You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
The book Current Debates in Linguistics&Literature is the collection of the papers about various studies in the fields of linguistics and literature presented in The VI. International Congress on CUDES 2017. The articles are dealt with different topics ranging from fictional and literary genres such as novels, poetry, drama, and film to non-fictional types such as translation and language teaching.
"Sokağa Çıkma Yasağı", bir 'düş' ülkesinde geçmektedir. Sıradan bir şehirde, sıradan bir otelin lobisinde, raslantı sonucu bir araya gelen ve daha önceden biribirlerini hiç tanımayan insanların trajikomik öyküsünü anlatır. Dışarıda sokağa çıkma yasağı sürmektedir. İsimleri yoktur rol kişilerinin. Oteldeki oda numaralarıyla anılmaktadırlar. Türlü çeşit baskının hüküm sürdüğü, kişilerin kimliksizleştirildiği bir ortamda, kendilerine, geçici de olsa, bir düzen oluşturma çabası içersindedirler. Oluşturdukları 'düzen' ise, halihazırda dışarıda var olanın küçük bir benzeri ya da uzantısı olmaktan öteye gidemez. Düş ile gerçe...
BABA: Giderek yaklaşıyor.. Çaresiz, kıpırdayamıyorum yerimden.. Yerim? Benim bu salondaki yerim burası değil aslında.. Şu koltuk benim yerim. Oraya oturdum yıllarca. O köşeye.. Ama artık bütün köşelere oturmalıyım.. teker teker.. Her noktanın tadını çıkarmalıyım... Giderayak. (Kıyamet Sularında, 2.Perde, 2.Sahne) Genç Adam : Tek.. bir.. şiir kalacak geriye. Buruşturup, mutfak penceresinden apartman boşluğuna attığım tek.. bir.. şiir. Yoo, şiir değil. Şiir müsveddesi. Karalama.Saçmasapan sözcükler işte. Ne dersen de adına. (Kızıl Ötesi Aydınlık. 1.Perde, 1.Sahne) Niobe - Sürekli genişliyorlar. Ne güzel. Oysa ben çocukken sabitti uzay. Biz dört duvarlı bir kainatta büyüdük. Bu nedenle de katlanamıyoruz her şeye. Fermion’un babaannesi elmasa dönüşüyor.Tam altı parmaklıklı bir hücreden bakıyormuşuz hayata, tutsak beynimizle. Öyle söyledi sevgili Stan. Yayınevi: Cinius Yayınları
Kadın - Çok çekiciydin Evaristo, çok. Yani çok daha eskiden demek istiyorum. Daha doğrusu, o yitik kuşağın kadınları henüz çiçek çocuklarına hamile kalmamışken. Tango kokusu vardı havada. Ve ihtirasın ayak sesleri... (Evaristo) Sezar – Oysa eski çağlarda durum çok daha farklıydı. Önce bütün kitabın yazımını bitirirdi tanrılar. Sonra sayfalar temize çekilir, ceylan derisiyle ciltlenir ve ‘kader’ adı altında yollarlardı rol sahiplerine. Bası sonu belli bir piyes gibi. (Prömiyer, 1. Perde, 3. Sahne) Selami- Canım pelerin kan içinde kalmış. Gömlek de öyle. Iyice bir temizletmeli bunları. Anma gecesinde lazım olacak. Bir de fotografı olsaydı keske. Çogaltıp yakalarımıza iğnelerdik. (Üstat Harpagon'a Saygı ve Destek Gecesi , Son Sahne) Yayınevi: Cinius Yayınları
None
None
Films often act as a prism that refracts the issues facing a nation, and Turkish cinema in particular serves to encapsulate the cultural and social turmoil of modern-day Turkey. Acclaimed film scholar Gönül Dönmez-Colin examines here the way that national cinema reveals the Turkish quest for a modern identity. Marked by continually shifting ethnic demographics, politics, and geographic borders, Turkish society struggles to reconcile modern attitudes with traditional morals and centuries-old customs. Dönmez-Colin examines how contemporary Turkish filmmakers address this struggle in their cinematic works, positing that their films revolve around ideas of migration and exile, and give voice to previously subsumed “denied identities” such as that of the Kurds. Turkish Cinema also crucially examines how these films confront taboo subjects such as homosexuality, incest, and honor killings, issues that have only become viable subjects of discussion in the new generation of Turkish citizens. A deftly written and thought-provoking study, Turkish Cinema will be invaluable for scholars of Middle East studies and cinephiles alike.
Haluk Bilginer, Meral Okay, Ece Ayhan, Tarkan, Tuncel Kurtiz, Mina Urgan, Murathan Mungan, Mehmet Teoman, Ayşe Şasa, Enis Batur, Cem Karaca, Hrant Dink, Nükhet Ruacan, Jak Deleon, Osman Şahin, Şakir Eczacıbaşı… Kiminin çırağı oldu, kimiyle omuz omuza yürüdü, kimiyle eşsiz anlar paylaştı… Duygular, heyecanlar ve yaşanmışlıklar biriktirmiş bir kültür emekçisinin dilinden, tanıdık tanımadık 72 renkli portre! Yazar, çevirmen, radyo programcısı ve eleştirmen Sevin Okyay, yaşamında iz bırakan dostlarını, çalışma arkadaşlarını ve aile üyelerini samimi ve neşeli üslubuyla anlatıyor. Keskin belleğinden taşan portreler eşliğinde 1980 sonrası İstanbul’un kültür sanat dünyasının sokaklarında dolanıyor, konserlerin, festivallerin ve medyanın koridorlarında yankılanan değişimin sesine kulak veriyor.
YÜZYILIN 40 OYUNU Notos’un 14. Büyük Soruşturması • Charles E. May: Öyküler Neden Vazgeçilmezdir ve Neden Pek Az Okunur • Semih Gümüş: Düzyazının Değiştiği Anlar • Zeynep Bengü: Sade Bir Ruh, Görkemli Bir Ressam: Séraphine Louis • Atilla Birkiye: Hayattan Sayfalar ve Kusturica Edebiyatımızın önde gelen dergilerinden Notos, her yıl farklı bir konuda düzenlediği geleneksel yıllık soruşturmalarının on dördüncüsünün sonuçlarını Şubat-Mart, 80. sayısında açıkladı. Bu yılki soruşturmanın konusu, tiyatro dünyasının dışındaki herkesin büyük ölçüde ilgi alanı dışında kalan oyunlar. Oyun metnini bir edebiyat türü olarak öne ...