You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Mitat bir gıcık oldu, herkesin ama herkesin şu hayatta bir destekçisi vardı, kimin başına bir haksızlık gelse en az bir kişi çıkıp onun için “yalnız değildir” hashtag’i açardı. Mitat Karaman dışında. Olur da bir gün Mitat haksızlığa uğrarsa, başına bir iş gelirse bir kişi, bir Allah’ın kulu bile arkasından “yalnız değildir” diye yazmayacaktı. O bir istisnaydı. Mitat önceki tweet’lerini sildi. Kimliğini açık etme pahasına yeni bir tweet girdi, yeni bir hashtag açtı, kimsenin desteklemeyeceği, sonsuza kadar tek başına kalacak bir hashtag… #MitatKaramanYalnızdır Mitat Karaman’ın soru işaretiyle başlayan macerası ünlem işare...
Böylesine sıradan bir anda nasıl bir değişim yaşanabilir ki? En fazla ne olabilir? Mitat televizyonda aynı şeyleri geveleyip duran adamlardan birinin sarf edeceği muhteşem bir sözle hayatı hakkında büyük bir uyanış mı yaşayacak? Çitlediği çekirdeğin kabuğu dişetlerine saplanacak, bunu fark etmeden ağzını kapatınca fantastik filmlerdeki canavarlar gibi can mı verecek? Kabuğu tamamen kapalı olan antepfıstığını açmaya çalışırken elini mi kıracak? Ne olabilir ki Allah aşkına? Evden işe, işten eve gidip gelen son derece sıradan ve silik birinin başına ne gelir ki, demeyin… Karakterimiz Mitat bir gece uyandığında, diyafonun düğmesine basmak ve apartmanın kapısını açmak zorunda kalır. Ve hayatı bütünüyle değişir… Doğu Yücel’in bu sürükleyici yeni zaman polisiyesi güçlü bir kara mizah örneği, bir paranoya kuyusu, okudukça açılan, heyecan verici bir yeni Türkiye panoraması. Devamı gelsin isteyeceksiniz.
In this book, Patricia Blessing explores the emergence of Ottoman architecture in the fifteenth century and its connection with broader geographical contexts. Analyzing how transregional exchange shaped building practices, she examines how workers from Anatolia, the Mediterranean, the Balkans, and Iran and Central Asia participated in key construction projects. She also demonstrates how drawn, scalable models on paper served as templates for architectural decorations and supplemented collaborations that involved the mobility of workers. Blessing reveals how the creation of centralized workshops led to the emergence of a clearly defined imperial Ottoman style by 1500, when the flexibility and experimentation of the preceding century was levelled. Her book radically transforms our understanding of Ottoman architecture by exposing the diverse and fluid nature of its formative period. It also provides the reader with an understanding of design, planning, and construction processes of a major empire of the Islamic world.
“Türkiye’de devrimci birikim, bölgede ulusallık ve bağımsızlık ilkelerini yerleştirecek bir devrimci siyaseti oluşturup geliştirebilir. O görkemli ulusal kurtuluş tarihine sahip olan Türk halkı, bu siyasetin doğal mirasçısıdır. Ne Amerikan emperyalizminin işbirlikçiliği, ne Sovyet güdümü, ne de Tanzimat batıcılığı… Ulusallık içinde devrimcilik, özgürlük ve bağımsızlık; devrimci siyaset işte budur.” Uğur Mumcu
Tek Kale Maç ...Özal’a göre, 1983 yılı içinde “para arzında yeterli kontrol tatbik edilmemiş ve kayda geçirilmeyen 200 milyarlık bir ilave para” basılmıştır. Başbakan “ayarlama” adını taktığı zamların geç yapıldığı, bu nedenle enflasyona yol açıldığı kanısındadır. Zamların geç yapılmasının nedenlerinden biri, Başbakan’ın kendi sözlerine göre yerel seçimlerdir. Demek ki, Sayın Başbakan, Türk ekonomisi için gerekli olan bir önlemi seçim öncesinde almamış, bu yüzden enflasyonu körüklemiştir! Buna, bizim az gelişmiş demokrasimizde “seçim ekonomisi” denmektedir. Özal, IMF kurallarına uyduğu gibi seçim ekonomisinin ger...
1960’ta başlayan Avrupa Şampiyonasında ilk 8 turnuvayı ıskalayıp 9’uncuya destansı bir şekilde katıldık. Fatih’in Aslanları bir daha başarılması çok zor bir işin üstesinden geldi; gruba 5’inci kategoriden yani en dipten girip de finallere katılabilen tek ülke Türkiye oldu. 2000’de Mustafa Denizli ile bu başarıyı tekrarlayıp çeyrek final oynamayı da buna ekledik. 2004’te ‘Çek bir Letonya’ derken unutulması zor bir hüsran yaşadık. 2008’de ise yine Fatih Terim ile ‘Biz de kazanabilirdik’ diyebileceğimiz bir noktaya yükseldik; tarihi bir başarı kazanıp adımızı 3.lüğe yazdırdık. 2012’de bir ıskanın ardından 2016’da yine Fatih...
Evliyâ Çelebi, Seyahatnâmesinin dokuzuncu cildinde, Anadolu’nun gezip görmediği yerlerini dolaşır. Batı ve Güney Anadolu’yu gezdikten sonra Suriye ve Filistin üzerinden yıllarca özlemini çektiği hac ibadetini yapmak üzere Hicaz’a gider. Kutsal görevini yaptıktan sonra ömrünün son yıllarını geçirmek üzere Mısır’a döner. Bu cilt bir nevi hac rehberidir. Medine ve Mekke’de nerelerin ziyaret edilmesi gerektiğini, kimlerin nerelerde yatmakta olduğunu, ziyaretin ve haccın uyulması gereken kurallarını, dualarını ve âdâbını anlatmaktadır. Birkaç Anadolu şehri dışında seyyahımızın takip ettiği yol da hac alaylarının gittiği yoldur. Bu ciltte gezdiği yerler: Kütahya, Uşak, Manisa, İzmir, Ödemiş, Tire, Aydın, Muğla, Antalya, Karaman, Tarsus, Adana, Antep, Halep, Şam, Sayda, Kudüs, Akka, Medine, Mekke.