You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Muhterem Okuyucularımız; İnsanın kalbi elinde değildir, deriz. Bunu kalpten geçen duyguları kontrol edemediğimizi vurgulamak için söyleriz. Halbuki Cenâb-ı Hak, sevgi ve nefret gibi duyguların îman ve şuur istikametinde kontrol edilip yönlendirilebildiğini bize hatırlatmaktadır. Bir insanın îman ve hidayete erişmesiyle, hayata bakışı, sevgileri, dostlukları, düşmanlık ve nefretleri baştan sona değişikliğe uğrar ya da uğramalıdır. Zira îman, her şeyi tutan “bir şey”dir. Meselâ Allâh’a inandığını söyleyen bir kişi, aynı zamanda Allâh’a/Allâh’ın dinine harp îlan etmiş bir kâfiri ve zâlimi dost edinemez. Küfrü, şirki, isyanı, ...
İnsan, Rabbimizin “mükerrem” kıldığı, kendi rûhundan üflediği, içine fücur ve takvâ meyilleri yüklediği, kâinâtı kendisine musahhar kıldığı, yüceldiğinde “meleklerden üstün”, alçaldığında “hayvanlardan aşağı” olabilen bir muammâ… Onu çözmek, onu anlamak; insanı Allâh’a yaklaştırıyor. Kendini, nefsini tanıyan; kâinâttaki yerini çözüyor. Nereden gelip nereye gittiğini, niçin yaşadığını, ne yapması gerektiğini görüyor. Vakit sınırlı… Herkesin ömrü, farklı farklı… Rabbimiz, verdiği sayılı nefesleri içinde insanın kendisini çözmesini, kâinâtı keşfetmesini ve Allâh’ı tanıyarak O’na kulluk etmesini...
İYİ KALABİLMEK İÇİN İKAZ İKLİMİ Hocası Sâdeddîn Kaşgârî’nin “Öyle bir sevgiyle bağlan ki, bırakmak mümkün olmasın” dediği andan itibaren maneviyat yoluna giren ve sonrasında Nefehat-ül Üns gibi muhteşem bir eser kaleme alan Abdurrahman Cami Hz. bir kış mevsiminde yolculuk yaparken girişine geldiği köyde köpeklerin saldırısına uğramış. Yerden birkaç taş alıp köpekleri kovmaya niyetlenmiş, ama buz tutmuş taşları sökememiş. Bunun üzerine, “Bu nasıl köy, demiş; taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar.” İyilik, doğruluk ve güzelliğe savaş açılan bir çağdayız, taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar. Kötu...
Dinimiz; ilme, âlime, ilim öğrenme ve öğretmeye büyük ehemmiyet vermiştir. Çünkü insanın kendisini bilmesi, kâinâtı anlaması, îmar ve ihyâ etmesi, yeryüzünü kendisine musahhar kılması, fert ve toplumun mesut ve refah içinde yaşaması ve en önemlisi Cenâb-ı Hakk’ı ve O’nun indirdiği vahyi bilmesi hep ilimle olur. İlim sahibi insanlar, karanlık dehlizlerde insanlığın rehberi olan elinde meşale tutan kimseler gibidir. İnsanlar, onların ışığında yürür; onların rehberliğinde türlü türlü ölümlerden, açlık ve sefaletten kurtulur. Yine ilim sayesinde insanlar, israftan uzak bir şekilde dünyadaki nîmetleri bölüşürler, sulh ve selâmet ...
ALTINOLUK NİSAN 2023 HEM GÖZ ZEVKİ HEM ÖZ ZEVKİ Hacı Bayram Veli Hazretleri: “Çalabım bir şâr (şehir) yaratmış iki cihân âresinde (arasında)/Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde/Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm/Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde” buyurmuş. Gönül imarı hayatımızın gayesidir. Ama yeryüzünü imar da bir diğer vazifemizdir. O yüzden biz gönül imarı ile maddi imarı birbirinden ayırmayız. Gönlü mamur olmayan yeri de mamur kılamaz, bunu bilir, bunu söyleriz. Ecdadımız Osmanlı gönlü mimar kılarak yeri mamur kılmanın şahikasıdır. Evleri hafif malzeme ile yaparken f...
