You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Analysis of New Applications in Hotel Enterprises Main Departments , Livre de Lyon
Amerika Küsmesin “Milliyetçilik, Türk’ün hakkını gavura yedirmemektir.” Dışişleri eski Bakanı Turan Güneş’e ait bu sözler. ABD’nin, “Haşhaş ekimini yasaklayın” talebine hayır dendiğinde, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında, Aliağa Rafinerisi devletleştirilmek istendiğinde, yani “Türk’ün hakkını gavura yedirilmemek” istendiğinde çılgına dönen, “Aman Amerika’yı küstürmeyelim” diye telaşlanan da Başbuğları dahil kendilerine milliyetçi diyenler!.. Türkiye’nin yakın tarihi, “Türk’ün hakkını gavura yedirmemek”ile “Aman Amerika küsmesin” arasındaki amansız mücadelenin tarihi adeta. Uğur Mumcu bu tarihi, “tam bağımsızlık” ışığında yazıyor.
İnsanlığın dünyada temel hak ve özgürlüklerinden yararlanabileceği, uluslararası toplum nezdinde barış ve güvenliğin sağlandığı, ulusal ve uluslararası tüm kurumların daha şeffaf ve güvenilir olduğu bir ortamda yaşaması gerektiğini biliriz. Bunun için insanlığın ortak yararını gözetecek mekanizmalar oluştururuz. Bu mekanizmaların işleyişi konusunda her zaman hemfikir olamasak da uluslararası toplum nihai kararlarını tüm dünyada barış ve güveliğin sağlanması adına alacaktır diye düşünürüz. Piyasaya dayalı bir toplumda, hükümetlerin rolünü belirleyen sosyal bilimcilerin yanı sıra ihtiyaç sahiplerine milyarlarca lira devlet yardım...
Akademide Yolculuk: Mehmet Ecevit’e Armağan kitabı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü’nden 2016 yılında emekli olan Prof. Dr. Mehmet Cihan Ecevit’in akademideki kendine has yolculuğundan bir kesit sunma fikri ve arzusunun ürünüdür. Ecevit’in Sosyoloji Bölümü’ndeki odasına yolu düşmüş olanlar, kapının hemen üzerinde yer alan isimlikte Dr. haricinde herhangi bir unvanın bulunmadığını da bilirler. Biraz daha dikkatle bakanlar, bu durumun bir hata sonucu olmadığını, unvanın Ecevit tarafından özellikle kazınmış olduğunu da fark edeceklerdir. Bilgi, bilim, akademi ve siyaset ilişkisine dair belirli bir anlayış ve sorgunun ifadesi ...
None
Ata'm İzindeyiz Sen ülkeni okyanusötesi devletlerin öncü karakolu yapıp, sınırlarını Amerikan üsleriyle donat; sen ülke ekonomisini, uluslararası tekellerin ahtapot kollarına teslim et; sen kardeşi kardeşe vurdurtmak için gizli çeteler kur; sonra kalk, utanmadan sıkılmadan “Ata’m izindeyiz; Cumhuriyeti koruyoruz” diye siyaset dolandırıcılığı yap!.. Elsiz ayaksız bir yeşil yılan / Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal / Hani bir vakitler Kubilay’ı kestiler / Sen buyurdun kesenleri astılar / Sen uyudun asılanlar dirildi / Mustafa’m, Mustafa Kemal’im... Cumhuriyet’in temelini elsiz ayaksız yeşil yılanlar kemiriyor; devletimiz NATO generallerinin emrinde, ülkemiz IMF’lerin ipoteğinde!.. ... Uyan Gazi Kemal uyan!.. ... Devletin devlete, insanın insana kulluğunu yok etmek için uyan, uyan Gazi Kemal!.. (Cumhuriyet, 29 Ekim 1979, O Eski Türkü...) Uğur Mumcu 7 Haziran-31 Aralık 1979 yazıları.
None
Sahte Atatürkçülük “Resmi ideoloji” yapılan, Atatürkçülüğün kendisi midir, yoksa onun, özünden soyutlanmış, saptırılmış, iktidarda olanların kendi ideolojilerine göre biçimlendirilmiş yapay görüntüleri mi? Ne acı ki ikincisi... Atatürkçülük. hem iktidarda olanların tek boyutlu ve kısır düşürcelerine göre biçimlendirilmiş. hem de bu haliyle “resmi ideoloji” yapılmak istenmistir. Atatürkçülüğü, Ulusal Kurtuluş Devrimciliği olarak anlamak ve yorumlamak gerekir. Bu anlamda bir “Atatürkçülük" anlayışını okullarımıza sokmuş değiliz. Bugün de "devrim" sözcüğünü kaldırıp, yerine "inkılap" sözcüğünü yerleştirerek Atatürkçülüğü benimseteceğimizi hiç sanmıyoruz. Atatürkçülük, ancak çoğulcu bir demokraside, özgürlükçü bir düzende benimsetilirse bu eğitim biçimi daha sağlıklı olur. Atatürkçülüğü bir siyasal iktidarın "resmi ideolojisi" yaptınız mı, Atatürkçülük yerine sahtesi egemen olur. Uğur Mumcu (Cumhuriyet, 12 Kasım 1985, Devrim Tarihi...)
"Bir gram tarih, bir kilo ön-kestirime bedeldir. Çünkü yapılmış ve bitmiş olan bir şey yerli yerine konarak görülebilir ve değeri neyse ona göre yargılanabilir." (Leslie Lipson, 'Demokratik Uygarlık’ kitabından) Birinci Cildini "Ayrışma Yılları" adı altında sunduğumuz Sosyal demokratların 1980'li yıllarındaki on yıllık öyküsünün ikinci cildini "Bölüşme Yılları" adı ile yayınlıyoruz. Birinci ciltteki ilkelerimizi aynen koruyoruz. Amacımız liderlerin ve partilerin dışında, mümkün olduğunca sosyal demokrat "ayrışma" ve "bölüşme" de rol almış herkesin bulanık da olsa bir fotoğrafının elimizde bulunmasını sağlamak biçiminde özetlenebilir. Amacımıza ulaşabilmemiz için "ayrıntılara" yer verilmiş ve fotoğraftaki görüntüler "alıntılarla" elde edilmek istenmiştir. Görüşümüze göre, 1991 seçimlerinden sonra "birleşme / bütünleşme" aşamasına geçilmiştir. Bu sürecin ne zaman biteceği belli olmadığı için şimdilik yazılması da mümkün değildir.