You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Yirmi milyondan fazla insanımız ders başı yaptı, hayırlar diliyoruz. Bu sayıda eğitimde en çok ihmal edilen boyutu, kalbin eğitimini konu ediniyoruz. Mevcut sistem insanın kıymetini sadece sayısal göstergelerle ölçüyor. Sevmeyi, merhameti, fedakârlığı ve diğerkâmlığı gündeme alma ihtiyacı hissetmiyor, çünkü bunlar piyasada para etmiyor. Kalbimizin hasletlerini geliştirmeyi bir eğitim politikasına dönüştürmedikçe eriştiğimiz maddi ufuklar bir huzur getirmeyecek. Geçen yüzyılın insanının gözü bilim ile büyülenmişti. Bilim gelişti gelişmesine ama kalbi ihmal ettiği için bedeli ağır ol...
ALTINOLUK NİSAN 2023 HEM GÖZ ZEVKİ HEM ÖZ ZEVKİ Hacı Bayram Veli Hazretleri: “Çalabım bir şâr (şehir) yaratmış iki cihân âresinde (arasında)/Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde/Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm/Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde” buyurmuş. Gönül imarı hayatımızın gayesidir. Ama yeryüzünü imar da bir diğer vazifemizdir. O yüzden biz gönül imarı ile maddi imarı birbirinden ayırmayız. Gönlü mamur olmayan yeri de mamur kılamaz, bunu bilir, bunu söyleriz. Ecdadımız Osmanlı gönlü mimar kılarak yeri mamur kılmanın şahikasıdır. Evleri hafif malzeme ile yaparken f...
FAYDASIZ BİLGİ GÖNLÜMÜZÜ KÖR ETMEDEN… Bir virüs ciğerlerimizi tehdit ettiğinde hayat durmuş, insanlar birbirinden kaçar hale gelmişti. Şimdi faydasız bilgi virüsü zihnimizi ve kalbimizi tehdit ediyor ama kimsenin umurunda değil. Hâlbuki olmalı… Ebedi hayatın kaybedilme riskinin yanında sınırlı bir ömrün kaybedilme riski nedir ki… Faydasız bilgi tıpkı bir virüs gibi yayılıyor. Kulak ve gözü kirletip kalbimize sirayet ediyor. Kesif bir buluta dönüşüyor, kalbimizin gözünü tehdit ediyor. Ebedî hayatımızın sigortası o bir çiğnem et nefes alamaz, işitemez, göremez, anlayamaz hale geliyor. Allah Rasûlü (s.a.v.) Efendimiz faydası...
Ümidimiz Nebevî Reçetelerdir Modern cahiliye devrinde yaşıyoruz. İnsanın insanı sömürdüğü, adaletin geri bırakıldığı ve sadece menfaatin ölçü olduğu her dönem cahiliyedir. Cahiliyenin en önemli vasfı hayatı bu dünya ile sınırlamasıdır. Hayatı sadece dünya ile sınırlayanlar ekonomik refahı tek amaç olarak görürler. Böyle olunca insan, bedeninden ibaret görülmüş, sadece bedeni için yaşayan insanlar da hayvanlar gibi, gücü olanın zayıfı ezdiği vahşi bir sömürü düzeni ortaya çıkarmıştır. İnsanın insanın kurdu olduğu modern cahiliye en üst gelir seviyesindekilerin imtiyazını muhafaza için kurgulanmıştır. Çıkarı dışında...
ALTINOLUK HAZİRAN 2022 CAMİLER VE SOHBETLER BİZİ BEKLİYOR Kur’ân’ımızda gece ve gündüzün birbirini takip edişine dikkat çekilir. Yine zamanın insanlar arasında döndürüldüğü ifade edilir. Âlemdeki akışa, bitmeyen geliş ve gidişe, hiç aksamadan işleyen şu muhteşem nizama yoğunlaşan bundan birçok ders çıkarabilir. Durmamak, sürekli hareket halinde olmak, bir iş bittiğinde hemen diğerine seğirtmek, böylece tabiattaki en büyük ayetlerden biri olan temâdiyet sırrı ile bütünleşmek bu derslerden bir tanesi olabilir. Kâinattaki temâdiyet sırrına yoğunlaşmak bizi bu muhteşem kurgu içerisinde nasıl bir özel anlama sahip olduğum...
