You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
CAMİLERİ GENÇLEŞTİRELİM, VAR MISIN? Geçtiğimiz ay, dergimiz baskıya gitmeden önce, İkitelli’deki Erkam Yayınları’nın merkezinde, öğle namazı için mescitte toplanmıştık. Kıymetli Abdullah Sert Abimiz, farza durmadan önce, henüz inşaat aşamasında olan ve bulunduğumuz noktadan rahatça görülebilen camiye doğru bakıp şöyle dedi: - Görüyor musunuz, çalışanlardan biri inşaat alanında namaz kılıyor, tam fotoğraflık manzara. Hep birlikte pencereye yöneldik, caminin inşaatında çalışan o işçinin henüz beton halindeki düzlükte namaz kılışını seyrettik. O sırada, Mehmet Lütfi Arslan Abimiz şöyle dedi: - Her iki manada da camiy...
Aile Okulumuzu Koruyalım Son dönemde kadına şiddet ve toplumsal cinsiyet gibi kavramlar üzerinden yürüyen tartışmaları İslam ailesinin içini boşaltmak isteyen mihraklar istismar ediyor. Ailemiz, bizi biz yapan ve geçmişten geleceğe biz olarak taşıyan en temel müessesedir. Fıtratın, mahremiyetin ve nezahetin koruyucusu ailenin nebevî ölçülere göre kurulması ve yürütülmesi toplumumuz üzerindeki bütün fesat planlarını akamete uğratacak en mühim iştir, zira aile tabiî bir eğitim ve terbiye müessesesidir. Aile okulu tabiî bir okuldur, çünkü fıtratı esas alarak kurulmuştur. Orada mesut ve huzurlu geçen her dakika bir eğitim süreci olarak görüleb...
Tevhid, bütün sebepleri tek bir sebebe bağlayabilme iradesidir. Bu iradenin fertteki tezahürü iman, toplumdaki tezahürü ise mizandır. Mizan, yani denge ve ölçü adaletle sağlanır. Adalet, her şeyi yerli yerine oymak; zulüm ise aksini yapmaktır. Yeryüzü adaletin tesis edileceği bir imtihan mekânıdır. İnsan burayı kulluğu ile imar etmek için gelmiştir. Bu, ona yüklenen emanettir. Emanete hıyanet ettiğinde ortaya çıkanın adı ise fesattır. Bir virüs yeryüzündeki ifsadı nasıl da ifşa etti. Tevhitten sapmıştı insan, şimdi eliyle işlediğinin bedelini ödüyor. Yapıp ettiğinden ötürü şımarmıştı, şimdi Allah’ın kendisine giy...
ALTINOLUK HAZİRAN 2022 CAMİLER VE SOHBETLER BİZİ BEKLİYOR Kur’ân’ımızda gece ve gündüzün birbirini takip edişine dikkat çekilir. Yine zamanın insanlar arasında döndürüldüğü ifade edilir. Âlemdeki akışa, bitmeyen geliş ve gidişe, hiç aksamadan işleyen şu muhteşem nizama yoğunlaşan bundan birçok ders çıkarabilir. Durmamak, sürekli hareket halinde olmak, bir iş bittiğinde hemen diğerine seğirtmek, böylece tabiattaki en büyük ayetlerden biri olan temâdiyet sırrı ile bütünleşmek bu derslerden bir tanesi olabilir. Kâinattaki temâdiyet sırrına yoğunlaşmak bizi bu muhteşem kurgu içerisinde nasıl bir özel anlama sahip olduğum...
Bundan birkaç ay önce, bir yandan sesli sesli Kur’ân’ın Arapçasını dinliyor, diğer yandan da içimden eş zamanlı bir şekilde mealini okuyordum. O sırada karşımda oturan anneme sevinçle şöyle dedim: “Biliyor musun anne, hamdolsun büyük ölçüde Kur’ân’daki ayetlerin Türkçe manasını anlayabiliyorum artık.” Bu sözüm üzerine tebessüm etti annem ve rahmetli babamla ilgili şöyle bir hatıra aktardı: “Baban da Arapça’yı öğrenmeyi çok isterdi, hayali Kur’ân okuduğunda manasını anlamaktı, ara ara buna eseflenirdi, en büyük üzüntülerinden biri buydu hayatında, bu eksiklikten dolayı kendisini kınardı zaman zaman.” Böyl...
