You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
Bu çalışma bestecilerimizin oratoryolarını bir araya getirmeyi ve tanıtmayı amaçlamaktadır. Müzik kurumlarımız, araştırmacılarımız, orkestralarımız ve yorumcularımız için bir el kitabıdır. Bu kitapta tarihsel sıralama Ahmed Adnan Saygun’dan başlayarak günümüze kadar gelmektedir. Kitapta yer verilen oratoryo bestecilerimiz: Ahmet Adnan Saygun, Sabahattin Kalender, Ertuğrul Oğuz Fırat, Nevit Kodallı, Ali Doğan Sinangil, Çetin Işıközlü, Mete Sakpınar, Aydın Karlıbel, Betin Güneş, Ali Rıza Saral, Ali Hoca, Hasan Uçarsu, Mustafa Erdoğan, Orhan Şallıel, Can Atilla, Sabri Tuluğ Tırpan, Fazıl Say, Kıvanç Tepe, Halil Levent Kuterdem, Hasan Niyazi Tura. Belge niteliği taşıyan kitabımızın müzik literatürümüze katkıda bulunmasını diliyoruz.
Sevebilirdi belki kalp, intikamın esiri olmasaydı. Beş yıldır süren esir hayatından kurtulacağı anı bekleyen Eyşan’ın son umuduydu belki de Tuğra. Sahte bir kimlikle hiç bilmediği intikam oyunlarının arasına düşerken kalbinde filizlenen aşktan da bihaberdi. Yıllarına ve ailesinden ayrılmasına sebep olan adama bedel ödetmek isterken yine en büyük acıyı kendisi yaşayacaktı. Eyşan Karayel, kalbi kırık ve savunmasız genç bir kız olsa da asla pes etmeyecek kadar da güçlüydü. Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği biri tarafından gelen yardım ise tüm hayatını değiştirecekti belki de. İntikam duygusuyla yanıp tutşanların hikâyesi…
Çünkü en mutsuz olduğum anlarda bile sırf sen Gamzeli dediğin için gülümsüyorum ben... Hayat ne verdiyse, hınç yapmış, kin tutmuş, geleceğe pusu kurmuş bir düşman gibi her şeyimi almak için savaş halinde. Bir ben köhne kalplerin ücra şehirlerine harabe inşa etmişim. Hani adım atacak yer, dönecek mesafem bile kalmamış hunharca girdiğim çare deliklerinde. Kısmet mutsuzluğu reva görmüş gibi bana, ne ferah bir nefes çektiriyor ciğerlerime, nede dilim kuş gibi cıvıldıyor salt gerçeklerin ışığına. Şimdi mühür yemiş gözlerimde hep bir hüzün sultanlık kurmuş, genzime ilmek ilmek ıstırap düğümleri dokunuyor… En acısı da, bakamıyorum artık sevdiğimin gözlerine özgürce, hatalı gibi, günahkâr gibi, yalancı gibi utangacım aşk vurmuş ifadesine... Ve o bunlardan habersiz her başını kaldırdığında, ben bir kere daha vurulup, her seferinde olduğu gibi can veriyorum gamzelerinin gölgesinde.
Birlikte varlığı meydana getiren üç olgu; beden, ruh ve zihin. Zamanı tanımlamamıza yarayan üç temel kavram; geçmiş, bugün ve gelecek. Hayatın tamamını oluşturduğuna inandığımız üç dönem; doğum, yaşam ve ölüm. Gökten düşen üç elma; Görkem, Necip ve Sevda… Biri şüpheci, biri hazcı, diğeri ise akılcı olan ve birbirini tanımayan üçlü, hiçliğin ortasındaki ahşap bir evde uyanır. Konumu ve işleyiş biçimiyle bir hayli garip olan bu yarı canlı evde neden bulunduklarını, nereye gideceklerini ve gerçekte kim olduklarını çözmeye çalışırlar. Karşılaştıkları, kimi zaman dost kimi zaman düşman, diğerleri ile kafa kafaya vererek e...
Motion pictures; Turkey; history.
Exploring English Lyrics is the most unified collection of English art texts with transcriptions available, containing 790 unique art song selections with pronunciation as defined by the International Phonetic Alphabet (IPA). It is an invaluable resource for both the native speaking singer and singers with no previous exposure to the English language. These lyrics span nearly 500 years of art song history with texts set by more than 129 composers. Diverse segments of British, American, African American, Canadian, Scottish, Irish, and Australian cultures are represented. The scope of the lyrics selected includes works appropriate for beginners as well as those being performed by the world’s...
"İnsan ne kadar akıllı olduğunu anlayamayacak kadar saftır." diye düşündü filozof. Sonra öğrencisine; "Siyahlar ve Beyazlar birbirleri ile evlendiklerinde ya mutluluğun başlangıcı ya aşkın bitişi ya da bir melezin doğuşudur. Siyahlar ve Beyazlar her şeyin ayrışımı gibi gelmiyor mu? Savaş - barış, mutluluk - mutsuzluk, zenginlik - fakirlik, sevgi - sevgisizlik, güçlü - güçsüzlük, Firavun - Musa gibi. Buna benzer çok şey sıralayabilirsin. İnsanlık var olduğundan beri Siyahlar - Beyazlar hakkında karar verme lüksüne sahip olduklarını düşünmüyorlar mı? Siyahlar dediğimde sadece siyah renkli insanlar aklına gelmesin, siyahlığın içinde bütün ezilmiş halklar var. Dünya var oldukça siyahlarla beyazların savaşı devam edecek. Devrimi gerçekleştirecek olan ise onların çocukları melezlerdir." dedi. Sonsuzluğa doğru yürürken öğrencisine dönüp: " Daha fazlasını merak ediyorsan Siyahlar - Beyazlar ve Melezler kitabını oku" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye’nin Soğuk Savaş’a dâhil oluşuyla birlikte, antikomünizm siyasetin merkezine yerleşir ve ülkenin her alanına sirayet ederken, bunun edebiyat alanına yansıması da kaçınılmaz olmuştur. Bu antikomünist dalga, sağcı edebiyatçıların solun kültürel hegemonyasına karşı yazdıkları yazılarda ve ürettikleri eserlerde kendini göstermiştir. Fatih Yaşlı, Devlet, Düzen, Anarşi’de antikomünizmin edebiyattaki yansımalarını iki boyutuyla inceliyor. Bir yandan Türk sağının edebiyatçı kimlikleriyle politik kimliklerini birleştiren Nihal Atsız, Necip Fazıl, Peyami Safa gibi isimlerinin Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Aziz Nesin gibi solcu yazarlara ...