You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
“Bir öykü sözlüğü yapmak istiyorum, öykümüzün nesnelerini, renklerini, kavramlarını, anlarını, karakterlerini maddeleştiren bir sözlük olacak bu.” Yekta Kopan’ın Eşik Cini dergisinde başlayıp işinin ehli bir ekiple, uzun uğraşlar neticesinde genişlettiği bir çalışma İpekli Mendil. Tanzimat döneminden bugünün genç yazarlarına yüzlerce ismi, öykülerinden alıntılanmış maddeler çerçevesinde, sözlükçü titizliğiyle bir araya getiriyor. Tanıdığımız isimlere yeni bir gözle bakmamızı sağlarken gözden kaçırdığımıza hayıflanacağımız eski ustalarla tanıştırıyor ve nihayet bugünün genç ustalarını bize takdim ediyor. İpekli Mendil, Türkçe öykünün gelişim serüvenini, yüzyıllar içinde değişen çehresini, değişmeyen dertlerini 300 farklı öykücüden örneklerle gösteren bir başucu kitabı
None
Kısa öyküyü niçin öykünün ta kendisi olarak anladığımı Öykünün Bahçesi'nde anlatmaya çalışıyorum. Sait Faik, bizim edebiyatımızda öykünün ayrı bir tür olarak ne denli yeri doldurulamaz olduğunu, hem de abartısızca ortaya koydu. Köktenci bir değişikliğe yol açarken, öyküyü şiirin yanında bir yere oturttu, romanın baskısına karşı ona direnç ve kişilik kazandırdı. Türk edebiyatında öykünün her zaman özel bir yeri oldu. Semih Gümüş, ülkemizde 90'lardan başlayarak artan bir ilgiyle okunan, yazılan öykünün izini bir eleştirmen olarak sürdü. Adam Öykü, Notos Öykü gibi dergiler yayınlayarak, yaşanan verimliliğin itici güçlerinden biri oldu, tartışmalar yaratan yazılar yazdı. Öykünün Bahçesi, öyküyü yakından izleyen, sevgiyle okuyan ve eleştiren bir eleştirmenin öykü üzerine yazılarını bir araya getiriyor.
Çeviriler, kültürler arasında yaşanan siyasal, toplumsal, sanatsal, yazınsal, düşünsel ilişkilerin bir aynası niteliğindedirler. Çeviri etkinliği, özellikle, Osmanlı imparatorluğu ile Fransa krallığı gibi başlangıçta iki karşıt inanç, düşünce, yaşam olgusu sergileyen, iki kutup oluşturan toplumlar söz konusu olduğunda da, doğal olarak, bir tarihsel veri niteliği almaktadır. Çeviri kaynakçaları bu ilişkilerin başlangıç ve gelişim süreçleri ile zaman içindeki konumlarını tüm özellikleriyle sergileyen belgelerdir. Sansürlenme, duraklatılma, engellenme, yasaklanma süreçlerini, dolayısıyla çevirinin yapıldığı bağlamın tarihsel konumunu da satır aralarında vererek. Bu kitap, Fransızcadan Türkçeye (Cumhuriyete kadar Osmanlıcaya) değişik alanlarda yapılmış ve yayınlanmış çeviriler, sahnelenmiş çeviri oyunlar ile Türkçe olarak Fransız yazarlar, düşünürler, kuramcılar, sanatçılar, kurumlar… üzerine yazılmış ve yayınlanmış kitapları ve makaleleri yazar adı sırasına göre aktarmaktadır.
Sait Faik, görkemli bir bibliyografyaya rağmen hiçbir zaman kendi biyografisini yazmadı. Ancak bu büyük bibliyografya, yani yazarın eserlerinin toplamı, belki de Faik’in en büyük biyografisini meydana getirmektedir. Zira her bir öyküsünde yaşamından ufak bir kesit, özel hayatına dair ilginç bir iz bulmak olanaklıdır. Bu ana fikirden yola çıkan usta biyografi yazarı ve araştırmacı Güven Taneri Uluköse Sait Faik'in bütün çalışmalarını tarayarak yazara çağdaş bir bakış açısıyla ayna tuttu. Hem yaşamının, hem çalışmalarının, hem de yaşadığı dönemin atmosferinin güzel bir panoramasını çizen Uluköse, çağdaş kültürel birikimimizin en büyük isimlerinden biri olan Sait Faik’i bir kez daha, yaşamından kesitlerle, karşımıza çıkıyor. Özellikle de yazarın 60. ölüm yıldönümünde bu biyografiyle Türk okurunun karşısına çıkmak, bize ayrı bir mutluluk yaşatmakta. Yayınevi: Cinius Yayınları