Yeni bir sayıyla daha huzurlarınızdayız. Bu yeni sayımızın, Türkiye için hayırlı bir döneme denk gelmesini ümit ediyoruz. Dergimiz baskıya verilirken seçim sandıkları kurulmuştu, büyük ihtimalle dergi elinize ulaştığında da Türkiye’yi kimin idare edeceği netleşmiş olacak. İnşâallah, Rabbimiz bize hayırlı sahipler nasip eder. Türkiye önemli bir ülke… Türkiye, sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke değil!.. Tesir alanı, çok geniş!.. Tesir ettiği ve tesir aldığı… O yüzden dost-düşman herkesin gözü bu coğrafyada… Dostlar; güven almak, cesaret bulmak, birlikte doğrulmak için gözlerini bize dikmişler. Düşmanlar da ezmek, yok...
Muhterem Okuyucularımız; Geldik, gidiyoruz. Her birimiz birer misafiriz, bu iki kapılı handa… Bir kapıdan girdik mi, öbür kapıdan çıkmak mukadder… Ölüm, Allâh’ın emri… Nefes alıp vermeye başlayan her can, ölümü tadacak… Küçük-büyük, genç-yaşlı herkes bir gün vazifeli melekle karşılaşacak ve can emanetini teslim edecek. Hayat herkese bir kere verilmiş ve herkes, kendi hayatında ne yaptığına, nasıl yaşadığına göre Cenâb-ı Hakk’a hesabını verecek… Güzel yaşayıp güzel ölenlere, arkasında hayır-hasenât ve sadaka-i câriyeler bırakanlara ne mutlu… Hayırlarda öncü olanlara, her ânını hesap şuuru ve âhirete îman perspekt...
Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Yirmi milyondan fazla insanımız ders başı yaptı, hayırlar diliyoruz. Bu sayıda eğitimde en çok ihmal edilen boyutu, kalbin eğitimini konu ediniyoruz. Mevcut sistem insanın kıymetini sadece sayısal göstergelerle ölçüyor. Sevmeyi, merhameti, fedakârlığı ve diğerkâmlığı gündeme alma ihtiyacı hissetmiyor, çünkü bunlar piyasada para etmiyor. Kalbimizin hasletlerini geliştirmeyi bir eğitim politikasına dönüştürmedikçe eriştiğimiz maddi ufuklar bir huzur getirmeyecek. Geçen yüzyılın insanının gözü bilim ile büyülenmişti. Bilim gelişti gelişmesine ama kalbi ihmal ettiği için bedeli ağır ol...
DOSDOĞRU YOLUN REHBERLERİ: BÜYÜK VELİLER Biz evvela bir insana inandık. O’nunla Rabbimizi tanıdık. O’nun öğrettiği Kur’an’a iman ettik. Kendisini her şeyden daha çok sevmemiz gerektiğini yine O’ndan öğrendik. O’nu çok sevdik. Sözünü hadis diye ezberledik, hayat tarzını sünnet diye örnek aldık. Ne getirdiyse aldık, neyi emrettiyse yapmaya gayret ettik ve neden sakındırdıysa ondan uzak kalmaya çalıştık. Biz bir insanın, tarihin bir döneminde, bir mekânda, bir insan topluluğu içerisinde yaşayan bir faninin Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ettik. Biz bir insanın getirdiği dine iman ettik. O din güzel örneklik üzerine kurulmu...
Muhterem Okuyucularımız İslâm, bilmekle başlar!” desek abartmış olmayız herhalde… Kendisini bilmeyen, Allâh’ı bilmeyen, neye, nasıl inanır? Elbette her bilgi, “bir” değildir. İnsana kâinâtı tanıtan, onu şerefli bir varlık olarak yücelten bilgiler olduğu gibi, zemmedilen, yerilen bilgiler de vardır. Bilgiler içinde farklı dereceler de vardır. Hayâtî, elzem bilgiler olduğu gibi, lâzım olan yahut fuzûlî bilgiler de vardır. Lâzım olan bilgiler, duruma şartlara göre değişse de, “fuzûlî bilgiler” tek cümleyle, dünyaya ve âhirete faydası olmayan bütün bilgileri içine alır. Şeytanın vesvesesi, insanı “zararlıyla” meşgul etmekle...