You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
INTERNATIONAL WORKSHOPS (at IAREC'17) (This book inclueds English (main) and Turkish languages) International Workshop on Mechanical Engineering International Workshop on Mechatronics Engineering International Workshop on Energy Systems Engineering International Workshop on Automotive Engineering and Aerospace Engineering International Workshop on Material Engineering International Workshop on Manufacturing Engineering International Workshop on Physics Engineering International Workshop on Electrical and Electronics Engineering International Workshop on Computer Engineering and Software Engineering International Workshop on Chemical Engineering International Workshop on Textile Engineering I...
Kurtuluş Savaşı biter bitmez Şeyh Sait Ayaklanması çıktı (1925); Musul Türkiye’nin elinden gitti. Bir yıl sonra da, arkasında İttihatçıların bulunduğu İzmir Suikastına kalkışıldı (1926). Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşıyla yönetimi ele alan asker-sivil kadronun, devrimleri tek parti düzeni içinde gerçekleştirmesine ve –o günkü deyişiyle- istiklal-i tam inancına dayalı bağımsız devlet yapısı oluşturmasına yol açan Şeyh Sait Ayaklanması ve İzmir Suikastı, birbirini izleyen iki büyük olaydır. Bu iki olaydan sonra devrimlerin yolu açılmıştır. Olayların bu açıdan incelenmesi gerekir. Uğur Mumcu
None
1960-1980 yılları arasında Türkiye’de var olan komünizmi karşıt görüşlerin bakış açısından da araştırmak olayların daha anlaşılır ve yol gösterici hal almasında faydalı olacaktır. Çünkü komünizmin Türkiye’de var olmak ve adını duyurmak konusunda kamuoyu oluşturmasında kaynağı biraz da anti-komünizm olmuştur. Biz bu çalışmada Fedai dergisinin bakış açısına değinmek ve olayları geçmişten alıntılayarak olayları tahlil edişini aktarmaya çalıştık. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. I. bölümde Fedai dergisinin sahibi olan Kemal Fedai Coşkuner’in hayatı ve fikirlerine kısaca değinilmiştir. II. bölümde Fedai dergisinin yayın politikası ve komünizme bakış açısı ayrı başlıklar halinde aktarılmaya çalışılmıştır. III. bölümde ise dış Türklerde komünizm başlığı yer almaktadır. Konuyu kaynağına sadık kalarak öznellikten uzak bir şekilde işlemeye gayret gösterdik. Böylesi bir konuyu hazırlayabilme cesaretini veren, gösterdiği sabır ve samimiyetinden dolayı danışmanım Doç. Dr. Mehmet Pınar’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
This Handbook discusses the new political and social realities in Turkey from a range of perspectives, emphasizing both changes as well as continuities. Contextualizing recent developments, the chapters, written by experts in their fields, combine analytical depth with a broad overview. In the last few years alone, Turkey has experienced a failed coup attempt; a prolonged state of emergency; the development of a presidential system based on the supreme power of the head of state; a crackdown on traditional and new media, universities and civil society organizations; the detention of journalists, mayors and members of parliament; the establishment of political tutelage over the judiciary; and...
The oldest son of Sheikh Hassan Yousef, a founding member of Hamas, reveals new information about the world's most dangerous terrorist organization, unveils the truth about his own role in the organization, and explains his dangerous decision to make his newfound Christian faith public.
Karabatak İki Yaşında “Büyüklere deseniz ki: ‘Pembe tuğladan bir ev gördüm, pencerelerinde sardunyalar, damında güvercinler vardı…’ Bu evi gözlerinin önüne getiremezler. Onlara şöyle demeniz gerekir: ‘Yüz bin franklık bir ev gördüm.’ Bunun üzerine haykırırlar: ‘Ne kadar güzel ev!’” Sayıların insanlar için ne kadar önemli olduğunu Küçük Prens bu sözleriyle sürekli hatırlatır bize. Çünkü sayılarla başlarını dik tutar insanlar, sayılarla omuzlarını düşürürler, sayılarla sevilirler ve yine onlarla mahrum bırakılırlar her şeyden. Oysa çoğalıp azalsalar da rakamların önemli olmadığı alanlar mevcuttur hayatta ve bu ala...
İslam ve Türk Dünyası son üç yüz yıllık dönemde sürekli olarak bir soruya cevap ve batı uygarlığı ile eşit göz hizasında muhatap olamama sorunsalına bir çıkış yolu bulmaya çalışmıştı. Cevabı aranan temel soru bugün de güncelliğini koruyan; niçin batı uygarlığı karşısında sürekli bir gerileme yaşandığıydı. Bir türlü çözülmesi mümkün olmayan sorun ise mesafenin giderek açılması ve İslam coğrafyasının batı dünyasının sömürge topraklarına dönüşmesiydi. Bu açmazı çözmeye dönük en önemli arayış merkezi doğal olarak Türkiye idi. Çünkü uzun yüzyıllardan beri bağımsız, önemli bir zaman diliminde Avrupa devletleri ve uygarlığı üzerinde ciddi bir otorite kuran Osmanlı Devleti burada kurulmuş ve gelişmişti. Aynı topraklar bu defa 19.yüzyılda başlayan ve 20.yüzyılda tamamlanan hızlı bir parçalanma ve çöküşe tanıklık etti.