İyiler Sabreder, Kötülüğü Büyütenler Kaybeder! Geçtiğimiz ay, dokuz yaşındaki bir Suriyeli kardeşimiz, Kocaeli’nde intihar etti. Ardından Mersin’den acı bir haberle burkuldu yüreğimiz. Vahşi ve utanmaz bir adam, parkta kendi aralarında tartışma yaşayan çocukların ve kadınların arasına girdi, Ürdünlü yavruya ve annesine akıl almaz muamelelerde bulundu. Sosyal medyaya yansıyan görüntüler, “Allah’ım kalplerimize insaf nasip et” dedirtti herkese. Daha sonrasında ise İstanbul Küçükçekmece’de Suriyeli bir kız kardeşimize taciz haberiyle çalkalandı kamuoyu, yine kederle doldu içimiz. Biz bu üç acı hadiseyi işaret fişeği olarak k...
Hepimizin hayatı ayrı bir muamma, sırlı bir yolculuk adeta. Yaratıldık, yaşatılıyoruz; dünyaya geldik, ahirete yolcuyuz. Burada bâki kalabilecek olan, “ben ölmeyeceğim” diyebilecek kimse yok aramızda, nefeslerimiz sınırlı, ömrümüz sonlu. Bir yandan ötelere doğru istesek de istemesek de “büyük yolculuk” hâlindeyiz, diğer yandan iradi ya da zaruri çeşitli seyahatlerimiz, seferlerimiz, ziyaretlerimiz oluyor. İmkânlar çoğaldı, ulaşım araçlarının çeşidi arttı ve kullanımları kolaylaştı, uzaklar artık çok daha yakın oldu, zaman ve zemin dürüldü. Gerek iç dünyamızda, gerek hayatımızda, sürekli bir sefer, kesintisiz bir akış, t...
GENÇ Dergimiz Ekim 2018 itibarıyla 13. yılına girmiş oldu, sevinçliyiz, heyecanlıyız; hayırlı olsun, mübarek olsun, hamdolsun. Seneler ne de hızlı geçiyor, şaşmamak elde değil. Aylar gün gibi, günler saat gibi ilerliyor sanki, dürülmüş bir zamanın içinde hızla olup bitiyor her şey, ürpertici ve ibretlik doğrusu. On iki senedir sizlerleyiz, birlikte yol alıyoruz. GENÇ’in ilk okuyucularının çoğu artık 30’lu yaşlarını devirmiş bulunuyor. Onlardan biri yakın zaman önce “bu işi çok mu sevdiniz, yıllardır devam ediyorsunuz” diye sordu, gülümsedim. “Evet bu da bir baht meselesi, gerçekten çok sevdik” dedim. Sebeplerinden birkaçını ş...
Zaman Allah’ın sırlarından bir sır, aramızda dönüp duruyor. Bu deveran içinde tükenen bizden başka nedir? Tükettiğimiz fani ömrümüz, kazandığımız bâki hayatımızdır. Ne kazanıyor, ne kaybediyoruz? Zamanın akışı işte bu noktada bize bir şeyler söylemelidir. Her günün, ayın ve yılın bir muhasebesi olmalıdır ki “bu gidiş nereye” diye sorup, gereğini yerine getirecek bir irade hâsıl olabilsin. Zamanın akışı önemlidir, çünkü “tefekkür etmeyene yazıklar olsun” itâb-ı nebevisine konu ayetlerde, gecenin ve gündüzün ardı ardına gelişine de dikkat çekilir. Zamanın farklı dönem, mânâ ve mahiyetlerle değişimindeki sır nedir, b...
Aziz Okuyucu “Neredeyiz?” Bu, zaman zaman kendi kendimize bakma, özeleştiri yapma, nefis muhasebesine yönelme zaruretinin sorusu. Bugün bunu “İnsan ilişkileri”nde yapalım dedik. Çünkü odur bizim, toplum içinde “Nasıl”lığımızı ortaya koyacak olan. Nasıl bir insanız? Her daim Müslümanız. Müslüman olmak bir ânâ, bir duruma, bir statüye münhasır bir oluş değil. İslam sınırına girildikten sonra -ki biz, Müslüman ana babadan, Müslüman bir yuvada ve ülkede dünyaya gelen insanlar olarak bu yolculuğu ana rahminde başlatıyoruz- bir inşa sürecinin içine giriyoruz. Nev’i şahsına münhasır, deniyor, kendine özgü diye de ifade edilebilir, b...