You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Avrupa Birliğinde Siyasal Bütünleşme / Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikasının Oluşumu Bu eserde, AB Siyasi İşbirliğinden Acil müdahale Gücü'ne kadar Avrupa'nın Siyasal bütünleşme alanında kaydettiği mesafe incelenmektedir. Özellikle Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikasının yeni bir açılımı simgeleyen Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası hem NATO bünyesi içerisinde oluşturulan AGSK nedeniyle, hem 1999 Helsinki zirvesinde aday ilan edilmemiz nedeniyle Türkiye'yi yakından ilgilendirmektedir. Eser, giriş ve sonuç bölümleri dışında beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ODGP kuramsal açıdan incelenmektedir. Bu bölümde önceli...
Karen Fogg Dosyası, tarihe ışık tutmak için hazırlandı. Bu eseri hazırlarken kesinlikle kendilerini "ulusal güçler" olarak adlandıran kesimlerin vurucu kalemi olma amacı taşımamıştır. Keza, Büyükelçi Karen Fogg'u aklamak ve yaptıklarını masum göstermek de kitabın hedefi değildir. Siyasi yelpazenin farklı kesimlerinin görüşlerini en demokratik biçimde yansıtan bu eserde, nihaî karar okuyucuya bırakılmıştır. Karen Fogg olayının en olumlu tarafı, belki de, Türkiye'nin kendini yeniden keşfetmesine vesile olmasıdır. Enflasyon, işsizlik ve büyüme gibi kronik ekonomik sorunlara ilave olarak, stratejik önem, Türk kimliği ve Sevr tartışmaları, bu ...
Sayın Anıl Çeçen sunuş yazısında, “Balkanizasyon, Çözülme ve Matruşka Devletler” kitabını şöyle yorumluyor: “Balkanizasyon kavramı, yanı başımızdaki Balkan Yarımadası’ndan çıkarak dünya kamuoyuna yayılan bir deyimdir. Yedi asırlık Osmanlı İmparatorluğu, Balkan topluluklarının bağımsızlık mücadelelerine girişmesiyle beraber tarih sahnesinden çekilirken devletlerin ve ülkelerin parçalanması Balkanizasyon kavramı ile ifade edilmeye başlanmıştır… Böylesine zor ve karmaşık bir konuyu bilimsel bir çalışma ile değerlendiren Erdem Eren’i kutluyor ve bundan sonraki bilimsel çalışmalarında başarılar diliyorum. (Kitabın Sunuş B...
Londra ve Zürih Antlaşmaları ile kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, ancak üç yıl yaşayabildi. 1963 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Makarios’un sunduğu Anayasa’da değişiklik talebi, taraflar arasında gerilim oluşturdu. 13 maddelik değişiklik talebi, 1960 Anayasasında Kıbrıslı Türklere verilen eşit kurucu ortaklık haklarını ortadan kaldırıyordu. Kıbrıslı Türklerin, tek taraflı olarak Parlamento’dan geri çekilmeleri, Kıbrıslı Rumların, tek taraflı olarak anayasada değişikliğe gitmeleri ve Kıbrıslı Türklere ancak anayasal değişikliği kabul etmeleri halinde Parlamento’ya geri dönmelerine izin vermeleri, taraflar arasında çatışmaların ...
Dil ile toplum ilişkisi üzerinde 18., 19. yüzyıllardan bu yana durulmaktadır. Daha o yüzyıllarda devlet adamı, düşünür ve dilci olan W. von Humboldt (1767-1835), dilin gelişmesini toplumda olan değişmeler, kültür ve düşünce alanındaki gelişmelerle açıklamaktadır. Toplumda olan değişmeler ise tek yönde olmaz. Toplumun bütün dalları birbirine bağlıdır. Bir yönde olan değişmeler, öteki yönleri de etkiler. Bir başka deyişle “toplumun bütün dalları birbirine bağlı olarak değişir” (AKARSU, 1955:85). Cumhuriyet döneminde Türkiyede toplum yapısındaki değişmeleri eğitim düzenindeki, yazıdaki, kılık kıyafetteki daha pek çok değişikliğ...
