You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
"Sözlerimle Muhammed'i (a.s.) övmüş olmadım Bilakis Muhammed'ten (a.s.) bahsetmekle sözlerime değer kazandırmış oldum." HASSÂN B. SÂBİT (R.A.)
- İbn Sâ'd'ın meşhur kitabı Kitâbü't-Tabakâti'l-Kebîr adlı eseri okurlarımızın yoğun isteği üzerine Tabakât'ın ilk iki cildini oluşturan siyer kısmı matbu bir eser olarak basılmıştır. - Bu çalışmada 1. ciltde Resûlullah'ın Gazve ve Seriyyeleri başlığı 2. ciltde ise Resûlullah'ın (sas) Hayatında ve O'ndan Sonra Ashâbından Medine'de Fetva Verenler bölümüne kadar olan kısmı yer almaktadır. - Ayrıca bu çalışmada senetler kısmı tekli raviye kadar indirgenmeye çalışıldı. Çalışmanın bu hali siyer sevdalısı okuyuculara daha rahat hitap edebilecektir.
Nübüvvet silsilesi, Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resulü’nün (sas) bıraktığı mirasa sahip çıkan âlimler, İslâm’ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İslâm dinine; ilmî, fikrî, siyasi, askerî vb. alanlarda hizmet eden bu şahsiyetler, kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her birinin hayatı ayrı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri, Peygamber vârisleri olan ve sayısı binleri aşan bu şahsiyetlerin hepsini tanıtmak ne yazık ki mümkün olmadığından bir başlangıç olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir.
Allah sevgisini kazanmanın en yüce yolu Resûlullah’ı (sas) sevmektir. Bu yüzden Resûlullah’a duyulan sevgi ve ilgi, tarih boyunca müslümanları siyere dair çalışmalar yapmaya sevk etmiştir. Hz. Peygamber’in (sas) hayatını ve şahsiyetini konu edinen bu çalışmalar, İslâm tarihinin her döneminde varlığını muhafaza etmiştir. Pek çok âlimin katkısı ile zaman içerisinde zengin bir siyer literatürü teşekkül etmiştir. Siyerin Öncüleri serisi bu çalışmaları kaleme alan âlimlerden bir demeti sizlere sunmayı hedeflemektedir. Seçilen kırk kişi, ilk dönemlerden itibaren Hz. Peygamber’in hayatını en ince ayrıntılarıyla bize sunma gayretini temsil eden kişilerden oluşmaktadır. Asırlara yayılan örnekler, her dönemde siyer yazımının farklı bakış açılarıyla daima canlılığını koruduğunu göstermektedir. Zira onu sevmek, ona ilgi duymak, Allah’ın sevgisini kazanmaktır.
Kardeşlik meselesine nebevî ufkun bize öğrettiği hakikatler çerçevesinden baktığımızda şu hususları hemen görürüz: • Nebevî ufukta kardeşlik; Allah’ın bir emrinin yerine getirilmesi, farzın ikâmesi, hatta efrazın/farzlar üstü bir farzın ikâmesidir. • Nebevî ufukta kardeşlik, 23 yıl boyunca gündemden hiç düşmeyen bir ders ve bir derttir. • Nebevî ufukta kardeşlik, Hz. Peygamber’in (sas) sürekli gündemde tutarak sağlamaya çalıştığı, sağlandığı zaman da on- dan çok memnun olduğu bir konudur. • Nebevî ufukta kardeşlik, Hz. Peygamber’in (sas) en hassas ol- duğu bir mevzudur. • Nebevî ufukta kardeşlik; tesisi oldukça zor, koruması oldukça güç ama buna karşın mükâfatı oldukça büyük olan bir sorumluluktur. Muhteşem Ahlâk serisinin dördüncü kitabı olan “Kardeşlik Ah- lâkı” bize her geçen gün zayıflattığımız, hatta kopardığımız kardeşlik bağlarının tesisi ve muhafazası için inşallah küçük de olsa bir katkı sağlar.
Allah (cc), kendisine imanla birlikte peygamberine imanı şart koşmuş ve gerçek bir mü’min olabilmenin şartını da buna bağlamış, kendisine mutlak itaati farz kıldığı gibi peygamberine itaati de farz kılmıştır. Bu itaatin bir gereği olarak, peygamberin din adına emretmiş olduğu şeylerin yerine getirilmesini, yasakladıklarından da sakınılmasını emretmiştir. Aynı şekilde kendisine muhalefet etmeyi yasakladığı gibi peygamberine muhalefeti de yasaklamıştır. Peygamberinin verdiği hükümlere insanların içlerinden bir sıkıntı duymaksızın, gönül hoşluğuyla kabul etmelerini, kâmil mü’min olmanın alameti olarak belirtmiş ve her konuda Allah ve...
Siyer Coğrafyası'nı tanımak, Kur'ân'ın ve Sünnet'in neşet ettiği zemini tanımaktır. Siyer Coğrafyası'nı tanımak, nebevî mücadelenin başladığı ortamı tanımaktır. Siyer Coğrafyası'nı tanımak, risalet davasının ilkelerini ve hususiyetlerini tanımaktır. Siyer Coğrafyası'nı tanımak, tebliğ ve irşat meselesinin muhatapları olan insan gruplarını tanımaktır. Siyer Coğrafyası'nı tanımak, nebevî sedanın değiştirme ve dönüştürme potansiyelini tanımaktır. Bundan dolayı olsa gerek Hz. Ömer (ra): Câhiliye'yi tanımayan, İslâm'ı tam anlamı ile anlayamaz! demiştir.