You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Sen bende yaşıyorsun ben de sende. Tüm insanlar içinde ruhuma, yüreğime en yakın olanı, en iyi geleni sensin. Ruhlarımız ve yüreklerimiz asla kavga etmez. Sadece düşüncelerimiz kavga eder. Bana aşktan korktuğunu söylüyorsun. Neden küçüğüm? Güneş ışığından korkuyor musun? Denizin gelgitinden korkuyor musun? Günün doğuşundan korkuyor musun? Baharın gelişinden korkuyor musun? Aşktan neden korktuğunu merak ediyorum. İnsan görmediği birine âşık olur mu? Cibran ve Ziyade’nin aşkı arıza bir aşk mıydı? Ya Afife Jale ve Selahattin Pınar’ın hem sevip hem ayrılmaları? Karakoç’un “Son bir kez bile görmek istemezdim. Bırak hayalimdeki gibi kalsın.” demesi, acaba aşkın hangi hâliydi? Aşk vuslat isterken vuslattan kaçılır mı? Bu aşk dedikleri hakikatte ne idi? Daha nice soruyla baş başa bırakıyor bizleri Ayşe Filiz Yavuz. Aşkın türlü hâllerini, hikâyeleriyle önümüze seriyor. Ötüken Neşriyat
ÖNSÖZ İnsanlığın ortak kültürel üretimlerinden olan edebiyat ve sanat, insanla ve insanlık halleri ile ilgili durumlar, süreçler, çelişkiler ve meydan okumalar üzerinedir. Yine bu iki alan gibi, insanlığın serüvenini inceleyen bir başka alan da tarihtir. Tarihin, daha genel bir perspektif üzerinden yorumlanması klasik bir yaklaşım olsa da bahse konu diğer iki alanın kendine özgü geçmişlerinin tarih perspektifinden yorumlanması da sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Görece birbirinden farklı gibi görünseler de bu üç alanın ortak özelliği ise “insan” üzerine etkinlikler, söylemler ve yapıp-etmeler içermesidir. Dolayısıyla insanın, ilgilenil...
Önsöz Toplumları oluşturan bireylerin mikro boyutta sağlık sorunu veya sorunsuzluğu, dünyanın ve ülkenin makro sağlık durumunu göstermektedir. Sağlık; gerek canlı gerekse cansızlar için sağlanması gereken en önemli yapısallardandır. Bir küçük aksama negatif sosyal dışsallık yaratacağından yani toplumu oluşturan bireyleri dolaylı veya direk olumsuz etkileyeceğinden, makro boyutta bulaşma etkisi yaratma olasılığı çok yüksektir. Çünkü her hangi bir aksama toplumu oluşturan bireylerin hastalanması, güveninin yok olması demektir.Sağlık dendiğinde sadece fiziksel hastalıklardan bahsedemeyiz. Bilgisizlik, farkındasızlık, eğitimsizlik, bağ...
ÖNSÖZ Sağlık, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi olma halidir. Bir toplumda ne kadar fazla sağlıklı bireyler var ise, o ülkede ekonomik kalkınma ve refah seviyesi bir o kadar yüksek olmaktadır. Çünkü sağlıklı bireylerin yaşam kalitesi artmakta ve daha fazla istihdam edilmektedir. Bu sebeple hükümetler sağlık harcamalarını ve sağlık hizmetlerini arttırmakta ve mümkün olduğunca bu harcamaları ve hizmetleri etkin olarak topluma sunmak istemektedir. Bu durumda istihdam ve sağlık harcamaları artışı ile ekonomik büyüme olumlu etkilenmektedir. Küreselleşen dünyada bireylerin hareket özgürlüğünün artmasıyla beraber, bireyler bir ülkeden...
İsmi Türk Ocakları ile özdeşlemiş olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk Ocaklarının 1931’de kapatılmasının ardından Bükreş’e elçi olarak atanmıştır. Tanrıöver, İstanbul Türk Ocağı’nda yaptığı bir konuşmada Türk Ocaklılar için “Aziz Ocaklı! Sen Türk’ün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanısın” demişti. Kendi sözünde olduğu gibi, Hamdullah Suphi elçi olarak gittiği Romanya’da “Türk’ün gören gözü” olmuş ve Dobruca ile Besarabya’da yaşayan Gagauz Türkleri ile yakından ilgilenmeye başlamış, Anadolu Türklüğünün bu insanları görmesini, anlamasını ve hatırlamasını sağlamıştır. Aynı zamanda Gagauzl...
ÖNSÖZ Değişen dünyada birçok konuyu çok boyutlu ele almak zaruri hale gelmektedir. Sağlık da bu konu alanlarının en önemlilerinden biridir. Bu bağlamda, 12-14 Kasım 2020 tarihlerinde online olarak gerçekleştirilen Uluslararası Farklı Boyutlarıyla Sağlık Konferansı (ICDAH2020)’nda sağlık konusu farklı açılardan ele alınarak tartışılmaya çalışılmıştır. Ekonomi, yönetim, hukuk, kültür, din, turizm, spor, kalite, beslenme ve çevre gibi pek çok başlıkta sağlık hizmetlerinin ve sağlık sorunlarının incelendiği görülmektedir. Konferans, sağlık alanına multidisipliner bir yaklaşım sunarak her alandan akademisyen ve öğrencilerin katılım...
Askerî Tıbbiye-i Şâhâne’nin isyankâr ve aydınlanmacı koridorlarında başlayan upuzun bir hikâye. Çılgın ruhlu Tıbbiye talebelerini gözetip kollayan muallim muavini Hüseyinzade Ali Bey’in dört bir yanda dolaşan gölgesi. Karacaahmet Mezarlığı’nda harlatılan kıvılcımlardan Türk Ocağı doğacaktır. Bu roman bir milletin küllerinden dirilişinin hikâyesidir. Ocak, payitaht İstanbul’un bir mezarlığında tutuşturulur ve Budapeşte’den Kaşgar’a kadar sıçrayan kıvılcımlar Türk Yurdu’nu yeniden ışıtır. Yusuf Akçura’ların, Ziya Gökalp’ların, Hamdullah Suphi’lerin çevresindeki ülkücü Türk gençliği aşklarıyla ve fedakârlıklarıyla bugünün Türklüğüne sesleniyor. Onlar buradalar! Siz neredesiniz? Ötüken Neşriyat
Boğaz havası mıydı içime çektiğim, İstanbul’un kiri pası mıydı yoksa? Ya da o kentte attığım tüm kahkahalar mıydı? Belki de üniversiteye gittiğimden beri o devasa kentte geçirdiğim 17 yılımdı an an? Hâlâ bilmiyorum. Yaşam kadar ağır bir şeyi içime çektim; sonra da topografik olarak yedi tepeli değilse bile yedi bela olduğunu herkese binlerce kez ispatlamış olan o kente son kez baktım. Ve düştüm yola. 35 yaşımda ve henüz iki yaşına bile girmemiş çocuğumla. 2016’nın Ekim’iydi. Ekim’in başı. Mutluluktan havalara uçmuyordum ama ölesiye mutsuz da değildim. Heyecanlıydım biraz. İçimdeki ürperti klimadan değildi, sanmıyorum. Ben b...