You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
The power of images to represent the unseeable: stunning visualizations of science, from the microscopic to the incredibly vast. We live among patterns of delicate beauty and exquisite chaos that our eyes can’t detect; we are surrounded by invisible particles and shifting fields of matter that permeate all of space. Our very cells are intricate molecular machines, and the story of our origins stretches back through an unimaginable amount of time. How can we see the richness of what lies beyond our sensory perception? Scientists have developed visualization tools that can make the invisible visible. This bountifully illustrated book demonstrates the power of images to represent the unseeabl...
ürklerin bugün yeryüzünde var olan milletler içerisinde erken çağlarda devlet kurma becerisini gösteren birkaç milletten biri olduğunu söylemek, bir tarihi gerçekliğin ifadesidir. Bu muazzam tarihte başlangıçtan itibaren ortaya çıkan siyasi yapılar, elbette büyük devlet ve siyaset adamlarının çabalarıyla oluştu ancak o devlet adamlarını yetiştiren ortamı ve aklı ihmal etmek büyük bir haksızlık olur. Kurulan siyasi yapılar, onları destekleyen ve besleyen akıl, bilgi ve kültürün gücü oranında başarılı olur. Ayrıca bu yapılar, akla ve bilgiye dayandığı, geçmişin birikiminden yararlandığı sürece varlıklarını sürdürebilir. Türk tarih...
None
Bu çalışma, felsefenin temel disiplinlerinden biri olan etik konusunda hem bir giriş kitabı hem de onun hayatın bütün alanlarına nasıl uygulanacağı hakkında yol gösterici ve bilinçlendirici bir eserdir. Etik, sadece kuramsal bir felsefe disiplini olmanın ötesinde insan varlığını eylemleri üzerinden anlamaya ve tanımaya yöneldiğimizde karşımıza çıkan bir değer ve bilinç alanıdır. İnsanın anlamlı bütün yapıp etmeleri, değerler ve etikle ilişkili olarak düşünülmelidir. Bunun gerçekleştirilemediği durumlarda büyük insanlık bunalımları doğmakta ve insanlığı tehdit etmektedir. Bu süreç, güncel etik problemlerini bütünlüklü bir bakı...
Bilim Devrimi niye Çin’de ya da İslam coğrafyasında değil de özellikle Batı’da gerçekleşti? İnsanlığın on binlerce yıl boyunca belli bir hızda seyreden teknik ve teknoloji üretimi nasıl oldu da daha önce benzeri görülmemiş bir sıçrama gerçekleştirdi? Ahmet Selami Çalışkan, Bilim Devrimi Homo Faber – Homo Economicus Dayanışmaşı kitabında, düşünce ve teknoloji tarihini teori-pratik ilişkisi açısından farklı bir okumaya tâbi tutuyor. Sanayi Devrimine giden yolun Bilim Devrimi ile nasıl açıldığını ve bunun niçin Batı’da gerçekleştiğini ayrıntılı bir şekilde tahlil ediyor. Belirli filozofların entelektüel serüveninin veya kuruml...
Türk toplulukları, tarihî süreçte çeşitli dinlerle temasa geçtiler, fakat herhangi bir dine topluca girmediler. İslâm gelmeden önce göktanrı inancı etrafında şekillenen Türk dinî inançlarına bağlı kaldılar. İslâm’la oldukça erken dönemlerde temasa geçen Türk boylarının İslâmlaşması, uzun yüzyıllarda gerçekleşti. Talas Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler böyle bir sürecin başlangıç döneminde yaşanmış hadiselerdir. Türkler ilk defa İslâm’la fetihler yoluyla tanıştılar. Çeşitli müslüman mezhepleri ve sûfî okulları Türkler’in İslâm anlayışları ve dindarlıklarının oluşumunda önemli rol oynadı. Türk toplulukları, İ...
Yaygın adıyla “Divan Edebiyatı” olarak ifade edilen Klasik Türk Edebiyatı, bazı klişe kanaatlerin aksine zengin bir edebî eleştiri literatürüne sahiptir. Şairlerin divan, mesnevi vb. eserlerinde şiire ve şaire dair çeşitli değerlendirmeler ve eleştiri ifadeleri bulabilmek mümkün olduğu gibi özellikle bazı tezkireler; biyografi, antoloji, edebiyat tarihi vb. niteliklerinin yanında zengin bir edebî eleştiri metni olma vasfına sahiptir. Latîfî’nin Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ adlı eseri, Anadolu sahasında yazılmış ilk şair tezkirelerinden biri olmakla birlikte edebî eleştiri açısından türünün en yetkin örneklerinin baş...
Din Felsefesi şemsiyesi altında Recep Alpyağıl tarafından derlenmekte olan çalışmaların önemli bir parçası daha: Mâtürîdî Gelen-Eki... İslâm düşüncesinde neredeyse kayıp bir halka görünümünde olan bu geleneğin yeniden keşfi, bugün içinde yer aldığımız kuramsal sorunlar sebebiyle zorunlu hale gelmiştir. Bu derleme, akademik anlamda hak edildiği ölçüde çalışılmamış olan Mâtürîdî mirasını bilgi kuramından varlık tasavvuruna, insanın özgürlüğü meselesinden kötülük sorununa değin olabildiğince çok yönlü bir şekilde, temel metinler ve onların çağdaş yorumları eşliğinde sunmaya çalışmaktadır.
Osmanlı hâkimiyeti altında dört asır (1516-1918) kalan Suriye’nin, dünyada ve Osmanlı topraklarında hareketliliğin en hızlı olduğu 19. yüzyıldaki edebî ve kültürel hayatını inceleyen bu çalışmada; Batılılaşma sancısının bu coğrafyada nasıl yaşandığı, edebî ve kültürel hayata tesir eden amiller, eğitim kurumları, edebî ve kültürel yayınlar ile bu yayınlarda Osmanlılara ve Türklere bakış, ayrıca İstanbul’daki edebî ve kültürel hayatın Suriye’ye yansımaları ele alınmış ve o dönemin karanlıkta kalan bazı yanlış anlamalarına ışık tutulması amaçlanmıştır. Bunun yanı sıra Batılı oryantalistlerin etkisiyle kimi Arap ülkelerinde dillendirilen, Osmanlı döneminde Arap dil, kültür ve edebiyatının durakladığı ve hiçbir aşama kaydetmediği fikrinin arka planı araştırılarak objektif bir şekilde tahlil edilmiştir.