You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This volume contends that young individuals across Europe relate to their country’s history in complex and often ambivalent ways. It pays attention to how both formal education and broader culture communicate ideas about the past, and how young people respond to these ideas. The studies collected in this volume show that such ideas about the past are central to the formation of the group identities of nations, social movements, or religious groups. Young people express received historical narratives in new, potentially subversive, ways. As young people tend to be more mobile and ready to interrogate their own roots than later generations, they selectively privilege certain aspects of their identities and their identification with their family or nation while neglecting others. This collection aims to correct the popular misperception that young people are indifferent towards history and prove instead that historical narratives are constitutive to their individual identities and their sense of belonging to something broader than themselves.
Combined edition of four documentary books on the repression and violation of human rights in Turkey after the March 12, 1971 military coup, edited in the name of Democratic Resistance of Turkey and sent to all European institutions and human rights organisation: File On Turkey, Man Hunts in Turkey, Turkey on Torture and Resistance posters.
This book explores responses to authoritarianism in Turkish society through popular culture by examining feature films and television serials produced between 1980 and 2010 about the 1980 coup. Envisioned as an interdisciplinary study in cultural studies rather than a disciplinary work on cinema, the book advocates for an understanding of popular culture in discerning emerging narratives of nationhood. Through feature films and television serials directly dealing with the coup of 1980, the book exposes tropes and discursive continuities such as “childhood” and “the child”. It argues that these conventional tropes enable popular debates on the modern nation’s history and its myths of identity.
A documentary book on the repression and violation of human rights in Turkey after the 12 September 1980 military coup.
This volume of Studies in Law, Politics, and Society contains a sampling of work from some of the most promising junior scholars in the next generation of the law and society community. Nominated by their advisors or mentors, their work explores some of the newest areas of law and society research as well as brings fresh insight to bear on enduring
Banned books.
İmam mı Hatip mi? …Yarın öbür gün bakacaksınız ki kaymakam ilahiyat fakültesinden, emniyet müdürü İslam enstitüsü çıkışlı, Vali ve savcı da imam hatipli!.. “Olmaz” demeyin sakın. Oluyor ve olacak... Bu memlekette öğretmen lisesi sayısı 55, imam hatip lisesi sayısı 717’dir… …Dinsel eğitim veren ortaokul ve liselerle ilahiyat fakülteleri ve yüksek İslam enstitülerini bitirenler din hizmetlerinde çalışmayacaklarsa o zaman amaç başka demektir… Amaç ne olabilir? “Komplo teorileri” üretmeye hiç niyetimiz yok. Elbette dinsel eğitim görenlerin hemen hepsi de “İslam devleti” kurma peşinde olan insanlar değillerdir. İçlerinde, hiç ...
13 Şubat 1961’de kurulan Türkiye İşçi Partisi, Türkiye siyasal tarihinin en önemli olaylarından biridir. TİP’in gelişip güçlenmesinde parti sözcülerinin efsanevi radyo konuşmalarının çok önemli bir yeri vardır. Türkiye proletaryasının sözcüleri, 1961-1971 döneminde, bambaşka bir dile, bambaşka bir seslenişe ve bambaşka bir içeriğe sahip konuşmalarıyla o zamana kadar devletin ağzı olan radyoyu ‘proletaryanın büyülü kutusu’na çevirmişlerdi. Proletaryanın Büyülü Kutusu, TİP sözcülerinin altı seçim için yaptıkları efsanevi radyo konuşmalarının metinlerini içermekle kalmıyor. Mehmet Ali Aybar’dan Yaşar Kemal’e, Kemal Türkler...
Amerika Küsmesin “Milliyetçilik, Türk’ün hakkını gavura yedirmemektir.” Dışişleri eski Bakanı Turan Güneş’e ait bu sözler. ABD’nin, “Haşhaş ekimini yasaklayın” talebine hayır dendiğinde, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Aliağa Rafinerisi devletleştirilmek istendiğinde, yani “Türk’ün hakkını gavura yedirilmemek” istendiğinde çılgına dönen, “Aman Amerika’yı küstürmeyelim” diye telaşlanan da Başbuğları dahil kendilerine milliyetçi diyenler!.. Türkiye’nin yakın tarihi, “Türk’ün hakkını gavura yedirmemek”ile “Aman Amerika küsmesin” arasındaki amansız mücadelenin tarihi adeta. Uğur Mumcu bu tarihi, “tam bağımsızlık” ışığında yazıyor.