You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Literature, images, and metaphor are often where most of a nation’s history are embedded. A study of modern Kurdish literature highlights a fealty to a rich literary past and a rich source of historiography. The articles in this volume address many facets of the literary in the Kurdish world: proverbs, feminist literature, and resistance in literary works, poetry, prose, etc. In the end, the volume offers a general paradigm of the complex literary framework of the Kurds, their continuous resistance for nationhood in their history, and their modern reinventing of the self. An overview of some of the works in modern Kurdish literature points to both asymmetry and commonality in comparative literary studies. These works highight the thematic reach in Kurdish literary studies.
Aşîtî Aşiretiyle ilgili yazılan bu monografi mümtaz bir konumu işgal etmektedir ve bu itibarla örnek bir çalışmadır. İçinde yüzyılların tortusunda kalarak mensuplarınca da unutulmuş ve ilk defa ele alınan birçok tarihi bilgiyi yeniden gözler önüne seren bu çalışma tarih bilincini iliklerimize kadar hissettirmeyi başarmaktadır. Eserde Aşîtî isim terminolojisinden başlayarak Safevi tehdidine karşı Osmanlı-Kürd ittifakının nüve problematiği sorgulanmaktadır. Bu ittifak neticesinde Kürt hâkim, mir, ümera ve aşiret beylerinin Osmanlı bünyesinde idari pozisyonlarının irsen hukukî prosedüre bağlanmasına değinilmektedir. Coğrafi sahada aşireti...
Arka sayfalarda kalan edebiyat dergisi. Şiir: Batuhan Çağlayan, Onur Tuna Bozbey, Umut Yalım, Ercan Gümüş, Faruk Bolkan, Hakan Temiz, Erhan Arife İnceleme: Halil Aslan Öykü: Sefa Fırat, Uzay Gökün, Öykü Özcan Tefrika Roman: Batuhan Çağlayan
Tunceli (Dersim) bölgesi tarihine dair birçok eser, makale, bildiri vs. kaleme alınmıştır. Bu çalışmalarla, şehrin ve bölgenin tarihinin gün yüzüne çıkarılması, bilginin okucuyla buluşması ve gelecek nesillere kaynak yaratmak amaçlanmıştır. Zira bilindiği gibi, “tarih toplumların hafızasıdır”. Bu hafıza, milletlerin yarınlarına sağlam adımlarla yürümesini sağlayan en değerli mirastır. Fakat hafızanın güçlü olabilmesi tarihin doğru ve yansız olarak yazılması ile mümkündür. Bu esas doğrultusunda, geçmişin başarı ve hatalarını doğru tespit edip, geleceğe dair öngörülerde bulunup, planlar yapmak toplumsal hafızamız olan tarihim...
Mezopotamya’nın kadim uygarlıklarından biri olan Kaldeilerden, 16. Yüzyılda dünyada ilk defa Diyarbakır’da tesis edilen Keldani Kilisesi’ne uzanan yorgun zamanların bereketli mekanı Diyarbakır’da iz bırakmış dini-sosyal topluluklardan Keldanilere Diyarbakır, 1552’de Yuhanna Sulaka ile başlatılan Nesturilerin (Doğu Süryanileri), Vatikan’a bağlanması sürecinde aralıklarla da olsa 1800’lü yılların ilk çeyreğine kadar Keldani Patrikliğine ev sahipliği yapmıştır. Bu kitabın dikkate değer yönü, Diyarbakır Mar Petyun Keldani Kilisesi’nde, topluluğun geride bıraktıkları (Vaftiz, Cizye, Vakıf, Ölüm defterleri vd.) birçok yazma eserler esas alınarak hazırlanmış olmasıdır. Türkiye’de eşine az rastlanacak düzeyde yerelde üretilmiş, sivil bürokrasiye ait belgelerde Keldanilerin Diyarbakır’daki nüfusları, aile bağları, kiliseleri, vakıf gayrimenkulleri, okulları ve öğrenci kayıtları, kilise vakıflarına ait fetvaları, askerlik bedelleri, mahalleleri ve yüz yıllık ölüm kayıtları…
Şiir: Batuhan Çağlayan, Onur Tuna Bozbey, Umut Yalım, Faruk Bolkan, Hasret Yılancı, Ercan Gümüş, Öykü: Aykut Akgül, Alpay Eglenen, Onur Saflı
Selçuklu Çağında Türkiye’de İç Ve Dış Ticaret
Sedat Ulugana’nın çalışması merkezine Kürt ve Ermeni coğrafyasının önemli bölgelerinden biri olan Bitlis’i alıyor. Tanzimat’la birlikte resmî ve gayriresmî idari biçimlerin değiştiği bu coğrafyada Osmanlı’nın aşiretlerle olan ilişkilerini inceliyor. Jön Türklerden başlayarak ele alınan “şiddet”, bölgedeki gayrimüslimlerin, Sünni olmayan unsurların kaderini gözler önüne seriyor. Jön Türk Devrimi’nin önce yarattığı heyecanı, akabinde yaşattığı hayal kırıklığı ve kaosu ve bu hayal kırıklığının isyana nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Ermeniler ve Kürtlerin birlikte hareket edememelerinin sonuçlarını, kısa bir süre ...
This book is a metaphor based analysis of the texts produced by the missionaries of the American Board of Commissioners for Foreign Missions in the Ottoman Empire between 1820-1898. It explores the conceptual metaphor networks inherent to the official missionary discourse. The explication of these networks uncovers how the missionaries defined and depicted themselves and what they encountered. Being a synthesis of literary studies, linguistics, cultural history, and religious studies the work analyzes the missionary narrative in its historical context by applying literary, narratological, and linguistic tools.