You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Günün insanlarını, iç ve dış gayelerine ulaşmak için gerçek himmet ve gayretten kısır görünce, yeryüzündeki krallardan bir topluluğun, benden, istediklerini elde etmek ve bu uğurda kendilerine yardımcı olacak ve ışık tutacak misli görülmemiş bir kitap yazmamı rica edince, istihareye yattım ve (Âlemlerin sırrı, iki cihandakilerinin keşfi) diye adlandırdığım bir kitap yazdım. Bu kitabı, birçok baplara, makalelere, konulara ayırdım. İçinde çok doğru mertebelerden de bahsettim. Bu kitaba, Memleket idaresine istekli olanların nasıl hareket edeceklerini, işlerini nasıl yoluna koyup tedvir edeceklerini açık olarak anlattım. Orduların gönlünü almak, güzel öğüt ve hareketlerle kendine çekmek, babında başarı sağlayabilecek bilgin ve takvaya ermiş kimselerin bu konuda daha hâkim bir mevki elde etmeye muvaffak olacaklarını da izah ettim.
Ehl-i Hakk’ı ve ehl-i sünneti kullan arasından seçen Allah-u Teâlâ Hazretlerine hamd-ü senalar olsun. Bütün fırkalar arasından yalnız onları lütf-ü ihsanına mazhar kılmış ve Dinin hakikatlerini ortaya koymalarına yardımcı olacak İlâhî Nûr ile gönüllerini aydınlatmıştır. Onların lisanlarına, sapıkları susturacak derecede güçlü deliller ihsan eyledi. İçlerini şeytanların vesveselerinden temizlemiş ve gönüllerini sapıkların kaydırmalarından halâs eylemiştir. Kalplerini yakîn nârları ile mamûr etmiştir. Böylece onlar da Allah (C.C.)’ın Resulü Muhammed Aleyhisselâm’ın diliyle anlatılan İlâhî hakikatlerin sırlarına vakıf oldular ve böylece şeriatın gereği ile aklın icapları arasında uzlaşma sağlamayı başardılar. Peygamberlerin naklettiği şeriat ile akla uygun olan gerçekler arasında bir çelişki olmadığı gerçeğine eriştiler. Sapık bir gürûh olan Haşeviye fırkasından bazılarının zannettikleri gibi taklitte donup kalmanın gereksiz olduğunu anladılar. Böyle bir durum, aklın zafiyetinden ve basiretsizlikten ileri gelir. ...
Önce şu bilinmelidir ki, iman dinin ve dindarlığın temelidir. Bu temel bir binanın temeline benzer. Bilindiği gibi, bina temeliyle ayakta durur. Onun için, işe bu temeli sağlamlaştırmakla başlanır. Çünkü temel çürük olursa, üstüne dikilen bina ne kadar süslü, gösterişli, teferruatlı ve pahalı olursa olsun, yıkılmaya mahkûmdur. Tıpkı bunun gibi, dinin ve dindarlığın yaşaması, hâdiselere karşı dayanması, dünyada mutluğuna, ahirette ebedî saadete vesile olması için temel durumunda olan imanın sağlam ve sağlıklı olması, ifrat ve tefritlerden, hurafe ve yanlışlardan hâli ve âri olması lâzımdır.
Dünyayı zem hakkında inen ayetler ve emsali pek çoktur. Denilebilir ki, Kur’an-ı Kerim'in geneli dünyayı aşağılamak, onu insanların gözünden düşürmek ve Ahirete yönelmelerini sağlamayı telkin eder. Hatta peygamberlerin amacı da budur, onlar insanlığa ancak bunun için gönderilmişlerdir. Bu mesele ile ilgili olan hadislerin bir kısmını nakledeceğiz. Rivayete göre Peygamber'imiz (s.a.v.) bir gün yolda yürüyen bir koyun leşine rastlar, yanındakilere: “Pis koyun leşine, sahibinin önem vermediğini kabul eder misiniz?” diye sordu. Sahabeler: “Evet kabul ederiz, önem vermediği için onu çöpe attılar” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) sahabelere buyurdu ki: “Nefsimi kudreti elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah katında dünya, şu koyun leşinin sahibinin gözünde olduğundan daha değersizdir. Eğer Allah katında dünya bir sivrisinek kanadı kadar değer taşısaydı, ondan kâfirlere bir içim su bile vermezdi.” Peygamber'imiz (s.a.v.) buyuruyor ki: 'Dünya müminin zindanı ve kâfirin cennetidir.” ...
Atmospheric Violence grapples with the afterlife of environmental disasters and armed conflict and examines how people attempt to flourish despite and alongside continuing violence. Departing from conventional approaches to the study of disaster and conflict that have dominated academic studies of Kashmir, Omer Aijazi’s ethnography of life in the borderlands instead explores possibilities for imagining life otherwise, in an environment where violence is everywhere, or atmospheric. Drawing on extensive fieldwork in the portion of Kashmir under Pakistan’s control and its surrounding mountainscapes, the book takes us to two remote mountainous valleys that have been shaped by recurring envir...
Bismillâhirrahmânirrahîm Allah Teâlâ’ya hamd ve senâ, O’nun Resulüne salat ve selâm olsun. Bil ki, saadet kapıları ilim ve ameldir. Amel ise açık ve gizli olmak üzere iki kısımdır. Gizli amel de sakınılması gereken kötü (çirkin) amellerle kazanılması gerekli olan iyi (güzel) ameller olmak üzere ikiye ayrılır. Saadet kapıları olan bu şeylerden her biri de on prensipten oluşur. Biz bu şeylerin kapsadığı prensipleri dört bölüm halinde açıklayarak, girmek isteyenler için saadet kapılarını açmak istiyoruz. Bu kapılar açılınca da tefekkür ve mücâhede gücüyle onları geçerek dünya ve ahiret cennetine dahil olmak kolay olacaktır.
None