You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Büyük mutasavvıf Muhammed Bahaeddin Nakşibendi Hz.leri'nin öğrencisi Muhammed Parisa tarafından derlenmiş ve açıklanmış sohbetleri Şâh-ı Nakşibend Hazretleri; Hakk'a vuslat yolunun şahı, sohbet meclislerinin padişahı... "Yolumuzun esası sohbettir" sözünün sahibi. Halk içinde daim Hak ile olmanın esrarını sohbetleriyle tel tel işleyen gönül ustası. Ki o meclislerde ışığı yüzyılları aşan derya gönüller yetişmiş. Halifelerinden Muhammed Parsâ, onun sözleri sonraki nesillere ulaşsın istemiş. Cennet rayihalarına kokan sohbetlerini derlemiş. Büyük bir hizmet görmüş böylece... Celâl ve cemâl, Hakk'a yakınlık ve uzaklık, fenâ ve bekâ gibi konuların işlendiği Şâh-ı Nakşibend Hazretleri'nin Sohbetleri'nde, o tada müştâk olan herkesin alacağı gıda mevcuttur... Ömrünüzde o Şah'ın meclisinden nasiplendiğiniz bir saatiniz olmalı... Necdet Tosun'un tercüme ettiği bu kıymetli sohbetleri, istifadelerinize sunmakla bahtiyarız...
Bu kıymetli kitap "Tevhîde Giriş" adıyla Ali Hüsrevoğlu Bey tarafından dilimize tercüme edildi. Düzgün bir Türkçe ile istifadelerinize sunuldu. Ledünnî ilmin hakikatlerini, Nakşibendiyye yolunun inceliklerini açıklayan bu değerli çalışmaya kütüphanenizde kıymetli bir eser olarak yerini alacak. Kitap, özellikle günümüz insanına sesleniyor. İslam dininin esaslarını ve bütünlüğünü yeniden hatırlatıyor. Sırat-ı müstakîmi, tevhîdi, fütüvveti ve ricâlü'l-gaybı anlatıyor. Mü'minin şerefi gece ibadetindedir hadîs-i şerîfine vurgu ile sizi ulvî yönelişlere çağırıyor. Rasûlullah'ın ehl-i beytini ve ashâbını sevmeye davet ediyor.
MÜRŞİD ELİNDE MÜRÎD GASSAL ELİNDE MEYYİT GİBİ OLMALIDIR KEŞKÜL’ÜN 32. SAYI KONUSU: MÜRÎD MÜRŞİD İLİŞKİSİ Tasavvuf insan yetiştirir, gaye insana kendini bildirerek ahlâk-ı Muhammediyye’yi giydirmek ve bu istikamet üzere Allah’a vâsıl etmektir. İşte bu süreç, hakîkî bir mürşidin nazarı ve tasarrufu altında geçer. Seyr ü sülûk da denilen bu çetin yolculuk, kişinin kâmil bir mürşide bağlanmasıyla başlar ki, bu da mânevî bir emir neticesindedir. Hakîkatte ezelde kurulan bu ilişki, o andan itibaren mürîdliğe adım atan kişiyle, ona yol gösterecek mürşidi arasında bir hukukun oluşmasına yol açar fakat bu hukuk, herhangi bir ast...
Çalışmamızda bulunan 21 adet makalemiz, içerikleri her ne kadar çok çeşitli görünseler de aslında birbirlerinin edebî ve kültürel hayatlarından oldukça esinlenmiş olan Anadolu ve İran coğrafyalarının bize sunduğu kültürel zenginliklerini konu alır. Eserimizde yer alan makalelerimiz yukarıda da belirttiğimiz gibi, gerçekte bu coğrafyaların birbirlerine nasıl tesir ettiklerinin birer kanıtıdır. Örneğin, Farsçanın Türk kültüründeki yeri, Selçuklu araştırmalarında Farsçanın önemi veya ünlü İranlı şair Firdevsi’nin başyapıtı sayılan Şehnâme’nin Türk edebiyatı üzerindeki etkileri gibi konular makalelerimizin içeriklerini oluşturm...
Müslüman dünyada dini ilimlerle ilgilenen bilim adamları çok itibar görmüştür. Diğer dünyevi ve pozitif ilimlerle ilgilenen bilim adamlarına karşı ise maalesef, birinci gruptakiler kadar ilgi gösterilmemiştir. Askere teknolojiyi, yazara kâğıdı, hastaya sağlığı, halkın rahatlığı için mimariyi üreten onlarken; belki de pozitif ayrımcılık sebebiyle, ilk grup gibi itibar görememişlerdir. Dahası zaman zaman ilk grup tarafından da aşağılanmışlardır. Aslında İslam dünyası maddi boyutlarda o günden bugüne gelebildiyse bunda önemli bir oranda onların payı ve emeği vardır. Bundan dolayıdır ki bu bilim insanlarına karşı vefa borcumuz bulunmakta...
Tasavvufla ilgili aradınız her şeyi bu kitapta bulabileceksiniz...
Nakşibendîlik asırlar boyu, Müslüman toplumları derinden etkileyebilecek manevî dinamizm ve sosyal tasavvur özelliğine sahiptir. Pek çok İslâm toplumu Nakşibendîliğin sunduğu adap, prensipler ve kurumlar sayesinde kendi medeniyetlerini inşa etmeye çalışmıştır. Kurucu ilkeleri gereği, içinde bulunduğu toplumun bütünleşmesine azami gayret gösteren Nakşibendîlik sahip olduğu değerler, kurumlar ve sosyal ağları vasıtasıyla tecdit hareketlerini başlatarak toplumun yeniden yapılanmasını sağlamıştır. Nakşibendîlik, Kur’ân ve Sünnetten ayrılmamayı İslam toplumunun bekâsı ve vahdeti için bir şart olarak görmekle birlikte tarikatı ve hakikati de şeriatın tamamlayıcısı olarak değerlendirmiştir. Nakşibendîliğin sosyal ağı Hâlidî Nakşibendîliği’nde daha da belirgin hal almış, Hâlidî şeyhlerinin organizasyon becerileri sayesinde tarikat kısa zamanda Mezopotamya, Anadolu ve Kafkaslarda yayılmıştır.