve hatta geride bıraktıklarınızı da...
Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında yakıcı bir mesele haline gelen Kürt isyanları karşısındaki tutumu Kemalist rejim yanlısı olarak görülmüş ve eleştirilmiştir. TKP’ye atfedilen bu tutumun önemli bir dayanağı, Parti yayın organı Orak-Çekiç’te Şeyh Sait İsyanı hakkında yapılan “irticai kalkışma” değerlendirmesidir. Şubat 1925’te yapılan bu tespitin, TKP’nin genel olarak ulusal meseleye ve özel olarak Kürt isyanlarına yaklaşımını ifade ettiği düşünülmüşse de bu görüş şimdiye kadar olgularla ve belgelerle yeterince desteklenmemiştir. Bu çalışma, TKP ve TKP’nin bir seksiyonunu oluşturdu...
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça’nın hayatının ilk cildi olan bu eserde, 1954-1988 yılları arasında İslami camianın yaşadığı sosyal problemler, müsebbibleri, mücadelecileri ve faaliyetlerin hepsi detayıyla ele alınıyor. Bizzat camianın içerisinden bir gözün, camiayı da eleştirdiği noktalar ve çekincesiz üslubuyla dönemi merak edenler için ilk başvurulacak kaynaklardan biri olma özelliğini taşıyor. Kılık kıyafet yaptırımlarından dini eğitimlere uygulanan sansürlere, sağ-sol çatışmasından darbelere, protestolardan mitinglere, İslamcı yayın organlarından teşkilat faaliyetlerine, dönemin sosyal ve iktisadi tüm olaylarına mercek tutan bu eser, sahnenin içinden bir aktörün kaleminden dökülüyor. “Zülf-i yâre dokunmuş olsak da ümmete bildiğimizi aktarmakla mükellefiz…”
Toplumsal Tarih Sayı:358 İçindekiler Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay - Hazırlayan: Emel Seyhan Tarih Vakfı'ndan Haberler - Hazırlayan: Melike Turan Cumhuriyetin İlanının 100. Yılı - MURAT METİNSOY İlanından İnşasına 100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti - MURAT METİNSOY Cumhuriyet’in İlanı ve Siyasal Krizler - MEHMET Ö. ALKAN Cumhuriyetin İlanı, Batı Basınında Nasıl Haberleştirildi? - BARIŞ DOSTER Cumhuriyet Kurulurken Sol - EROL ÜLKER Cumhuriyet ve Kadınlar - ELİF MAHİR METİNSOY Cumhurİyet ve Çalışma Yaşamı: Sınıfsız Toplum Tasarımından Sendika ve Greve: (1920-1960) - AHMET MAKAL Felsefenin Yüz Yılı: Genel Bir Bakış - REMZİ DEMİR Türkiye’de Sinemanın 100 Yılı - HAKKI BAŞGÜNEY