You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
“Güneş Dili Türkçe, göklerin, gök boyalı turkuvaz dili… Türkler bin bir yaprağa ayrılsa da aynı kökten, ıradan, gökselden beslenen aynı tayfadır. Onun için bu dil, en eski dil, başı sonu olmayan sonsuzluğun, ilk sesin son sesle birlikteliğinin dilidir. Bir ok gibi dimdik, ancak bir yay gibi kıvrak ve ölümcül… Bu dil, güneş yayından çıkan ışın oklarıdır. Güzel dil, Güneş Dili Türkçe...” Bu kitap Türklerin diline, kökenine, kültürüne, tarihine, gelenek ve göreneklerine, eşitlik ve adalet, kardeşlik ve özgürlük anlayışına bir saygı duruşu. Kendine özgü, daha doğrusu bize, hepimize özgü diliyle bilgilendiriyor, düşündürüyor, duygulandırıyor. Türklerin geçmişini bugüne, bugününü geleceğe bağlıyor…
None
Håkan Bråkan har ett viktigt uppdrag. Han måste se till att han utför minst en god gärning om dagen, så att tomtespionerna kan rapportera till jultomten om hur snäll Håkan är. Antalet goda gärningar bestämmer hur många julklappar han får, tror Håkan, och han har bestämt sig för att han ska få flest av alla barn på hela jordklotet. Håkan Bråkan gör goda gärningar både här och där, men konstigt nog verkar ingen uppskatta hans hjälp.
“Eğer tahtından indireceğiniz bir zorbaysa Önce onun sizin içinizde kurduğu tahtı devirin.” Halil Cibran Üç mayfa üyesinin, liderlerini ikna edip mafyalarına demokrasi getirmeye kalkıştığı o gece de temel kural değişmiyor. İnsan, kendisine eziyet edenin tahtını devirmeye kalkarken, Halil Cibran’ın işaret ettiği, kendi içindeki tahtı devirmeyi unutuyor ve ne yazık ki devrilen taht değil, insanlık oluyor. İlker Köklük; Konsensüs: Mafyaya Demokrasi Gelirse ile kurmaca bir olayın ardından gelişen olaylar zinciri ile diyaloglar arasında barındırdığı mizahi dili harmanlayarak, pek çok duygunun iç içe geçtiği bir kitaba imza atıyor.
Folterszenen werden zunehmend Bestandteil US-amerikanischer Kriegs- und Terrorismusfilme. Opfer und Täter werden entweder US-amerikanisch oder islamisch-arabisch markiert. Maja Bächler zeigt am Beispiel von acht Filmen (von »The Little Drummer Girl« bis »Three Kings« und »Syriana«), wie dabei Helden, Feindbilder und Opfer konstruiert werden. Der verletzbare US-Held im Film symbolisiert dabei die verletzliche Nation bzw. das angreifbare Territorium, ein Mythos, der seit den Anschlägen vom 11. September 2001 immer mehr zu einem Bestandteil nationaler Narrative wird. So wird im Film der »Ausnahmezustand« inszeniert, durch den eine Bindung der Bevölkerung an eine imperiale Mission erfolgt. Sogar in kritischen Filmen wird Hollywood dadurch zu einem wichtigen Faktor für die Selbstdarstellung und Selbstlegitimation der USA als imperialem Akteur.
A disillusioned soldier. A spoiled, untried prince. A coup that threatens the country they love. When retired soldier Kemen finds the young prince Hakan fleeing an attempted assassination, he reluctantly takes the role of mentor and guardian. Keeping the prince alive is challenging enough. Making him a man is harder. As usurper Vidar tightens his grip on power, Kemen wrestles with questions of duty and honor. What if the prince isn’t the best ruler after all? Invasion looms, and Kemen’s decisions will shape the fate of a nation. What will he sacrifice for friendship and honor?
Yanlış yerde, yanlış zamanda bir kadındım. Yaşam satimi yeniden kurdum, yerim belirsiz. Ruhum hazır yaşanacaklara. Yüzümde aydınlığın özgürlüğü, içimde karanlığın tedirginliği. Kelebek gibiyim vakti azalan oysa kuş olmalıyım mutlu anlara uçan. Hayat otuzundan snra bşlar ya hani, tam da oradayım. Kararlı, ne istediğini bilen ama savunmasız. Belki özgürlük çok yakın belki çok uzak. Birlikte bileceğiz. Gelir misin benimle ? Hatırla... Sevdiğin ve sevildiğin kadar özgürsün.
None
Kanske är det så att spöken föds ur hemligheter. Artonåriga Kasper har gått igenom en svår tid, men nu har han fått sitt drömjobb på nöjesfältet Gröna Lund. Där möter han Iris som lär honom hur man skrämmer skiten ur spökhusets besökare. Trettio år tidigare, i åttiotalets Stockholm, förändras livet för sextonåriga Håkan när han lär känna Grim. De lever och andas musik och har stora planer för sitt death metal-band. Allt går i kras när Grim dör, och Håkan lägger ner bandet. Vad var det egentligen som hände? Kasper, som är Håkans son, försöker ta reda på det. Tillsammans med Iris nystar han i de myter som omger bandet och hans pappas bästa vän. Grim, ...