You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Gerek Osmanlı Devleti gerek Büyük Britanya Krallığı, tarihin belirli dönemlerinde küresel süper güç olmayı başarmış ve imparatorluk olarak anılmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde, bu iki devletten Osmanlı İmparatorluğu siyasi ağırlığını kaybederken Britanya Krallığı ise yükselişe geçmişti. Bununla beraber her iki devlet de 18. yüzyılda Avrupa dengeler sistemi içinde önemli birer oyuncu konumundaydı.Devlet arasında denge ve rekabete dayanan bu konjonktür içerisinde, Britanya’nın İstanbul’daki büyükelçiliğine atanan James Porter 1747-1762 yılları arasında bu vazifeyi sürdürmüştür. Hem ticaret dünyasının içinden gelen bir tacir he...
Kitabımız beş bölümden oluşmaktadır. Öncelikle Giriş kısmında Osmanlı İmparatorluğu’nun XVII. yüzyıla girerken genel durumunu özet-leyerek konjonktüre dair bilgi verilmesi uygun görüldü. Ardından birinci bölümle birlikte Osmanlı-Dubrovnik ilişkilerini etkileyen ve dördüncü döne-mi başlatan “bozulma” ve “değişim”in sebeplerini ortaya çıkaran olay başlıklar altında işlendi. İkinci bölümde yüzyılın önemli bir kısmına yayılan Venedik-Dubrovnik husumeti Osmanlılarla ilişkiler perspektifiyle ele alın-maya çalışıldı. Üçüncü bölümde Osmanlı korsanlarının, merkezî siyasetin hilafına Dubrovnik’e ve Dubrovniklilere karşı ...
Her Osmanlı tarihçisinin elinden düşürmemesi gereken ‘Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi birçok ilaveyle genişletilmiş 9. baskısı çıktı. ‘Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi’, herhangi bir araştırmada kullanılması gereken yerli ve yabancı kaynaklar ile daha önce o konuda yapılmış araştırmaların neler olduğunu görmek için ideal bir el kitabıdır. Osmanlı tarihinin ana kaynakları olan kronikler, şahnameler, gazavatnameler, fetihnameler, sefaretnameler, ıslahatnameler, surnameler ve biyografi kitapları ile Osmanlı İmparatorluğu için Türk tarihleri kadar önemli olan yabancı kaynaklar (Arap, Bizans, Bulgar, İran, İtalyan, Macar ve Sırp) hakkında...
Hem Doğu hem de Batı kültürüne aşina olan Fatih Sultan Mehmed, Yunanlı Diyojen'i, Herodot'u, Romalı tarihçiler Livius ve Rufus'u, Büyük İskender'in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardlar'ın vekayinamelerini okumuştu. Sezar'ı, İskender'i, Anibal'i, Afrikalı Scipio'yu, Pyrhus'u ve Keykavus'u aşmak niyetinde olduğunu söylerdi. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanlı Devleti bir dünya gücü hâline geldi. Fatih'in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine, bürokrasiden saray idaresine kadar birçok alanda klasikleşmenin başlangıcıdır. Kendisinden sonraki dönemin siyasî, idarî ve hukukî yapısını şekillendiren bir hükümdardır. Bu eserde bir cihan hükümdarının renkli şahsiyetini ve fetihlerini bulacaksınız.
Osmanlı Devleti’nin XVI. yüzyılda dönemin süper gücü haline gelmesinde, Akdeniz’de Osmanlı hâkimiyetinin sağlanmış olmasının önemli yeri vardır. Bu hakimiyetin Eski Dünya’da genişlemesi ve korunmasında Barbaros kardeşlerin ve elbette Turgut Reis’in de büyük rolü olduğu bilinmektedir. Turgut Reis Türk Denizcilik Tarihi Sempozyumları dizisi, bu büyük denizcinin doğum yeri olan ve ismiyle anılan topraklardaki hatırasını yâd etmek, bu tür bilimsel toplantılar ve akabinde yayımlanacak eserlerle bu hatırayı taçlandırmak ve nihayet sonraki nesillere intikal ettirmek amacıyla tertip edilmekte ve geleneksel hale getirilmeye çalışılmaktadır. Bu ba...
Kral Öldü Yaşasın Kral "Âşık-ı sâdıkda dîl birdir olur mu yâr iki Hiçbir taht üstünde mümkün müdür hünkâr iki” II. Selim Kral Öldü, Yaşasın Kral: Osmanlı’da Cülus, Veraset ve Meşruiyet kitabı, Osmanlı tarihi alanında özellikle birinci el kaynakları kullanarak yaptığı emsalsiz çalışmalarla tanıdığımız Prof. Dr. Ali Akyıldız’ın yıllarca emek verdiği bir çalışmanın ürünü. Kral Öldü Yaşasın Kral, Osmanlı padişahlarının tahta oturmaları ve ardından iktidar değişikliğine bağlı olarak gerçekleştirilen bazı uygulama ve ritüellerin incelendiği bu kitap, konuyu imparatorluğun başlangıcından sonuna kadar bir bütünl...
1930 Municipality Election and 1946 General Election in Turkey were pretty similar, although there are 16 years behind them. In essence we can sum up two elections like this: One powerful Rulling Party( Republican People’s Party) against a promosing and suprisingly generally supported Opposition Party. In 1930 that Opposition was Free Republican Party which was founded by Ali Fethi (Okyar) Bey, an ex prime misinter, and had been supported by President Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) Pasha himself. In parallel in 1946 that Opposition was Democrat Party which was founded by Celal Bayar, also an ex prime minister, which was somehow well received by President Ismet Inönü. Both of the Oppositio...
Thirteenth century could be the perfect time for invading politically divided Europe. One of the main powers of the continent which were Holy Roman Empire, Papacy, Hungarian Kingdom and Poland had strong conflicts among each other. During the Mongol Invasion, there were power struggle between Holy Roman Emperor Frederick II. and the Papacy in Europe. To Central Eastern Europe, Hungarian Kingdom and Poland had internal struggles. Also, Poland divided to four principality, Hungarian Kingdom had economic problems therefore, the King did not have absolute control on his Barons at the country. This study aims to reveal the effects of Mongol Invasion on the Hungarian Kingdom in the following sections: Mongol history, military structure and their expeditions to Europe. Hungarian history, the conquest of Carpathian Basin, the Christianization of the Hungarians and the Golden Bull which was important for Hungarian internal affairs. Also, The Medieval European military structure during the Mongol Invasion period. Battle of Móhi. Also, situation of the Hungarian Kingdom after the Mongol Invasion and the effects of the Battle of Móhi.
Türkiye'de Sabatay Sevi ve dönmelik en merak edilen ve en çok üzerinde efsane üretilen konuların başında gelir. 17. yüzyılın ikinci yarısında mesihim diye ortaya çıkarak, bütün dünyadaki Yahudiler'i heyecanlandıran Sabatay Sevi, Osmanlı yönetiminin konuşmalarını boş sözler olarak nitelendirip, sorguya alması üzerine Müslüman olarak kellesini kurtarabilmişti. Mehmed ismini alan Sabatay Sevi'nin bazı taraftarları da efendilerinin izinden giderek Müslüman oldular. Böylece görünüşte Müslüman, gizli olarak da Yahudiliği sürdüren ve "dönme" adı verilen bir topluluk ortaya çıktı. Ülkemizde günümüze kadar gelen bu topluluk hakkında birçok şehi...