You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor? Elinizdeki kitap, insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor. İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz? Bedensel ihtiyaçları karşılanan insan neden mutlu olamıyor? Yüz yıl önceki insanların bi...
Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor? Elinizdeki kitap, bir üçlemenin üçüncü kitabıdır. İnsanın Fabrika Ayarları serisi bir bütün olarak insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor. • İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz?...
Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor? Elinizdeki kitap, bir üçlemenin ilk kitabıdır. İnsanın Fabrika Ayarları serisi bir bütün olarak insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor. • İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz? • Be...
Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu “insan” iken, bilim de bu kadar açık ve net bir araçken bu kadar anlaşmazlık nereden geliyor? Elinizdeki kitap, bir üçlemenin ikinci kitabıdır. İnsanın Fabrika Ayarları serisi bir bütün olarak insanlığın gereklerini İFA edebilmek için, bilimsel gerçeklere farklı bir çerçeve öneriyor. İnsanın Fabrika Ayarları, kendinizi başka bir bakış açısından bir kez daha anlamaya davet ediyor. • İnsan neden bu kadar çıplak ve aciz? •...
Endişeyi bir havuza benzetirsek, evham ve vicdan bu havuzu dolduran iki musluk gibidir. Bu musluklardan ilki havuzu “başımıza za kötü bir şey gelecek”lerle, diğeri de “kötü bir şey yaptı”larla doldurur. Sonuçta havuz taşar, yani endişe problemleri yaşarız. “Eyvah!”, size yaşam boyu sürebilen bu havuz problemini sağlıklı bir yolla çözmek için ipuçları ve kendi kendinize uygulayabileceğiniz öneriler sunuyor. Kitapta, evhamı ortaya çıkaran düşünce kalıplarını, vicdan karşısında sınırlarımızı koruma tekniklerini ve bu sorunların altında yatan Adaleti Sindirme kavramını bulacaksınız.
“Bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil… Her şey bir hayalle başladı aslında. Önce aşkı hayal ettim. Sonra bir âşık ve hayalime aşk ettim sonra. Sana anlattıklarım bir hurafeye dönüşmüş garip bir mezarın hikâyesi... İnanmak zor belki lakin inanmamak daha zor. İstanbul; aşkın gönle düştüğü şehir, aşkın hayalle örtüştüğü, ölümle buluştuğu şehir... Her taşında bir aşkın izi var. Aşk var kâri, aşk var. Şükür ki var. Ve ben işte İstanbul’un bu aşklarının efsaneye düşmüş halini anlattım sana. Aşk... Ve ölüm. Ve hikâye... Bil ki aşk için gönül lazımdır, gönlü bilmek lazımdır ve bilmek için de ölmek lazımdır. Demem o ki aşk gönlün, ölüm de ömrün zekâtıdır. Ve aşk gönlün; ölüm de ömrün kirini alır da gider. Bu yazdıklarımın hepsi doğrudur demiyorum sana. Doğru ve gerçek olanları da var elbet. Lakin ben yalnızca hayal ediyorum. Zira bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil.” *** Fatih Duman, İsimsiz Kitap'ta, sizi, Telli Baba'nın gizem ve hüzün dolu öyküsünü okumaya davet ediyor... (Nesil Yayınları)
Elinizde bulunan kitap Tarihi Kütüphaneler, Cumhuriyet Dönemi Kütüphaneleri, Dünya Kütüphaneleri ve Tarih Boyunca Türklerde Kitap başlıklarıyla dört bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde 19 farklı üniversitede çalışan 30 akademisyenin kaleme aldığı alana katkı sağlayan 27 yazı bulunmaktadır. Bahsi geçen 27 yazı dışında Mustafa Vedat Sönmez ile yapılan bir de röportaj yer almaktadır.
None
Öyle bir kitap ki, kendinden önceki bin yılın tozunu alıp kendinden sonraki bin yıl(lar)a damga vuracak ihtişamı ve enginliğiyle miladın ilk bininci yılın henüz tamamlanmamışken bir dâhinin kalemiyle hayat buluyor. O kalem, tam 1178 yıl sonra bugün hala yazmaya devam ediyor aslında. Biz hala, o kalemin yazdıklarını, yazıyor olduklarını okumaya devam ediyoruz. Ya da belki yeni başlıyoruz… Zira ilginçtir ki, içinde yaşadığımız bu coğrafyanın en önemli şaheserlerinden biri olmasına rağmen, yazılmasının hemen üzerine ve sonra yüzyıllar boyu çeşitli dillere tercüme edilmiş olsa da, dilimize ve kültürümüze bugüne dek kazand...