You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bu çalışma, felsefenin temel disiplinlerinden biri olan etik konusunda hem bir giriÅŸ kitabı hem de onun hayatın bütün alanlarına nasıl uygulanacağı hakkında yol gösterici ve bilinçlendirici bir eserdir. Etik, sadece kuramsal bir felsefe disiplini olmanın ötesinde insan varlığını eylemleri üzerinden anlamaya ve tanımaya yöneldiÄŸimizde karşımıza çıkan bir deÄŸer ve bilinç alanıdır. Ä°nsanın anlamlı bütün yapıp etmeleri, deÄŸerler ve etikle iliÅŸkili olarak düşünülmelidir. Bunun gerçekleÅŸtirilemediÄŸi durumlarda büyük insanlık bunalımları doÄŸmakta ve insanlığı tehdit etmektedir. Bu süreç, güncel etik problemlerini bütünlüklü bir bakıÅ...
mzalı belgelerin arşivlenip uzun dönemli korunmaları sürecinde delil değerini muhafaza edip edemeyecekleriyle ilgili şüpheler bulunmaktadır. Bu şüpheler, daha çok sayısal ortamın kırılganlığı ve e-imzaların uzun yıllar geçerliliğini muhafaza edemeyeceği endişesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, arşivsel bağın kurulamaması, yeterli teknolojik koşulların sağlanamaması ile kurumsal politika ve prosedürlerin tesis edilememesi sonucunda e-imzalı belgelerin delil değerinin zayıflayabileceği düşünülmektedir. Gerekli önlemler alınmazsa bu belgelerin delil değerinde kayıplar yaşanacağı söylenebilir. Bu soruna bir çözümleme sunmak amacıyla...
İnsanlık tarihi, olması gerekenler/ilkeler ile olanlar/realite arasındaki etkileşimin serüvenidir. Durum, geçmişte ve günümüzde bu şekilde olduğu gibi gelecekte de farklı olmayacaktır. Bu iki husus arasındaki benzeşme ya da ayrışma ise olanların; yani realitenin meşruiyet derecesini ortaya koyacaktır. Her zaman, olması gereken ilkelere bağlı bir hayat yaşayan ve realiteyi bu ilkeler doğrultusunda değerlendirip ona göre tavır belirleyen Hz. Peygamber (sas), kendisinden sonra aynı yolu takip etmeleri için ümmetine Kur'ân ve Sünnet'i emanet bırakmıştır. Kur'ân ve Sünnet ölçeğinde bir meşruiyet anlayışıyla Hz. Peygamber'den (sas) öğrendikleri hak...
Hz. Muhammed'in (a.s.) yaşam öyküsünü yazanlar, onun peygamberlik öncesi ve sonrasında mükemmel bir ahlâka sahip olduğunu dile getirirler. İnsanların yeni bir söyleme kulak kabartmaları, söylemin içeriği kadar söyleyenin de hâliyle bağlantılı olduğundan, onun oldukça kısa sayılabilecek bir süreçte gerçekleştirdiği dönüşümün dinamiklerinden birisi -hiç kuşku yok ki- yaşantısıydı. Çünkü o, Kur'an'ın da dikte ettiği ve dinin hayatî öneme haiz bir parçası haline getirdiği evrensel ahlakî değerleri öncelikle kendi yaşamında pratize ettiği gibi, Allah'ın kullardan yerine getirmelerini istediği ibadetlere de herkesten önce sahip çıkıyordu. Yaşamı, hem söylem hem de eylem açısından insanı etkileyecek bir uyum arz ediyordu. Elinizdeki çalışma, dinin ve ahlâkın insana kazandırdığı değerleri ana hatlarıyla ele alan, dinin ahlâk ile zorunlu ilişkisine ve ahlâkın dinî temelli olmasının önemine dikkat çeken, Hz. Muhammed'in (a.s.) İslâm'ın hem ibadet hem de ahlâkî gereklerini yaşamsal boyuta taşıdığını ortaya koyan ve onun örnekliğini öne çıkarmaya çalışan bir çalışmadır.
Prof.Dr. Ä°smail E. Erünsal, Mustafa Birol Ãœlker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan Ä°lâhiyat Fakülteleri Tezler KataloÄŸu (1953-2015), BaÅŸvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek Ä°slâm enstitülerinin Ä°lâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de Ä°slâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuÅŸtur. Ä°deal olan hem bu tezlerden diÄŸer araÅŸtırmacıların yararlanabilmesini saÄŸlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırÂlanmasına engel olmaktır. Ä°lâhiyat Fakülteleri Tezler KataloÄŸu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 Ä°lâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını saÄŸlamak amacıyla TDV Ä°slâm AraÅŸtırmaları Merkezi (Ä°SAM) tarafından hazırlanarak araÅŸtırmacıların istifadesine sunulmuÅŸtur.
Sosyal bilimler alanında bazı kavramlar çeşitli boyutlarıyla tartışılmaktadır. Bu kavramlardan biri de imaj kavramıdır. İmaj, kısa ve öz olarak görünüm ve izlenim olarak ifade edilmekle birlikte bir temsil boyutu da bulunmaktadır. Özellikle kitle iletişim araçları imajın temsilinde ve sunumun da önemli bir mecra olarak görülmektedir. İmajın siyasal alandaki uygulama ve pratikleri siyasal imaj olarak nitelendirilmektedir. Tarihin her döneminde liderler ve yöneticilerin toplum tarafından algılanması ve değerlendirilmesi önemli olarak görülmüştür. Günümüz de ise siyasal imaj, değişen yönetim anlayışları ve toplumsal yapı ile birlikte daha da önemli hale gelmiştir. Demokratik siyasal sistemlerde siyasal imaj, seçmen tercihini etkileyen faktörlerden biri olarak görülmektedir. Bu çalışmada siyasal imaj, farklı boyutlarıyla ele alınmaktadır. Bu çerçevede hem teorik hem de uygulama içeren bölümler ile siyasal imaj açıklanmaya, analiz edilmeye ve değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
Avicenna, 980-1037; Islamic scholar; criticism and interpretation; Islamic philosophy; congresses.