İnsanlık Hesabımızı Veremeyeceğiz Dergimiz 1986’da yayına başladı. İkinci sayımızın kapağı “Kudüs Acısı” başlığını taşıyordu. İsrail zulmünü, Siyonist zalimi ve Filistinli mazlumu o günden bu yana defalarca ele aldık. Hem kendi vazifelerimizi hatırlattık hem de sözde medeni dünyanın gözünde işlenen soykırım karşısında üç maymunu oynayanları teşhir ettik. Neredeyse 40 sene geçmiş, değişen bir şey var mı? Yine aynı sahneler, yine aynı vahşet ve yine aynı duyarsızlık… 1948’de bereketli toprakların bağrına saplanan hançer insanlığın yüreğini kanatmaya devam ediyor. Zulüm devam ettikçe hepimizde şu kanaat güçleniyo...
Kıymetli okuyucularımız! Bu eserin muhtevasında; tahrife uğradığı için İslam muhtevasından ayrılmış bulunan Yahudilik ve Hristiyanlığın birçok mevzudaki batıl telakkileriyle karşılaşacaksınız. Bundan maksadımız asla İslam'ı bunlarla te'lif, mukayese veya müdafaa gayretinde bulunmak değildir. Bilakis, İslam'ın bu batıl dinler karşısında, kıyas kabul etmeyecek derecede mükemmel ve üstün olduğu aşikardır.
TERCİHİMİZ İZZETİMİZDİR Husayn, oğlu İmran Müslüman olduğu halde kendisi İslam’a girmemiş, itibarlı bir Kureyşliydi. Kavminin kışkırtmasıyla bir gün Peygamberimize giderek neden atalarının dinine karşı çıktığını sordu. Peygamber Efendimiz, oğul İmran’ın da olduğu kalabalık bir mecliste Husayn’a yer açtı, nezaket gösterdi ve inancı ile ilgili kritik sorular sordu. Gördüğü muameleden ve işittiği sözlerden etkilenen Husayn Allah Rasûlü’nün kendisine yaptığı Müslüman olma çağrısına olumlu karşılık verdi ve o gün İslam’la şereflendi. İmran babası içeri girdiği andan itibaren olanı biteni tepkisiz seyretmekte...
Oynatma Listenize Ekleyin Ne İlhamlar Gelecek, Bekleyin Rabbimiz güzeldir, güzelliği sever. Bizler güzel bir dinin, güzel bir peygamberin, güzel bir medeniyetin mirasçılarıyız. Yaptığımızı güzel yapmak, hayatımızın en ufak detaylarında dahi güzelliği aramak, adeta şiarımızdır. Türküler, bu toprakların güzele sevdasının, güzelliğe olan inancının en belirgin sembollerinden biridir. Türkü geleneğimizde çok tesirli besteler, çok derin tınılar, çok çarpıcı nâmeler söz konusu. Aynı gelenek, kalbi genişleten seslerle, ufku açan sözlerle, hayali kanatlandıran muhteşem güftelerle de süslü. Bir nevi, saklı hazineler hükmünde görebileceğim...
Ramazan Müflisi Olmamak İçin… Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in Kur’an tilavetini dinleyen cinlerin dönüp kendi kavimlerine bu hadiseyi anlatmaları Cin Sûresi’nde ele alınır. Duydukları Kur’an’a hayran kalan cinler onu her hususta doğru yolu gösteren; itikatta, amelde, ahlâkta doğru olanı öğreten bir kitap olarak tarif ederler. Sonra kendilerinin de mümin ve kâfirleri olduğunu beyan sadedinde şu ifadeyi kullanırlar: “İçimizde Allah’a teslimiyet yolunu seçenler de var, doğru yolu terk eden zâlimler de… Kim teslimiyet yolunu seçip Allah’ın emirlerine boyun eğerse, işte onlar doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.” (Cin, ...