Taşıdığı tüm siyasi ve ekonomik potansiyele rağmen, Karadeniz havzası uluslararası ilişkiler yazınında ve bölge ülkelerinin dış politika yönelimlerinde ikincil bir konumda kalmıştır. Hâkim yaklaşım bölgeyi ulaştırma ve enerji taşımacılığı için gerekli bir coğrafi mekâna indirgemekte veya havzayı farklı jeo-stratejik güçlerin karşı karşıya geldiği bir çatışma alanı ya da bir tampon bölgeden ibaret görmektedir. Çoğu bölge ülkesi için Karadeniz havzası birincil jeo-politik çıkar alanlarındaki güç pozisyonlarını geliştirmek veya önemlerini arttırmak için araçsallaştırdıkları ikincil bir bölgedir. Ancak daha barışçı, mü...
Cevat Rifat Bey (Atilhan), Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadeleye katıldı. I. Balkan Savaşı’nda Edirne müdafaasında gösterdiği kahramanlık ve cesaret Bulgarlar tarafından bile takdir edildi ve esir tutulduğu Sofya’da kendisine “Bulgar İmtiyaz Madalyası” takdim edildi. I. Dünya Savaşı’nda Filistin-Suriye Cephesi’nde bulundu ve Mersinli Cemal Paşa’nın yaverliğini yaptı. Birinci ve İkinci Gazze savaşlarına katıldı. İkinci Gazze Meydan Savaşı’nda üç yüz elli kişilik müstakil bir müfreze ile İngiliz ordusuna yaptığı taarruzla savaşın Türkler lehine gelişmesinde büyük rol oynadı. 1916’da Yahudiler tarafından kurul...
Doğu Akdeniz, gerek Ortadoğu gerekse küresel siyasette giderek önemi artan bir bölge hâline gelmiştir. Keşfedilen hidrokarbon rezervleri öncelikle Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkeleri bölgeye yönelik aktif yoğunluk gerektiren stratejiler yürütmeye iterken, enerji sektöründe öne çıkan aktörleri de bölgedeki kaynakların küresel piyasalara sürülmesinde rol oynamaya sevk etmiştir. Bu durum bölge ülkelerinin kalkınması ve iş birliği için bir fırsat olarak görülebilecekse de bölge genelindeki siyasi krizler Doğu Akdeniz’in bir rekabet alanı olarak ön plana çıkmasının önünü açmıştır. Doğu Akdeniz’in artan öneminden hareketle bu kitap, bölgesel ve küresel aktörlerin Doğu Akdeniz stratejilerini ele almaktadır.
“...Tüm sanatlar başlanğıçta zorunlu bir gereksinimden doğmuşlardır. Sanat, insanın yaşam kavgasında kendi gücünü ve karşısındaki güçleri tanımasına yardım etmiştir. Sanat, ilkel toplumlarda doğanın gizemli görünen güçlerini etkilemeğe yaramıştır. Sanat, kollektif bir coşku yaratarak insanı çalışmaya yöneltmiş onu eğitmiş, işine tat katmıştır. Sanat, gelişimi boyunca öğrenmeğe, düzeltmeğe, geliştirmeye, değiştirmeye katkıda bulunmuş, bunu yaparken kendine özgü güzelliğini yaratmış, bu boyutu ile işlevini bir kat daha başarı ile gerçekleştirmiştir. Sanat, görevini işlevselliği ile olduğu kadar, sanatsallığı ile de y...
Kırk yılı aşan süredir, Kıbrıs meselesinde bir uzlaşma sağlanamamasının başlıca nedeni, "uluslararası camia" diye tabir edilen ABD ve İngiltere gibi güçlü ve etkili devletlerin, kendi ulusal çıkarları nedeniyle, Kıbrıs konusuna doğru bir teşhis koymaktan bugüne kadar kaçınmış olmalarıdır. Meselenin haline yardımcı olmak isteyen çevrelerin önce Kıbrıs meselesinin ne olduğunu araştırmaları, bu meseleyi iyice irdelemeleri ve bu amaçla her şeyden önce, "Kıbrıs meselesi nedir?" sorusuna kendi kendilerine sormaları gerekir.